JANDARMA GENEL KOMUTANLIĞINDAKİ MEMURLARA UYGULANAN DİSİPLİN HÜKÜMLERİNİN SİVİL ÖĞRETİM ELEMANLARINA DA UYGULANMASINI ÖNGÖREN KURALIN İPTALİ

JANDARMA GENEL KOMUTANLIĞINDAKİ MEMURLARA UYGULANAN DİSİPLİN HÜKÜMLERİNİN SİVİL ÖĞRETİM ELEMANLARINA DA UYGULANMASINI ÖNGÖREN KURALIN İPTALİ

İtiraz Konusu Kural

İtiraz konusu kuralda, öğretim elemanları ile Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı personelinin disiplin konusunda tümüyle aynı düzenlemelere tabi kılınması öngörülmektedir.

Başvuru Gerekçesi

Başvuru kararında özetle; itiraz konusu kuralla hiyerarşiye dayalı olarak görev yapan subay, astsubay, sözleşmeli subay, sözleşmeli astsubay, uzman jandarma, uzman erbaş, sözleşmeli erbaş, sözleşmeli erler ve diğer sınıflarda görev yapan memurlar ile yürüttükleri hizmetin niteliği gereği bilimsel özerklik temelinde faaliyet gösteren öğretim elemanlarının konumlarının farklı olduğu, bu itibarla asker kişilere uygulanan disiplin hükümlerinin öğretim elemanları bakımından geçerli olamayacağı belirtilerek kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

Mahkemenin Değerlendirmesi

İtiraz konusu kuralla öncelikle 7068 sayılı Kanun, sonrasında ise 7068 sayılı Kanun’da yer alan atıf nedeniyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun disipline ilişkin hükümleri Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisinde istihdam edilen sivil öğretim elemanları hakkında uygulanabilir hâle gelmiştir. Ancak anılan Kanun’da düzenlenmiş olan; yetkili olmadığı hâlde basın, haber ajansları, radyo ve televizyon kurumları veya diğer iletişim kanalları vasıtasıyla kamuoyuna bilgi ya da demeç vermek, bilimsel alana ilişkin açıklamalarda bulunmak gibi bazı fiiller nedeniyle öğretim elemanlarının disiplin sorumluluğuna gidilebilmesi bilimsel özgürlükle bağdaşmamaktadır.

Kanun’un 8. maddesinde sayılan fiiller esas olarak Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı teşkilatlarında görev yapan subay, astsubay, sözleşmeli subay, sözleşmeli astsubay, uzman jandarma, uzman erbaş, sözleşmeli erbaş ve sözleşmeli erler ile diğer sınıflardaki memurlar için öngörülmüş olduğundan anılan fiillerin bir kısmı gerek içerik gerekse kullanılan kavramlar ve ifade tarzı itibarıyla öğretim elemanlığı görevinin kapsam ve niteliğiyle örtüşmemektedir.

Bu bağlamda anılan maddenin (1) numaralı fıkrasının (g) bendinde yer alan “Usulüne uygun olarak kendisine verilmiş olan bir emir üzerine; emrin uygun olmadığı, yanlış verildiği, yapılamayacağı ve benzeri şekillerde amirini alenen eleştirmek veya amire karşı itirazda bulunmak (Amir tarafından karar verilene kadar astın fikrini savunması veya emrin kanunsuz olduğu hususundaki kanaatini belirtmek için amire yaptığı itiraz bu kapsamda disiplinsizlik teşkil etmez.)” ve (3) numaralı fıkrasının (a) bendinin (1) numaralı alt bendinde yer alan “Mevzuat veya talimata aykırı olarak eksik kuşam ve teçhizatla göreve çıkmak.” fiillerinin disiplin yaptırımına bağlanması örnek gösterilebilecektir. Hiyerarşiye dayalı ve sınırları daha net çizilebilen çalışma koşulları içinde görev yapan asker kişiler için öngörülen söz konusu düzenlemelerin, yürüttükleri hizmetin niteliği gereği Anayasa’da ayrıca düzenlenen ve bilimsel özerklik temelinde farklı bir konumda değerlendirilen sivil öğretim elemanlarına nasıl uygulanacağının belirsiz olduğu açıktır.

