EV SAHİBİ OLAN KİŞİNİN KİRAYA VERDİĞİ EVİN GEREKLİ BAKIM VE ONARIMLARINI YAPTIRMAYARAK TEHLİKESİZ BİR ŞEKİLDE HAZIR VAZİYETE GETİRMEDİĞİNDEN MEYDANA GELEN ZARARDAN SORUMLUDUR

EV SAHİBİ OLAN KİŞİNİN KİRAYA VERDİĞİ EVİN GEREKLİ BAKIM VE ONARIMLARINI YAPTIRMAYARAK TEHLİKESİZ BİR ŞEKİLDE HAZIR VAZİYETE GETİRMEDİĞİNDEN MEYDANA GELEN ZARARDAN SORUMLUDUR

T.C.

Yargıtay

3. Hukuk Dairesi         

2020/11867 E. 

2021/3448 K.

    MAHKEMESİ : …BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ … HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen maddi ve manevi tazminat davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; davalının evinin yazlık amacıyla sekiz günlüğüne kiralandığını, evde balkonun çökmesi sonucunda ağır yaralandığını, davalının evin bakımını ve onarımını yapmaması nedeni ile sorumlu olduğunu, ceza dosyasında alınan raporda davacının kusurlu olduğunun belirlendiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla sürekli ve geçici iş göremezlik nedeni ile 900 TL; bakım ücreti, yol, yemek, konaklama zararları için 100 TL maddi tazminat ile, 30.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslahla geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatını 112.260,32 TL’ye yükseltmiştir.
    Davalı; hiçbir kusuru olmadığını, evin onarımını ve bakımını eksiksiz yerine getirdiğini, maddi tazminatın yersiz olduğunu, manevi tazminatın ise fahiş olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
    İlk derece mahkemesince; davacının 9 ay geçici süreyle iş göremezlik halinde kaldığı, çalışma gücünü %34 oranında daimi olarak kaybettiği, olayda davacının evin eski ve bakımsız olmasına göre gerekli dikkat ve özeni göstermediği, bu nedenle olayda %50 oranında kusurlu olduğu, ev sahibi olan davalının ise evi kiraya veren kişi olarak gerekli bakım ve onarımlarını yaptırmayarak tehlikesiz bir şekilde hazır vaziyete getirmediği, bu sebeple %50 kusurlu olduğu, aktüerya bilirkişisinin yaptığı hesaplamaya göre davacının 4.713,82 TL bakım gideri zararı, 107.546,50 TL geçici ve sürekli iş göremezlik zararı olmak üzere toplam 112.260,32 TL maddi zararı olduğu gerekçeleriyle; 25.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, toplam 112.260,32 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından istinaf edilmiştir.
    Bölge adliye mahkemesince, dosya kapsamı, hükme esas alınan bilirkişi raporları, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alınarak verilen kararda usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-) Uyuşmazlık, bina malikinin kusursuz sorumluluğundan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26. maddesine göre, mahkeme tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlıdır. Kural olarak mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışıdır. Öğreti ve uygulamada taleple bağlılık olarak adlandırılan bu kural sadece sonuç istem yönünden değil, sonuç istemi oluşturulan her bir alacak kalemi yönünden de uygulanır.
    Somut olayda, davacı dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 900 TL geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile 100 TL bakım gideri olan maddi tazminata karar verilmesini talep etmiş, 02/11/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile dava dilekçesinde 900 TL olarak bildirdiği geçici ve sürekli iş göremezlik tazminat talebini 111.360,32 TL arttırarak 112.260,32 TL’ye yükselttiğini belirtmiştir. Mahkemece hükme esas alınan raporda ise, davacının geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı 107.546,50 TL; bakım gideri ise 4.713,82 TL hesaplanmıştır. Davacının ıslah dilekçesi incelendiğinde, bakım gideri yönünden ıslah talebinin olmadığı, yalnızca geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı yönünden talebinin arttırıldığı, bu alacak kaleminin de bilirkişi raporunda 107.546,50 TL olarak hesaplandığı, mahkemece, bakım gideri yönünden ıslah yapılmış kabul edilerek 112.260,32 TL’nin davalıdan tahsiline karar verildiği, böylece taleple bağlılık ilkesinin ihlal edildiği anlaşılmıştır.
    O halde mahkemece, davacının her alacak kalemi yönündeki talepleri ile bağlı kalınarak geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı bakımından 107.546,50 TL ve bakım gideri yönünden 100 TL maddi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, açıklanan bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
    İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK’nın 373 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, iş bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.

    SONUÇ : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine; ikinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nın 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca, temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371 inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 31/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.