YURTDIŞINDA YAŞAYAN VE 1045 EURO GELİRİ OLAN KADIN YARARINA YOKSULLUK NAFAKASINA HÜKMEDİLMESİ GEREKTİĞİ

YURTDIŞINDA YAŞAYAN VE 1045 EURO GELİRİ OLAN KADIN YARARINA YOKSULLUK NAFAKASINA HÜKMEDİLMESİ GEREKTİĞİ

T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

2020/4097 E.

2020/4621 K.

13.10.2020 T.

 

Özet: Kadının Almanya ülkesinde emekli olduğu, 1045,26 Euro gelirinin olduğu, çocuklarıyla birlikte kirada yaşadığı ve adına kayıtlı herhangi bir malvarlığının olmadığı, buna karşılık davacı-karşı davalı erkeğin ise emekli olduğu, üzerine kayıtlı çok sayıda taşınmazının olduğu anlaşılmıştır. Bu haliyle davalı-karşı davacı kadın yararına yoksulluk nafakası koşulları gerçekleşmiş olup, elde ettiği gelir kadını yoksulluktan kurtaracak düzeyde değildir. Mahkemece, davalı-karşı davacı kadın yararına Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesi gereği uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekir.

 

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından, kusur belirlemesi ve kadın lehine hükmedilen maddi tazminat yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise reddedilen yoksulluk nafakası ve maddi tazminatın miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

1-Davacı-karşı davalı erkeğin temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Dosyadaki yazılara, mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün bulunmamasına göre, yersiz görülen temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.

2- Davalı-karşı davacı kadının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

a- Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldın ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-davacı kadın yararına takdir edilen maddi tazminat azdır. Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu’nun 50 ve 51. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.

b- Mahkemece davalı-karşı davacı kadının emekli olduğu, düzenli ve yeterli düzeyde gelirinin bulunduğu nedeniyle yoksulluğa düşmeyeceği gerekçesi ile yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre kadının Almanya ülkesinde emekli olduğu, 1045,26 euro gelirinin olduğu, çocuklarıyla birlikte kirada yaşadığı ve adına kayıtlı herhangi bir malvarlığının olmadığı, buna karşılık davacı-karşı davalı erkeğin ise; emekli olduğu, üzerine kayıtlı çok sayıda taşınmazının olduğu anlaşılmıştır. Bu haliyle davalı-karşı davacı kadın yararına yoksulluk nafakası koşulları gerçekleşmiş olup, elde ettiği gelir kadını yoksulluktan kurtaracak düzeyde değildir. Mahkemece, davalı-karşı davacı kadın yararına Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesi gereği uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken, yazılı şekilde isteğin reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2/a-b bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden Ercan’a yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna 267.80 TL temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran Nazik’e geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 13.10.2020