Bu itibarla öğretim elemanları ile Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı personelinin disiplin konusunda tümüyle aynı düzenlemelere tabi kılınması, Anayasa’da yükseköğretim kurumları için öngörülen bilimsel özerklikle örtüşmemektedir. Bu durum ayrıca gerek uygulayıcılar gerekse disiplin hükümlerinin muhatapları yönünden birtakım belirsizliklere de yol açmaktadır.

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kuralın Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline, iptal hükmünün kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar vermiştir.

---

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

 

Esas Sayısı : 2022/62

Karar Sayısı : 2022/95

Karar Tarihi : 20/7/2022

R.G. Tarih-Sayısı : 9/8/2022-31918

 

İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesi

İTİRAZIN KONUSU: 10/3/1983 tarihli ve 2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu’nun 9/11/2016 tarihli ve 6756 sayılı Kanun’un 112. maddesiyle değiştirilen 13/A maddesinin 1/2/2018 tarihli ve 7078 sayılı Kanun’un 51. maddesiyle değiştirilen altıncı fıkrasının ikinci cümlesinin “disiplin” yönünden sınırlı olmak üzere Anayasa’nın 2., 10., 27. ve 130. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülerek iptaline karar verilmesi talebidir.

OLAY: Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanlığı bünyesinde sivil öğretim üyesi olarak görev yapan davacı hakkında tesis edilen disiplin cezasının iptali talebiyle açılan davada itiraz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme, iptali için başvurmuştur.

I. İPTALİ İSTENEN KANUN HÜKMÜ

Kanun’un 13/A maddesinin itiraz konusu kuralın da yer aldığı altıncı fıkrası şöyledir:

 “(Değişik fıkra: 15/8/2017/KHK-694/54 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7078/51 md.) Akademide istihdam edilen jandarma hizmetleri sınıfı ve sahil güvenlik hizmetleri sınıfı dışından olan öğretim elemanlarının görev süreleri, her türlü özlük hakları, izinleri, akademik unvanlarının yükselmesi ve korunması konusunda 2547 sayılı Kanun ve 11/10/1983 tarihli ve 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu hükümleri uygulanır. Jandarma hizmetleri sınıfı ve sahil güvenlik hizmetleri sınıfı dışından olan öğretim elemanları için disiplin ve cezai hükümler açısından Jandarma Genel Komutanlığında görevli jandarma hizmetleri sınıfı dışındaki diğer devlet memurlarına uygulanan mevzuat hükümleri geçerlidir.”

II. İLK İNCELEME

1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca Zühtü ARSLAN, Hasan Tahsin GÖKCAN, Kadir ÖZKAYA, Engin YILDIRIM, Muammer TOPAL, M. Emin KUZ, Rıdvan GÜLEÇ, Recai AKYEL, Yusuf Şevki HAKYEMEZ, Yıldız SEFERİNOĞLU, Selahaddin MENTEŞ, İrfan FİDAN ve Kenan YAŞAR’ın katılımlarıyla 12/5/2022 tarihinde yapılan ilk inceleme toplantısında öncelikle sınırlama sorunu görüşülmüştür.

2. Anayasa’nın 152. ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 40. maddelerine göre bir davaya bakmakta olan mahkeme, o dava sebebiyle uygulanacak bir kanunun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin hükümlerini Anayasa’ya aykırı görmesi hâlinde veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varması durumunda bu hükümlerin iptalleri için Anayasa Mahkemesine başvurmaya yetkilidir. Ancak anılan maddeler uyarınca bir mahkemenin Anayasa Mahkemesine başvurabilmesi için elinde yöntemince açılmış ve mahkemenin görevine giren bir davanın bulunması, iptali talep edilen kuralın da o davada uygulanacak olması gerekir. Uygulanacak kural ise bakılmakta olan davanın değişik evrelerinde ortaya çıkan sorunların çözümünde veya davayı sonuçlandırmada olumlu ya da olumsuz yönde etki yapacak nitelikte bulunan kurallardır.

