YILLIK ÜCRETLİ İZİN ALACAĞI - FAİZ BAŞLANGICI - VEKALET ÜCRETİ

YILLIK ÜCRETLİ İZİN ALACAĞI - FAİZ BAŞLANGICI - VEKALET ÜCRETİ

T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

2020/2602 E.

2021/5844 K.

9.3.2021 T.

YILLIK ÜCRETLİ İZİN ALACAĞI ( Davalıya Ait İşyerinde Toplamda 2 Tam Yıl Çalışması Bulunan Davacının Kıdemine Göre Hak Ettiği Yıllık Ücretli İzin Süresinin 28 Gün Olduğu ve Hiç Yıllık Ücretli İzin Kullanmadan Çalıştığı Kabul Edilerek Hesaplama Yapıldığı/Davacının Davalı İşveren Nezdinde Geçen Çalışma Tarihleri İle Karşılaştırılmak Suretiyle Bu Kapsamda Türkiye'de Bulunduğu Tarihler Belirlenerek ve Davacıya Ne Amaçla Türkiye'de Bulunduğu Yıllık İzinlerini Kullanıp Kullanmadığı Hususları Sorularak Sonucuna Göre Bir Hüküm Kurulması Gerektiği )

FAİZ BAŞLANGICI ( İşçilik lacakları - Davacı Vekilince UYAP Sistemi Üzerinden Dosyaya 10.07.2015 Tarihli Dilekçe Ekinde Temerrüt İhtarnamesi Sunulduğu/Davacının Temerrüt İhtarı ve Temerrüt İhtarına Konu Talepleri Dikkate Alınarak Kıdem Tazminatı Dışındaki Taleplere İşleyecek Faizlerin Başlangıç Tarihlerinin Buna Göre Belirlenmesi Gerekirken Temerrüt İhtarı Göz Ardı Edilerek Dava ve Islah Tarihlerine Göre Faize Hükmedilmesinin İsabetsiz Olduğu )

VEKALET ÜCRETİ ( Davacı İşçi Lehine Hükmedilen İşçilik Alacakları Toplamı 104.338,64 ABD Doları Olup Karar Tarihindeki Kur Üzerinden Yürürlükte Bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine Göre Davacı Lehine Belirlenen 37.277,83 TL Vekalet Ücretinin Hatalı Olduğu )

ÜCRET ALACAĞININ İSPATI ( Ücretin Ödendiğinin İspatı İşverene Ait Olup Bu Konuda İşçinin İmzasını Taşıyan Bir Ödeme Belgesi Yeterli İse de Para Borcu Olan Ücretin Ödendiğinin Tanıkla İspatının Mümkün Olmadığı/Somut Olayda Dosyada Mübrez Banka Hesap Özetinden Davalı İşverence Davacı İşçinin Banka Hesabına 7.150,00 TL Havale Edildiği Anlaşılmış Olup Davalı Tarafça Yapılan Ödemenin Hesaplanan Ücret Alacağından Mahsubu Gerekirken Eksik İnceleme İle Karar Verilmesinin Bozmayı Gerektirdiği )

4857/m.32,59

ÖZET : Dava, işçilik alacaklarına ilişkindir.

