SENET ÜZERİNDEKİ BELİRSİZLİK BORÇLU LEHİNE YORUMLANIR

SENET ÜZERİNDEKİ BELİRSİZLİK BORÇLU LEHİNE YORUMLANIR

TC

YARGITAY

12. Hukuk Dairesi         

2018/11789 E. 

2018/7912 K.

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından (1 adet) çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine karşı borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda, sair itirazları ile birlikte takibe dayanak çekin keşide tarihinde tahrifat yapıldığı ve paraf imzaların keşideci adına başkaları tarafından atıldığı, çekin bu haliyle kambiyo senedi vasfını kaybettiğini ileri sürerek ödeme emrinin iptali ile takibin durdurulmasını talep ettiği; mahkemece; davacı tarafın davasını ispat edemediğinden bahisle davanın reddine karar verildiği görülmektedir.
HMK.'nun 207. maddesi hükmü gereğince senetteki düzeltmelerin borçlu (keşideci) tarafından paraf edilmesi gereklidir. Yani, senette mevcut olan çıkıntı veya senet metni altındaki hak ve silinti ayrıca tasdik edilmemiş ise; inkâr halinde yok hükmündedir. Bu nedenle, senet üzerinde yapılan değişikliklerin geçerli olabilmesi için, düzenleyen tarafından imza veya paraf edilmek suretiyle onaylanması gerekir. İmzaya veya paraf imzasına itiraz halinde ise, mahkemece, yöntemince imza incelemesi yapılmalıdır. Düzeltmenin onaylı olmaması veya paraf imzasının keşideciye ait olmadığının anlaşılması halinde, düzeltme yok hükmünde olup, senedin düzeltme öncesi durumuna göre değerlendirme yapılır. Borçlunun söz konusu itirazları sabit olduğu takdirde; çekin TTK.'nun 796. ve 808. maddelerinde öngörülen yasal süreden sonra ibraz edildiği sonucuna varılacak ve İİK.'nun 170/a-2. maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilebilecektir.
Çekin keşide tarihinde tahrifat yapıldığı ve paraf imzasının da sahte olduğu yönündeki itirazların, çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden HMK.'nun 266.maddesi uyarınca bilirkişi incelemesi yoluna gidilmelidir. Çek keşideci tarafından düzenlenmiş olduğundan, çek üzerindeki değişikliklerin de keşideci tarafından paraf edilmesi gerekir.
İİK.'nun 170/3. maddesinde ise; inkar edilen imzanın borçluya ait olduğu anlaşıldığı takdirde itirazın reddedileceği hükme bağlanmıştır. Öte yandan, takibi başlatan ve icra dosyasına sunduğu çekteki imzaların borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklı olup, bu iddiayı ispat külfeti de alacaklıya aittir (HGK.’nun, 26.04.2006 tarih ve 12-259/231 sayılı kararı). Bilirkişi raporunda yer alan belirsizliğin borçlu lehine yorumlanması zorunludur.
Somut olayda, mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesine göre, 14.10.2015 tarihli ilk raporda takip dayanağı çekteki keşideci imzasının borçlu şirket yetkilisi ...’a ait olduğu tespit edilmiştir. Anılan çekin keşide tarihinde tahrifat yapılıp yapılmadığının da tespitinin istenmesi üzerine düzenlenen 03.11.2015 tarihli ek bilirkişi raporunun sonuç kısmının 1 ve 2 numaralı açıklamalarında, her ne kadar rakamlar üzerinden defalarca gidildiği görülse de ilk yazılan rakamın ne olduğu hususunun tespit edilemediği ve paraf imzanın aidiyeti hususunda da bir tespite gidilemediği belirtilmiş, 3 nolu açıklamada ise yine keşideci imzasının ...’a ait olduğu tespit edilmiştir. Görüldüğü üzere; mahkemece alınan her iki bilirkişi raporunda da borçlu şirket kaşesinin üstündeki imzanın anılan şirket yetkilisinin eli ürünü olduğu kesin olarak belirlenmiş olmakla birlikte şikayet konusu keşide tarihi üzerindeki paraf imzaların kime ait olduğu ve keşide tarihi yönünde kesin bir kanaat bildirilmemiştir.
O halde; mahkemece bilirkişi raporu borçlu lehine yorumlanmak suretiyle parafın borçluya ait olmadığı kabul edilerek senedin gerçek keşide tarihinin tahrifattan önceki tarih olduğu gözetilip bankaya süresinde ibraz edilip edilmediği belirlendikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.