HER NE KADAR İLK DERECE MAHKEMESİNCE EMSAL ÜCRET YAZISI DİKKATE ALINMIŞ İSE DE İŞÇİ SENDİKALI OLMADIĞINDAN, SENDİKA TARAFINDAN BİLDİRİLEN ÜCRETİN DEĞERLENDİRİLMESİ HATALIDIR

HER NE KADAR İLK DERECE MAHKEMESİNCE EMSAL ÜCRET YAZISI DİKKATE ALINMIŞ İSE DE İŞÇİ SENDİKALI OLMADIĞINDAN, SENDİKA TARAFINDAN BİLDİRİLEN ÜCRETİN DEĞERLENDİRİLMESİ HATALIDIR

T.C.

Yargıtay

9. Hukuk Dairesi         

2021/9077 E. 

2021/15948 K.

    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : … 27. Hukuk Dairesi

    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : … 27. İş Mahkemesi

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı vekilince istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 30/11/2021 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına vekili Avukat … ile karşı taraf adına vekili Avukat … geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkili işçinin 12.04.2004-04.08.2017 tarihleri arasında davalı işverenlik nezdinde aşçıbaşı olarak çalıştığını, iş sözleşmesini sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak 1475 sayılı İş Kanununun 14/1-5 bendi uyarınca feshettiğini, son net ücretinin 4.000,00 TL olduğunu, davalı yanın bu ücreti Sosyal Güvenlik Kurumuna asgari ücret üzerinden gösterdiğini, son dört aydır müvekkilinin maaşının asgari ücret olan kısmını aldığını, geri kalan 2.200,00 TL’lik kısmını alamadığını, işe girdiği tarihten 2015 yılı Haziran ayına kadar sabah 10.30 dan akşam 00.00’e kadar çalıştığını, 2015 yılı Haziran ayından iş sözleşmesini haklı olarak feshettiği 04.08.2017 tarihine kadar sabah 09.00 ila akşam 21.00’a kadar çalıştığını, dini bayramların sadece ilk günü izinli olduğunu, diğer günler çalıştığını, davacının yıllık izinlerini kullanmadığını belirterek kıdem tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davacı işçinin müvekkili işverenlik nezdinde çalışmakta iken asgari emeklilik hakkı kazandığı iddiası ile kendi isteği ile işten ayrıldığını, asıl amacının tazminat alarak başka bir işyerinde çalışmak olduğunu, ihbar süresinin bitimini beklemeksizin 04.08.2017 tarihinden itibaren işe gelmediğini, tüm işçilik alacaklarının kendisine ödendiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
    İlk Derece Mahkemesince, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    İstinaf Başvurusu:
    İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
    Bölge Adliye Mahkemesince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
    Temyiz Başvurusu :
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, taraflar arasındaki sözleşmeye, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının aylık ücret miktarı noktasındadır.
    Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
    Somut olayda, dava dilekçesinde davacının davalı işverende aşçıbaşı olarak net 4.000,00 TL ücret ile çalıştığı, davalının Sosyal Güvenlik Kurumuna ücretini asgari ücret olarak bildirdiği, son dört aydır maaşının asgari ücret olan kısmını aldığını, geri kalan 2.200,00 TL’lik kısmını almadığı beyan edilmiştir. Davalı taraf ise davacının ücretinin imzalı ücret bordrolarında belirtilen tutar olduğunu savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince davacının son ücreti net 4.000,00 TL kabul edilerek buna göre davacının alacak talepleri hüküm altına alınmıştır. Davacı tanıklarından R.G davacının ne kadar maaş aldığını bilmediğini beyan ederken diğer davacı tanığı G.Ö davacının 4.000,00 TL ye yakın maaş aldığını belirtmiştir. Davalı tanıkları davacının ne kadar ücret aldığını bilmediklerini beyan etmişlerdir. İmzalı ücret bordrolarına göre davacının son ücreti net 1.458,31 TL’dir. Emsal ücret araştırmasında … aylık net 4.000,00 TL-7.000,00 TL arası ücret bildirmiş olup her ne kadar İlk Derece Mahkemesince bu emsal ücret yazısıda dikkate alınmış ise de davacı sendikalı olmadığından, sendika tarafından bildirilen ücretin değerlendirilmesi hatalıdır. Dava dilekçesindeki son dört aydır asgari ücret olan kısmının ödendiği, kalan 2.200,00 TL’lik kısmının ödenmediği açıklaması dikkate alındığında davacının işten çıktığı tarih itibariyle asgari ücretin net 1.404,06 TL olduğu, kalan 2.200,00 TL’nin eklenmesi ile davacının beyanına göre son ücretinin net 3.604,06 TL olarak kabul edilmesinin davacının beyanı ve dosya kapsamı dikkate alındığında dosya kapsamına daha uygun düşeceği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca İlk Derece Mahkemesince davacının son ücreti net 3.604,06 TL kabul edilerek dava konusu alacakların hesaplanması gerekli iken yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne göre karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    Sonuç:
    Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davalı yararına takdir edilen 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 30.11.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.