1-Ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Bu konuda işçinin imzasını taşıyan bir ödeme belgesi yeterli ise de, para borcu olan ücretin ödendiğinin tanıkla ispatı mümkün değildir. Somut olayda, dosyada mübrez banka hesap özetinden davalı işverence 19.01.2007 tarihinde davacı işçinin banka hesabına 7.150,00 TL havale edildiği anlaşılmış olup davalı tarafça yapılan ödemenin hesaplanan ücret alacağından mahsubu gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, işçinin yıllık ücretli izin alacağı bulunup bulunmadığı hususuna ilişkindir. Somut uyuşmazlıkta, davalıya ait işyerinde toplamda 2 tam yıl çalışması bulunan davacının kıdemine göre hak ettiği yıllık ücretli izin süresinin 28 gün olduğu ve hiç yıllık ücretli izin kullanmadan çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Ne var ki, dosya içerisinde bulunan yurda giriş çıkış kayıtlarına göre; davacının 23.01.2007, 18.08.2007, 03.09.2008, 20.12.2008, 16.05.2009 tarihlerinde ülkeden çıkış yaptığı, 09.08.2007, 24.08.2008, 11.12.2008, 26.04.2009 tarihlerinde ise ülkeye giriş yaptığı görülmekle, davalı işveren nezdinde geçen çalışma tarihleri ile karşılaştırılmak suretiyle bu kapsamda Türkiye'de bulunduğu tarihler belirlenerek ve davacıya ne amaçla Türkiye'de bulunduğu, yıllık izinlerini kullanıp kullanmadığı hususları sorularak sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekmekte olup, eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı bulunup, bozmayı gerektirmiştir.

3-Davacı vekilince, UYAP sistemi üzerinden dosyaya 10.07.2015 tarihli dilekçe ekinde temerrüt ihtarnamesi sunulmuştur.Davacının temerrüt ihtarı ve temerrüt ihtarına konu talepleri dikkate alınarak kıdem tazminatı dışındaki taleplere işleyecek faizlerin başlangıç tarihlerinin buna göre belirlenmesi gerekirken temerrüt ihtarı göz ardı edilerek dava ve ıslah tarihlerine göre faize hükmedilmesi de isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.

4-Kabule göre de davacı işçi lehine hükmedilen işçilik alacakları toplamı 104.338,64 ABD Doları olup karar tarihindeki (19.12.2019) kur (5,9448 TL) üzerinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı lehine belirlenen 37.277,83 TL vekalet ücreti de isabetli olmamıştır.

DAVA : Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 09/03/2021 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına vekili ile karşı taraf adına vekili geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, müvekkilinin davalının ...'da yapımını üstlendiği ... konut inşaatı yapım işinde 27.01.2007–24.02.2009 tarihleri arasında proje müdürü-şantiye sorumlusu olarak aylık 5.000 ABD Doları ücretle çalıştığını, iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedildiğini beyanla kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram genel tatil, yıllık ücretli izin, ev kirası ve ücret alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili, davacının ... şantiyesindeki çalışmalarından dolayı talebine konu yaptığı alacaklara ilişkin müvekkil şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, davacının yetkisiz mahkemedeki işe başlama tarihi ve aylık maaşına ilişkin beyanlar ile iş bu davadaki bu hususlara ilişkin beyanları birbiri ile çeliştiğini, davacının taleplerinde ve iddialarındaki tutarsızlığını gösterdiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:

Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İstinaf Başvurusu:

İlk Derece Mahkemesi'nin kararına karşı, davacı ve davalı vekilleri istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :

Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun ise kısmen kabulüyle Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1,b-2'nci maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

Temyiz:

Bölge Adliye Mahkemesi'nin kararına karşı, taraf vekilleri temyiz başvurusunda bulunmuştur.

Gerekçe:

1-)Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın kanuni gerektirici sebeplerine göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2-)Ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Bu konuda işçinin imzasını taşıyan bir ödeme belgesi yeterli ise de, para borcu olan ücretin ödendiğinin tanıkla ispatı mümkün değildir.

4857 Sayılı Kanun'un 32'nci maddesinde, “Çalıştırılan işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının özel olarak açılan banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenmesi hususunda; tabi olduğu vergi mükellefiyeti türü, işletme büyüklüğü, çalıştırdığı işçi sayısı, işyerinin bulunduğu il ve benzeri gibi unsurları dikkate alarak işverenleri veya üçüncü kişileri zorunlu tutmaya, banka hesabına yatırılacak ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının, brüt ya da kanunî kesintiler düşüldükten sonra kalan net miktar üzerinden olup olmayacağını belirlemeye Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığından sorumlu Devlet Bakanlığı müştereken yetkilidir. Çalıştırdığı işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını özel olarak açılan banka hesapları vasıtasıyla ödeme zorunluluğuna tabi tutulan işverenler veya üçüncü kişiler, işçilerinin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaklarını özel olarak açılan banka hesapları dışında ödeyemezler” şeklinde kurala yer verilmiştir. Anılan hükme göre, belli koşulların varlığı halinde ödemeler işçi adına açılacak banka hesabına yatırılmalıdır.