3. İtiraz yoluna başvuran Mahkeme, 2803 sayılı Kanun’un 13/A maddesinin altıncı fıkrasının ikinci cümlesinin “…disiplin…” yönünden sınırlı olmak üzere iptalini talep etmiştir. Kural, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi bünyesinde jandarma hizmetleri sınıfında ve sahil güvenlik hizmetleri sınıfı dışında çalışmakta olan öğretim elemanları için hem disiplin hem de cezai hükümler açısından Jandarma Genel Komutanlığında görevli jandarma hizmetleri sınıfı dışındaki diğer devlet memurlarına uygulanan mevzuat hükümlerinin geçerli olduğunu öngörmektedir.

4. Bakılmakta olan davanın konusu ise Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanlığı bünyesinde sivil öğretim üyesi olarak görev yapan davacı hakkında tesis edilen disiplin cezasının iptali talebine ilişkindir. Bu itibarla kuralın esasına ilişkin incelemenin “…disiplin…” ibaresi ile sınırlı olarak yapılması gerekmektedir.

5. Açıklanan nedenle 10/3/1983 tarihli ve 2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu’nun 9/11/2016 tarihli ve 6756 sayılı Kanun’un 112. maddesiyle değiştirilen 13/A maddesinin 1/2/2018 tarihli ve 7078 sayılı Kanun’un 51. maddesiyle değiştirilen altıncı fıkrasının ikinci cümlesinin esasının incelenmesine, esasa ilişkin incelemenin anılan cümlede yer alan “…disiplin…” ibaresi ile sınırlı olarak yapılmasına OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.

III. ESASIN İNCELENMESİ

6. Başvuru kararı ve ekleri, Raportör Cem GÜNDOĞDU tarafından hazırlanan işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu kanun hükmü, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

A. Genel Açıklama

7. 2803 sayılı Kanun’un 13/A maddesi ile Jandarma ve Sahil Güvenlik Teşkilatlarının subay ve astsubay ve diğer personel ihtiyacını karşılamak, ön lisans, lisans ve lisansüstü eğitim-öğretim, bilimsel araştırma, yayın yapmak üzere bünyesinde fakülte, enstitü, astsubay meslek yüksekokulları, eğitim ve araştırma merkezleri ve kurslar bulunan bir yükseköğretim kurumu olarak İçişleri Bakanlığına bağlı Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi (Akademi) kurulmuştur.

8. Yükseköğretim kurumu niteliğinde kurulan Akademinin kuruluş, görev ve çalışma usulleri 4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu hükümleri saklı olmak kaydıyla anılan maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılıp 20/4/2017 tarihli ve 30044 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Öğretim Elemanlarının Seçim, Atama, Yükseltme ve Görevlerine İlişkin Yönetmelik’te düzenlenmiştir. Söz konusu Yönetmelik hükümleri uyarınca Akademi bünyesinde görevlendirme yöntemiyle çalışabilecek öğretim elemanlarının yanı sıra Akademinin kendi bünyesinde istihdam edilebilecek jandarma ve sahil güvenlik hizmetleri sınıfından veya bu sınıflar dışında olan öğretim elemanları çalışabilecektir.

B. Anlam ve Kapsam

9. 31/1/2018 tarihli ve 7068 sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun’un 1. maddesinde, anılan Kanun’un amacı “…Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı personeline ilişkin disiplinsizlik ve cezaları, disiplin amirlerini ve kurullarını, disiplin soruşturma usulü ile diğer ilgili hususları düzenlemektir.” olarak ifade edilmiştir.

10. Kanun’un kapsamı ise 2. maddede düzenlenmiş olup Kanun’un Emniyet Genel Müdürlüğü teşkilatında çalışan her sınıftan memurları ile Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı teşkilatlarında görev yapan subay, astsubay, sözleşmeli subay, sözleşmeli astsubay, uzman jandarma, uzman erbaş, sözleşmeli erbaş ve sözleşmeli erler ile diğer sınıflardaki memurları kapsadığı belirtilmiştir.

11. 2803 sayılı Kanun’un 13/A maddesinin altıncı fıkrasının ikinci cümlesinde ise jandarma hizmetleri sınıfı ve sahil güvenlik hizmetleri sınıfı dışından olan öğretim elemanları için disiplin ve cezai hükümler açısından Jandarma Genel Komutanlığında görevli jandarma hizmetleri sınıfı dışındaki diğer devlet memurlarına uygulanan mevzuat hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüş olup söz konusu cümlede yer alan “…disiplin…” ibaresi itiraz konusu kuralı oluşturmaktadır.

12. Bu itibarla kuralla, asker kişiler ile sivil memurların yanı sıra jandarma hizmetleri sınıfı ve sahil güvenlik hizmetleri sınıfı dışında yer alan öğretim elemanlarının disiplin yönünden 7068 sayılı Kanun’a tabi kılındığı anlaşılmaktadır.

C. İtirazın Gerekçesi

13. Başvuru kararında özetle; itiraz konusu kuralla hiyerarşiye dayalı olarak görev yapan subay, astsubay, sözleşmeli subay, sözleşmeli astsubay, uzman jandarma, uzman erbaş, sözleşmeli erbaş, sözleşmeli erler ve diğer sınıflarda görev yapan memurlar ile yürüttükleri hizmetin niteliği gereği bilimsel özerklik temelinde faaliyet gösteren öğretim elemanlarının konumlarının farklı olduğu, bu itibarla asker kişilere uygulanan disiplin hükümlerinin öğretim elemanları bakımından geçerli olamayacağı belirtilerek kuralın Anayasa’nın 2., 10., 27. ve 130. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

Ç. Anayasa’ya Aykırılık Sorunu

14. Anayasa’nın 130. maddesinde üniversite, ortaöğretime dayalı çeşitli düzeylerde eğitim-öğretimin, bilimsel araştırmaların, yayın ve danışmanlığın yapıldığı, ülkeye ve insanlığa hizmet eden kurum olarak nitelendirilip bilimsel ve idari özerkliğe sahip kılınmak suretiyle diğer kamu kurumlarından farklı değerlendirilmiştir.

15. Anılan maddenin öğretim elemanlarının Yükseköğretim Kurulunun veya üniversitelerin yetkili organlarının dışında kalan makamlarca her ne suretle olursa olsun görevlerinden uzaklaştırılamayacakları yönündeki yedinci fıkrası ile öğretim elemanlarının görevleri, atanmaları, yükselmeleri ve disiplin işleri gibi birçok hususun kanunla düzenleneceğini belirten dokuzuncu fıkrası gözetildiğinde öğretim elemanları yönünden diğer kamu görevlilerine nazaran daha güvenceli bir personel rejiminin öngörüldüğü anlaşılmaktadır (aynı yönde bkz. AYM, E.2017/33, K.2019/20, 10/04/2019, § 27).

16. Anayasa’nın söz konusu maddesinde belirtilen bilimsel özerklik kavramı, yargı içtihatları ve öğretide, bilimsel çalışmaların amacına uygun şekilde yürütülebilmesinin olmazsa olmaz koşulu olarak görülmekte ve öğretim elemanlarının ekonomik, siyasi veya diğer başka yönlerden nüfuz sahibi bulunan kişi ve kurumların baskısı, yönlendirmesi olmadan ve toplumda genel olarak hâkim olan düşünce ve kabuller doğrultusunda sonuçlara varmak gibi bir zorunluluk hissetmeden, sadece bilimsel ölçütler ve etik kurallar çerçevesinde eğitim-öğretim, araştırma ve yayın yapabilme imkânlarına sahip bulunmaları biçiminde açıklanmaktadır (aynı yönde bkz. AYM, E.2017/33, K.2019/20, 10/04/2019, § 70).

