ACİZ BELGESİ, KARARIN YARGITAY’CA ONANMASINDAN VEYA BOZULMASINDAN SONRA BİLE SUNULMA OLANAĞI VARDIR

ACİZ BELGESİ, KARARIN YARGITAY’CA ONANMASINDAN VEYA BOZULMASINDAN SONRA BİLE SUNULMA OLANAĞI VARDIR

T.C.

YARGITAY 

17. Hukuk Dairesi

2016/6144 E.

2019/5718 K.

08.05.2019 T.

ÖZET:

Bursa 5. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra dosyasından yapılan ihaleler neticesinde davacı alacaklıya para kalmadığının gösterildiği sıra cetvelinin kesinleşip kesinleşmediği de araştırılarak sonucuna göre icra dosyası içerisindeki haciz tutanaklarının geçici aciz vesikası niteliğinde olduğunun kabulü ile dava şartının gerçekleştiği düşünülerek işin esasına girilmek suretiyle tarafların delillerinin toplanması, ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır. – aciz belgesi –

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacılar vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 30.04.2019 Salı günü davacılar vekili Av. … ile davalı … Kansu vekili Av. … geldi. Diğer davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacılar vekili ile davalı … Kansu vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR:

Davacılar vekili; müvekkilinin davalılar Melahat ve …’den alacaklı olduğunu, davalı borçlular aleyhine Bursa 5. İcra Müdürlüğü’nün 2014/2052 sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, dava konusu gayrimenkulde bulunan hisselerini mal kaçırma kasdı ile davalı … Kansu’ya devredildiğinin öğrenildiğini beyan ederek, tasarrufun iptalini, icra dosyasından cebri icra yetkisi verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı … Kansu vekili; borçlunun diğer taşınmazları varken tasarruf işleminin iptali istemenin iyi niyetli ve icra kanununa uygun olmadığını beyanla davanın reddini istemiştir.

Davalı … beyanında; miras kalan ev taşınmazında hissenin yabancıya satılmasın diye … ‘ya sattıklarını, parasını tam olarak aldıklarını, taşınmaz bedeli ile borç ödendiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davacı vekilinin aciz belgesi sunmadığından davanın dava şartı yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, İİK’nun 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.

İİK’nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da “iyiniyet kurallarına aykırılık” nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.

 

Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.

Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.

Mahkemece; davalı borçlunun dava konusu taşınmaz haricinde Erdoğan Mahallesi 658, 631 ve 951 parsel sayılı taşınmazları olduğunu davacı vekili bu taşınmazların tarım koruma alanında olduğundan satılamayacağını ve taşınmazdaki davacı hisselerinin borcu karşılamaya yeterli olmadığını ileri sürmüş ise de taşınmazlar tarım arazisi olduğundan hisse olarak satılması mümkün değil ise de İcra Mahkemesinden alınacak yetki ile bir bütün olarak satılmasının mümkün olduğu, yine davacı hisselerinin açık artırmaya çıkarak satışı yapılacağından satıştan önce borcu karşılamaya yetersiz ve aciz sayılmasının söylenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Aciz belgesinin dava açılmadan, dava açıldıktan sonra veya temyiz aşamasından ve hatta hükmün Yargıtay’ca onanmasından veya bozulmasından sonra bile sunulma olanağı vardır. Somut olayda davalı borçlunun gerekçeye konu, dava konusu taşınmaz haricinde mevcut gayrimenkullerin … İcra Müdürlüğü’nün 2014/2052 sayılı icra dosyasından satışının yapıldığı, ihalelerin kesinleştiği ve ihale bedelinden alacaklıya artan bedel kalmadığı, dava konusu icra dosyasından da davalı borçlunun bilinen adreslerine menkul haczine gidildiğinin anlaşıldığı ve hacze kabil malı bulunmadığı anlaşılmıştır.

Bu durumda Bursa 5. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra dosyasından yapılan ihaleler neticesinde davacı alacaklıya para kalmadığının gösterildiği sıra cetvelinin kesinleşip kesinleşmediği de araştırılarak sonucuna göre icra dosyası içerisindeki haciz tutanaklarının geçici aciz vesikası niteliğinde olduğunun kabulü ile dava şartının gerçekleştiği düşünülerek işin esasına girilmek suretiyle tarafların delillerinin toplanması, ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır.

SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2.037,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacılara verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 08.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi