ASILSIZ İHBAR DURUMUNDA İHBARCI HAKKINDA ŞİKAYET-İHBARCI İLE MAĞDURUN ARASINDA HUSUMET VARLIĞININ ARAŞTIRILMASI

ASILSIZ İHBAR DURUMUNDA İHBARCI HAKKINDA ŞİKAYET-İHBARCI İLE MAĞDURUN ARASINDA HUSUMET VARLIĞININ ARAŞTIRILMASI

TC

YARGITAY

8. Ceza Dairesi         

2018/8436 E. 

2019/8212 K.

    İftira suçundan meçhul şüpheli hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Çat Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 05.01.2018 tarihli ve 2017/515 soruşturma, 2018/7 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Erzurum 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 07.02.2018 tarihli ve 2018/522 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosyası ile ilgili olarak;
    5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet Savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet Savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet Savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar nazara alındığında,
    Dosya kapsamına göre, müşteki ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, müştekinin atılı suçu işlediğine ilişkin kamu davası açmaya yeter somut inandırıcı delil olmadığı gerekçesi ile Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığının 16.11.2017 tarihli, 2016/13562 soruşturma ve 2017/9068 sayılı kararı ile kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmiş olup, müştekinin ihbarı yapan şahıs hakkında kendisine iftira attığından bahisle şikayetçi olması üzerine, Çat Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sonucunda, şüphelinin eyleminin, anayasal ihbar, şikâyet veya bilgi verme hakkı kapsamında kaldığı, böylelikle suçun kanunî tanımındaki yasal unsurların oluşmadığından bahisle, kovuşturmaya yer olmadığına yönelik karar verilmiş ise de;
    Somut olayda, 09.09.2016 günü saat 22:20 saatlerinde ismini vermek istemeyen ihbarcı tarafından 156 jandarma imdat hattı aranarak Çat İlçe Jandarma Komutanlığı Yavi Jandarma Karakolu sorumluluk sahasında ikamet eden ve emekli imam olan müştekinin FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olduğunun bildirilmesi üzerine, bahse konu ihbarda ... hakkında FETÖ terör örgütü ile iltisakına
    ilişkin herhangi somut bir isnatta bulunulmaması nedeniyle, bu konuda ihbarcıya ulaşılarak ihbarın içeriğine ilişkin varsa somut iddia ve isnatların neler olduğunun açıklattırılması gereği duyulmaksızın, ... hakkında sadece soyut ihbara istinaden terör örgütüne üyelik suçlamasıyla Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında, şüphelinin ifadesinin alınması, banka hesap hareketlerinin incelenmesi, BYLOCK ve FETÖ ile ilgili vakıf, dernek ve kurumlarla ilişkisi olup olmadığının araştırılması sonucunda şüpheli hakkında delil yetersizliği nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verildiği,
    5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun iftira suçunu düzenleyen 267/1. maddesinde yer alan, "Yetkili makamlara ihbar veya şikâyette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği hâlde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idarî bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır." şeklindeki düzenleme karşısında, müşteki ... hakkında FETÖ silahlı terör örgütü üyeliği gibi sonuçları ağır olan bir suça ilişkin olarak sadece soyut bir beyanla ihbarda bulunan ve müşteki hakkında bir çok soruşturma işlemi yapılmasına sebebiyet veren şüpheli ile müşteki arasında başka bir soruşturma dosyasının veya herhangi bir husumet bulunup bulunmadığının araştırılması ve şüphelinin ifadesine başvurulması suretiyle, toplanacak deliller ve yapılacak inceleme sonucuna göre şüphelinin hukukî durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilerek, itirazın bu yönden kabul edilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 25.07.2018 gün ve 2018/6393 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 30.07.2018 gün ve KYB/2018-66472 sayılı ihbarnamesi ile Dairemize tevdii kılınmakla incelendi.
    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Gereği görüşülüp düşünüldü:
    Şikayetçi ... vekilinin Çat Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği 23.11.2017 tarihli şikayet dilekçesi ve beyanında, 09.09.2016 tarihinde 156 jandarma ihbar hattını arayarak şikayetçinin FETÖ (PDY) silahlı terör örgütüne üye olduğu yönünde asılsız ihbarda bulunarak adli soruşturma geçirmesine neden olan meçhul şüpheliden şikayetçi olması üzerine soruşturma işlemlerine başlanıldığı, Çat Cumhuriyet Başsavcılığınca 05.01.2018 günlü kararda “şüphelinin eyleminin anayasal şikayet ve ihbar hakkının kullanılması” olduğu gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, verilen bu karara karşı yapılan itirazın mercii tarafından reddedilmesi üzerine kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.

    Ceza Muhakemeleri Kanununda;
    “Madde 160 - (1) Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar.
    (2) Cumhuriyet Savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.
    Madde 170 - (1) Kamu davasını açma görevi, Cumhuriyet Savcısı tarafından yerine getirilir.
    (2) Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler.
    Madde 172 - (1) Cumhuriyet Savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir. Bu karar, suçtan zarar gören ile önceden ifadesi alınmış veya sorguya çekilmiş şüpheliye bildirilir. Kararda itiraz hakkı, süresi ve mercii gösterilir.
    Madde 173 - (1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet Savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir.
    (2)İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir.
    (3) (Değişik fıkra: 18.06.2014-6545 S.K./71. md) sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, Cumhuriyet Başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet Savcısına gönderir. Cumhuriyet Savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
    (4) (Değişik fıkra: 25.05.2005-5353 S.K./26.mad) sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet Savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.
    (5) Cumhuriyet Savcısının kamu davasının açılmaması hususunda takdir yetkisini kullandığı hâllerde bu madde hükmü uygulanmaz." şeklinde yer verilen düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere; Cumhuriyet Savcısı kendisine yapılan suç duyurusu veya şikayet üzerine suçun gerçekten işlenip işlenmediğinin tespiti için hemen işin gerçeğini araştırmaya başlamalı ve maddi gerçeğin ortaya çıkmasına yarayan tüm yasal yöntemlere başvurmalıdır. Toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açması, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vermesi gerekmektedir.
    Soruşturmaya konu olayda; suça konu ihbarın yapıldığı telefon numarasının kimin adına kayıtlı olduğuna yönelik araştırma yapılarak şüphelinin tespitine yönelik olarak gerekli tüm soruşturma işlemleri yapıldıktan ve şüphelinin tespitinden sonra şikayetçi ile şüpheli arasında başka bir soruşturma ya da kovuşturma dosyasının ya da herhangi bir husumet bulunup bulunmadığının araştırılması ve şüphelinin ayrıntılı beyanına başvurulması suretiyle toplanacak deliller ve yapılacak inceleme sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yalnızca şikayetçi hakkındaki soruşturma dosyası getirtilerek eksik incelemeyle yazılı şekilde verilen kovuşturmaya yer olmadığı kararına yönelik itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesi,
    Yasaya aykırı ve Adalet Bakanlığı'nın kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ihbarname içeriği bu itibarla yerinde görüldüğünden, Erzurum 2. Sulh Ceza Hakimliği'nin 07.02.2018 gün, 2018/522 değişik iş sayılı itirazın reddine ilişkin kararının CMK.nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın Adalet Bakanlığı'na gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 12.06.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.