TASARRUFUN İPTALİ DAVASI, 3.KİŞİNİN İYİ NİYETİ, ZAMANAŞIMI İTİRAZI

TASARRUFUN İPTALİ DAVASI, 3.KİŞİNİN İYİ NİYETİ, ZAMANAŞIMI İTİRAZI

T.C.

YARGITAY

17. Hukuk Dairesi

2016/7117 E.

2018/11404 K.

* Tasarrufun iptali davalarında 3. kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması ve satın alan dördüncü kişinin davaya dahil edilmemesi ya da davaya dahil edilmekle birlikte iyi niyetli olduğunun anlaşılması halinde İİK’nın 283/2 maddesi uyarınca bedele dönüşen davada üçüncü kişinin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerekir.

“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın tasarrufun iptali yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davalı …’e yönelik davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili davacının 17.05.2007 tarihli daire satış sözleşmesi kapsamında davalı … tarafından kendisine verilmiş bulunan …. şubesine ait 02.02.2009 keşide tarihli 40.000,00 TL tutarlı çek için … … Müdürlüğü’nün 2012/1246 sayılı dosyasına istinaden … takibine başlandığı, borcun doğum tarihi olan 17.05.2007 tarihinden sonra davalı borçlu … 27.08.2008 tarihinde … ilçesi … Mahallesi 148 ada 10 parsel zemin kat 22 nolu dükkan ve … Mahallesi 148 ada 15 parsel 3. Kat 6 nolu meskeni her bir taşınmazın bedeli tapuda 15.000,00 TL olarak gösterilmek suretiyle kız kardeşi …’e devrettiği, … tarafından da dava dışı kişiye satıldığı bu sebeple, 11/01/2016 tarihi itibarıyla borçlu …’ın … takip dosyasına vaki borcu olan 73.928,59 TL’nin davalı …’den dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, yargılama masrafı ve ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve mütesilsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı … cevap dilekçesinde; davalı borçlunun aciz halinde olmadığını, kendisinin hileli tasarruf ile mal kaçırmasının söz konusu olmadığını, öncelikle zamanaşımı itirazlarının kabulüne, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … duruşmadaki beyanında; kısaca davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır.

Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı itibari ile; tasarrufun iptali talebi açısından dava konusuz olduğundan karar verilmesine yer olmadığına, davalı … aleyhine açılan davanın kabulü ile … … Müdürlüğü’nün 2012/1246 numaralı takip konusu alacak ve fer’ileri ile sınırlı olmak üzere davalı 3. kişi …’ün … … Dairesinin 2012/1246 sayılı takip dosyasındaki takibe konu alacağın fer’ileri ile birlikte toplam 73.928,59 TL tazminatın güncel hesap tarihi olan 11.01.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalı …’den alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş hüküm davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere mahkeme kararının diğer gerekçe ve değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı … vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2- … ve İflas Kanunu’nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da “iyiniyet kurallarına aykırılık” nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.

Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri … yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları, üç grup altında ve İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak, bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar, sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (İİK.md.281). Bu yasal nedenle de, davacı tarafından İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerden birine dayanılmış olsa dahi, .

mahkeme bununla bağlı olmayıp, diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir (Y.H.G.K.25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı). Genelde denilebilir ki, borçlunun iptal edilebilecek tasarrufları, alacaklılarından mal kaçırılmasına yönelik olarak yapılan ivazsız veya aciz halinde yapılan tasarruflar ile alacaklılarına zarar verme kastıyla yapılan tasarruflardır.

Öte yandan, tasarrufun iptali davalarında 3. kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması ve satın alan dördüncü kişinin davaya dahil edilmemesi ya da davaya dahil edilmekle birlikte iyi niyetli olduğunun anlaşılması halinde İİK’nın 283/2 maddesi uyarınca bedele dönüşen davada üçüncü kişinin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerekir.

Somut olayda; davacı tarafından dava konusu gayrımenkulün dava dışı 4. kişiye devredildiğinin anlaşılmasına ve davacının talebini tazminata döndürmesine göre, mahkemece davacı …’den dava dışı 4. kişiye satım tarihindeki dava konusu gayrımenkulün gerçek değerinin belirlenmesi için ek bilirkişi raporu alınarak … dosyasındaki alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde … dosyası kapak hesabına göre tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiştir.

Kabule göre de tasasufun iptali davalarında iptal sebebi yok ise tazminata hükmedilemez. Mahkemece iptale karar verip alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde davacının talebinin tazminata dönüşmesi sebebi ile mahkemece tasarrufun iptali talebi açısından dava konusuz olduğundan karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi de doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden …’e geri veril
mesine 28/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.