17. Anayasa’nın 132. maddesinde ise “Türk Silahlı Kuvvetleri ve emniyet teşkilatına bağlı yükseköğretim kurumları özel kanunlarının hükümlerine tabidir.” düzenlemesine yer verilmiştir.

18. 2803 sayılı Kanun’un 3. maddesine göre jandarma; emniyet ve asayiş ile kamu düzeninin korunmasını sağlayan ve diğer kanunların ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin verdiği görevleri yerine getiren silahlı genel kolluk kuvvetidir. Anılan Kanun’un “Bağlılık:” başlıklı 4. maddesi ile de Jandarma Genel Komutanlığının İçişleri Bakanlığına bağlı olduğu belirtilmiştir. Benzer düzenlemelere 9/7/1982 tarihli ve 2692 sayılı Sahil Güvenlik Komutanlığı Kanunu’nun 2. maddesinde de yer verilmiştir.

19. 2803 sayılı Kanun’un 13/A maddesine göre Akademi, Jandarma ve Sahil Güvenlik Teşkilatlarının subay ve astsubay ve diğer personel ihtiyacını karşılamak, ön lisans, lisans ve lisansüstü eğitim-öğretim, bilimsel araştırma, yayın yapmak üzere bünyesinde fakülte, enstitü, astsubay meslek yüksekokulları, eğitim ve araştırma merkezleri ve kurslar bulunan İçişleri Bakanlığına bağlı bir yükseköğretim kurumudur.

20. 4/6/1937 tarihli ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu’nun 1. maddesinde ülkenin genel güvenlik ve asayiş işlerinden İçişleri Bakanının sorumlu olduğu ve bu görevini Emniyet Genel Müdürlüğü ile Jandarma Genel Komutanlığı ve gerektiğinde diğer bütün zabıta teşkilatı aracılığıyla yerine getireceği hükme bağlanmıştır.

21. Anılan hükümler gözetildiğinde Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı ile doğrudan ilgili ve İçişleri Bakanlığına bağlı olan Akademinin, Anayasa’nın 132. maddesinde yer alan emniyet teşkilatına bağlı yükseköğretim kurumları kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.

22. Ancak bir yükseköğretim kurumunun Anayasa’nın 132. maddesinin kapsamına girmesi onun bilimsel özerklikten tamamen mahrum bırakıldığı anlamına gelmemektedir. Nitekim Anayasa’nın anılan maddesi kapsamında yer alan kurumlar da yükseköğretim kurumu olarak nitelendirilmiştir. Bir yükseköğretim kurumunun asgari seviyede bilimsel özerkliğe sahip olması ise yükseköğretim kurumu olmanın bir gereğidir.

23. Diğer yandan Anayasa’nın söz konusu maddesinde bu tür yükseköğretim kurumlarının özel kanun hükümlerine tabi olduğunun belirtilmiş olması karşısında Anayasa’nın 130. maddesi uyarınca yükseköğretim kurumlarında varlığı gereken bilimsel özerkliğin diğer yükseköğretim kurumlarıyla aynı oranda ve yoğunlukta olmaması mümkündür. Bu itibarla bilimsel özerkliğe dayalı farklı konumları gereğince Anayasa’nın 132. maddesi kapsamında yer alan yükseköğretim kurumlarında görev yapan öğretim elemanları hakkında yapılacak düzenlemelerde söz konusu farklılığın dikkate alınması gerektiği açıktır.

24. Anayasa’nın 27. maddesinin birinci fıkrasında “Herkes, bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme, açıklama, yayma ve bu alanlarda her türlü araştırma hakkına sahiptir.” hükmüne yer verilmek suretiyle bilim ve sanat özgürlüğü güvence altına alınmıştır. Söz konusu güvence herkes için öngörülmüş olmakla birlikte yükseköğretim kurumu niteliğindeki bir kuruluş bünyesinde ifa edilen görevin kapsam ve niteliği gözetildiğinde bilimsel özerklik temelinde görev yapan öğretim elemanlığı ile bilim ve sanat özgürlüğü arasında daha yakın bir ilişkinin bulunduğu görülmektedir (aynı yönde bkz. AYM, E.2017/33, K.2019/20, 10/04/2019, § 30).

