ZİNA NEDENİYLE BOŞANMA - HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE - MANEVİ TAZMİNAT

ZİNA NEDENİYLE BOŞANMA - HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE - MANEVİ TAZMİNAT

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
2022/4424 E.
2022/10508 K.
14.12.2022 T.

ZİNA NEDENİYLE BOŞANMA ( Davanın Zina Eyleminden İtibaren Beş Yıllık Hak Düşürücü Süre İçerisinde Açılmadığı Anlaşılmakla Davalı Davacı Erkeğin Zina Hukuki Sebebine Dayalı Boşanma Davasının Mahkemece Resen Gözönüne Alınması Gereken Hak Düşürücü Süre Nedeniyle Reddi Geretiği )

HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE ( Zina Hukuki Sebebine Dayalı Boşanma Davasının Zina Eyleminden İtibaren Beş Yıllık Hak Düşürücü Süre İçerisinde Açılmadığı/Mahkemece Davanın Hak Düşürücü Süre Nedeniyle Reddedileceği )

MANEVİ TAZMİNAT ( Zina Eyleminin Kadına Kusur Olarak Yüklenemeyeceği/Tüm Dosya Kapsamı Bir Arada Değerlendirildiğinde Davacı Davalı Kadına Yüklenecek Başkaca Bir Kusurlu Davranışın Erkek Tarafından İspatlanamadığı - Evlilik Birliğinin Sarsılmasına Sebep Olan Olaylarda Davalı Davacı Erkeğin Tam Kusurlu Olduğu Dikkate Alınarak Davacı Davalı Kadın Yararına Uygun Miktarda Maddi ve Manevi Tazminata Hükmedilmesi Gerektiği )

4721/m.161,162,166,174

ÖZET : 1- Zina nedeniyle boşanma davasının yasada öngörülen zina eyleminden itibaren beş yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı anlaşılmaktadır. Durum böyleyken, davalı-davacı erkeğin zina hukuki sebebine dayalı boşanma davasının mahkemece resen gözönüne alınması gereken hak düşürücü süre nedeniyle reddi gerekir.

2- Davalı-davacı erkek tarafından açılan zina hukuki nedenine dayalı davanın beş yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı, zina eyleminin kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde davacı-davalı kadına yüklenecek başkaca bir kusurlu davranışın erkek tarafından ispatlanamadığı, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda davalı-davacı erkeğin tam kusurlu olduğu ve davalı-davacı erkeğin kusurlu davranışlarının davacı-davalı kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddi desteğini yitirdiği anlaşılmıştır. O halde, mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davacı-davalı kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından erkeğin kabul edilen davası, TMK m. 161 ve 162 hukuki sebeplerine dayalı açtığı davanın reddi, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden, davalı-davacı erkek tarafından ise kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 06.12.2022 günü duruşmalı temyiz eden davalı-davacı ... ile vekili Av. ... geldi. Karşı taraf temyiz eden davacı-davalı ... ve vekilleri gelmedi. Davacı-davalı ... vekilinin mazeretine ilişkin dilekçe verdiği görüldü. Mazereti yerinde görülmedi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1-) Davalı-davacı erkeğin, "kadının davasının kabulüne" yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde;

İlk derece mahkemesince verilen kadının davasının kabulüne yönelik hükmü, davalı-davacı erkek tarafından istinaf edilmediğinden kesinleşmekle, davalı-davacı erkeğin kadının davasının kabulü hükmüne yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

2-) Davacı-davalı kadının tüm, davalı-davacı erkeğin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

a-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı erkeğin tüm, davacı-davalı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

b-) Davacı-davalı kadın tarafından açılan TMK m. 161, 162 ve 166/1 hukuki nedenlerine dayalı boşanma davası ile davalı-davacı erkek tarafından TMK m. 161 hukuki nedenine dayalı olarak açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda, ilk derece mahkemesince kadının TMK 166/1. maddesine dayalı, erkeğin TMK 161. maddesine dayalı davalarının ayrı ayrı kabulüne ve kadının boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ağır kusurlu olduğundan bahisle, davalı-davacı erkek yararına 20.000 TL maddi tazminat, 20.000 TL manevi tazminat, davacı-davalı kadının nafaka ve tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiş;davacı-davalı kadın tarafından istinaf edilmekle Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonunda boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle tarafların tazminat taleplerinin reddine ve davacı-davalı kadın yararına 12.000 toptan yoksulluk nafakasına ve kadının sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir. Bölge adliye mahkemesi tarafından verilen karar, taraflarca yukarıda belirtilen nedenlerle temyiz edilmiştir.

Davalı-davacı erkeğin boşanma davası, Türk Medeni Kanununun 161. maddesinde yer ... zina hukuki nedenine dayanmakta olup, mahkemece davanın Türk Medeni Kanununun 161. maddesi yönünden kabul edildiği, hükmün davacı-davalı kadın tarafından Türk Medeni Kanununun 161. maddesi kapsamında kabul edilen boşanma davası yönünden temyiz edildiği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 161. maddesi uyarınca, davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Davalı-davacı erkeğin, 22.07.2015 doğumlu ...'nın babası olmadığını 18.09.2019 tarihli DNA raporu ile öğrendiği, boşanma davasını da 22.01.2020 tarihinde açtığı anlaşılmaktadır. Davalı-davacı erkek her ne kadar öğrenme tarihinden itibaren 6 ay dolmadan dava açmış ise de, ...'nın doğumuna sebebiyet veren zina eyleminden itibaren beş yıldan fazla bir sürenin geçtiği anlaşılmaktadır. Toplanan delillerden, davacı-davalı kadının başka bir zina eylemi de kanıtlanamamıştır. Gerçekleşen bu durumda zina nedeniyle boşanma davasının yasada öngörülen zina eyleminden itibaren beş yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı anlaşılmaktadır. Durum böyleyken, davalı-davacı erkeğin zina (TMK.md.161) hukuki sebebine dayalı boşanma davasının mahkemece resen gözönüne alınması gereken hak düşürücü süre nedeniyle reddi gerekirken, yazılı olduğu şekilde kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

c-) Yukarıda 2-b bendinde açıklandığı üzere davalı-davacı erkek tarafından açılan zina hukuki nedenine dayalı davanın beş yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı, zina eyleminin kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde davacı-davalı kadına yüklenecek başkaca bir kusurlu davranışın erkek tarafından ispatlanamadığı, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda davalı-davacı erkeğin tam kusurlu olduğu ve davalı-davacı erkeğin kusurlu davranışlarının davacı-davalı kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddi desteğini yitirdiği anlaşılmıştır. O halde, mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK m. 4, TBK m. 50, 51) dikkate alınarak davacı-davalı kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata (TMK m. 174/1-2) hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple davalı-davacı erkeğin "kadının davasının kabulüne" yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE, temyiz edilen hükmün yukarıda 2-b ve 2-c bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 2-a bendinde gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz eden ...'ya yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 397.80 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran Alime'ye geri verilmesine, dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 14.12.2022