25. İtiraz konusu kuralla öncelikle 7068 sayılı Kanun, sonrasında ise 7068 sayılı Kanun’da yer alan atıf nedeniyle 657 sayılı Kanun’un disipline ilişkin hükümleri Akademide istihdam edilen sivil öğretim elemanları hakkında uygulanabilir hâle gelmiştir. Başka bir deyişle yükseköğretim kurumu niteliğinde bulunan Akademide görev yapan sivil öğretim elemanları hakkında 7068 sayılı Kanun’da düzenlenmiş fiiller nedeniyle disiplin sorumluluğuna gidilmesi mümkün kılınmıştır. Ancak anılan Kanun’da düzenlenmiş olan; yetkili olmadığı hâlde basın, haber ajansları, radyo ve televizyon kurumları veya diğer iletişim kanalları vasıtasıyla kamuoyuna bilgi ya da demeç vermek, bilimsel alana ilişkin açıklamalarda bulunmak gibi bazı fiiller nedeniyle öğretim elemanlarının disiplin sorumluluğuna gidilebilmesi bilimsel özgürlükle bağdaşmamaktadır.

26. Öte yandan Anayasa’nın 2. maddesine göre hukuk devleti; eylem ve işlemleri hukuka uygun, insan haklarına saygılı, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adil bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, hukuki güvenliği sağlayan, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuk kurallarıyla kendini bağlı sayan ve yargı denetimine açık olan devlettir.

27. Anayasa'nın anılan maddesinde yer alan hukuk devletinin temel unsurlarından biri de belirlilik ilkesidir. Bu ilkeye göre yasal düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olması, ayrıca kamu otoritelerinin keyfî uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesi gerekir. Belirlilik ilkesi, hukuksal güvenlikle bağlantılı olup birey, kanundan belirli bir kesinlik içinde hangi somut eylem ve olguya hangi hukuksal yaptırımın veya sonucun bağlandığını bilmelidir.

28. Kanun’un 8. maddesinde sayılan fiiller esas olarak Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı teşkilatlarında görev yapan subay, astsubay, sözleşmeli subay, sözleşmeli astsubay, uzman jandarma, uzman erbaş, sözleşmeli erbaş ve sözleşmeli erler ile diğer sınıflardaki memurlar için öngörülmüş olduğundan anılan fiillerin bir kısmı gerek içerik gerekse kullanılan kavramlar ve ifade tarzı itibarıyla öğretim elemanlığı görevinin kapsam ve niteliğiyle örtüşmemektedir.

29. Bu bağlamda anılan maddenin (1) numaralı fıkrasının (g) bendinde yer alan “Usulüne uygun olarak kendisine verilmiş olan bir emir üzerine; emrin uygun olmadığı, yanlış verildiği, yapılamayacağı ve benzeri şekillerde amirini alenen eleştirmek veya amire karşı itirazda bulunmak (Amir tarafından karar verilene kadar astın fikrini savunması veya emrin kanunsuz olduğu hususundaki kanaatini belirtmek için amire yaptığı itiraz bu kapsamda disiplinsizlik teşkil etmez.)” ve (3) numaralı fıkrasının (a) bendinin (1) numaralı alt bendinde yer alan “Mevzuat veya talimata aykırı olarak eksik kuşam ve teçhizatla göreve çıkmak.” fiillerinin disiplin yaptırımına bağlanması örnek gösterilebilecektir. Hiyerarşiye dayalı ve sınırları daha net çizilebilen çalışma koşulları içinde görev yapan asker kişiler için öngörülen söz konusu düzenlemelerin, yürüttükleri hizmetin niteliği gereği Anayasa’da ayrıca düzenlenen ve bilimsel özerklik temelinde farklı bir konumda değerlendirilen sivil öğretim elemanlarına nasıl uygulanacağının belirsiz olduğu açıktır.

30. Bu itibarla öğretim elemanları ile Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı personelinin disiplin konusunda tümüyle aynı düzenlemelere tabi kılınması, Anayasa’da yükseköğretim kurumları için öngörülen bilimsel özerklikle örtüşmediği gibi gerek uygulayıcılar gerekse disiplin hükümlerinin muhatapları yönünden birtakım belirsizliklere yol açmaktadır.

31. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 2., 27. ve 130. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.

Kural Anayasa’nın 2., 27. ve 130. maddelerine aykırı görülerek iptal edildiğinden ayrıca Anayasa’nın 10. maddesi yönünden incelenmemiştir.

IV. İPTALİN DİĞER KURALLARA ETKİSİ

32. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrasında kanunun, Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün belirli kurallarının iptali, diğer kurallarının veya tümünün uygulanmaması sonucunu doğuruyorsa bunların da Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilebileceği öngörülmektedir.

33. 2803 sayılı Kanun’un 13/A maddesinin altıncı fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “…disiplin…” ibaresinin iptali nedeniyle uygulanma imkânı kalmayan anılan cümlede yer alan ve itiraz konusu kuraldan sonra gelen “…ve…” ibaresinin 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince iptali gerekir.

V. İPTAL KARARININ YÜRÜRLÜĞE GİRECEĞİ GÜN SORUNU

34. Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasında “Kanun, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da bunların hükümleri, iptal kararlarının Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar. Gereken hallerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih, kararın Resmî Gazetede yayımlandığı günden başlayarak bir yılı geçemez.” denilmekte; 6216 sayılı Kanun’un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrasında da bu kural tekrarlanarak Mahkemenin gerekli gördüğü hâllerde Resmî Gazete’de yayımlandığı günden başlayarak iptal kararının yürürlüğe gireceği tarihi bir yılı geçmemek üzere ayrıca kararlaştırabileceği belirtilmektedir.

35. 2803 sayılı Kanun’un 13/A maddesinin altıncı fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “…disiplin…” ibaresinin ve “…disiplin…” ibaresinden sonra gelen “…ve…” ibaresinin iptal edilmesi nedeniyle doğacak hukuksal boşluk kamu yararını ihlal edecek nitelikte görüldüğünden Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasıyla 6216 sayılı Kanun’un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince iptal hükmünün kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesi uygun görülmüştür.

VI. HÜKÜM

10/3/1983 tarihli ve 2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu’nun 9/11/2016 tarihli ve 6756 sayılı Kanun’un 112. maddesiyle değiştirilen 13/A maddesinin 1/2/2018 tarihli ve 7078 sayılı Kanun’un 51. maddesiyle değiştirilen altıncı fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan;

A. “...disiplin...” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, iptal hükmünün, Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü fıkrası ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince KARARIN RESMÎ GAZETE’DE YAYIMLANMASINDAN BAŞLAYARAK DOKUZ AY SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNE,

B. “...disiplin...” ibaresinden sonra gelen “…ve…” ibaresinin 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince İPTALİNE, iptal hükmünün, Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü fıkrası ile 6216 sayılı Kanun’un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince KARARIN RESMÎ GAZETE’DE YAYIMLANMASINDAN BAŞLAYARAK DOKUZ AY SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNE, 20/7/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.


Başkan

Zühtü ARSLAN

Başkanvekili

Hasan Tahsin GÖKCAN

Başkanvekili

Kadir ÖZKAYA

Üye

Engin YILDIRIM

Üye

Hicabi DURSUN

Üye

Muammer TOPAL

Üye

M. Emin KUZ

Üye

Rıdvan GÜLEÇ

Üye

Recai AKYEL

Üye

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

Üye

Yıldız SEFERİNOĞLU

Üye

Selahaddin MENTEŞ

Üye

Basri BAĞCI

Üye

İrfan FİDAN

Üye

Kenan YAŞAR