Somut olayda, dosyada mübrez banka hesap özetinden davalı işverence 19.01.2007 tarihinde davacı işçinin banka hesabına 7.150,00 TL havale edildiği anlaşılmış olup davalı tarafça yapılan ödemenin hesaplanan ücret alacağından mahsubu gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

3-)Taraflar arasındaki uyuşmazlık, işçinin yıllık ücretli izin alacağı bulunup bulunmadığı hususuna ilişkindir.

4857 Sayılı Kanun'un 59'uncu maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.

Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır.

6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 31'inci maddesinde hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir şeklinde düzenleme yapılarak hakime yargılama sonunda doğruya ulaşma görevini yüklemiştir. Anayasamızın 141'inci maddesine göre, yargı basit, çabuk ve ucuz gerçekleşmelidir. Devlet yargının basit, ucuz ve çabuk gerçekleşmesi için gerekli düzenlemeleri yapmak durumundadır. Zira hakkın tanınması ve korunmasındaki gecikmeler, hukuk devleti ilkesi ile uyumlu değildir, adil yargılanma hakkını ihlâl eder. Bu sebeple yargılama sonucunda ulaşılacak hüküm, doğru, gecikmemiş ve kendisinden beklenen etkiyi gösteren bir niteliğe sahip olmalıdır. Bundan dolayı belirsiz vakıaların açıklattırılmasına, eksikliklerin hâkim tarafından işaret edilerek taraflarca giderilerek yargılamanın uzatılmasının önüne geçilmesine ilişkin hâkimin davayı aydınlatma yükümlülüğü bulunmaktadır. Usul hukukunda bu yükümlülüğün anlamı, doğru hüküm kurulmasıdır. Bu hususta yapılacak bir inceleme içinse, tarafların iddialarını eksiksiz ve zaman, yer gibi somut unsurlarıyla tam bir açıklık içinde yargılamaya getirmeleri gerekmektedir.

Somut uyuşmazlıkta, davalıya ait işyerinde toplamda 2 tam yıl çalışması bulunan davacının kıdemine göre hak ettiği yıllık ücretli izin süresinin 28 gün olduğu ve hiç yıllık ücretli izin kullanmadan çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır.

Ne var ki, dosya içerisinde bulunan yurda giriş çıkış kayıtlarına göre; davacının 23.01.2007, 18.08.2007, 03.09.2008, 20.12.2008, 16.05.2009 tarihlerinde ülkeden çıkış yaptığı, 09.08.2007, 24.08.2008, 11.12.2008, 26.04.2009 tarihlerinde ise ülkeye giriş yaptığı görülmekle, davalı işveren nezdinde geçen çalışma tarihleri ile karşılaştırılmak suretiyle bu kapsamda Türkiye'de bulunduğu tarihler belirlenerek ve davacıya ne amaçla Türkiye'de bulunduğu, yıllık izinlerini kullanıp kullanmadığı hususları sorularak sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekmekte olup, yazılı şekilde ve eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı bulunup, bozmayı gerektirmiştir.

4-)Davacı vekilince, UYAP sistemi üzerinden dosyaya 10.07.2015 tarihli dilekçe ekinde temerrüt ihtarnamesi sunulmuştur.Davacının temerrüt ihtarı ve temerrüt ihtarına konu talepleri dikkate alınarak kıdem tazminatı dışındaki taleplere işleyecek faizlerin başlangıç tarihlerinin buna göre belirlenmesi gerekirken temerrüt ihtarı göz ardı edilerek dava ve ıslah tarihlerine göre faize hükmedilmesi de isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.

5-)Kabule göre de davacı işçi lehine hükmedilen işçilik alacakları toplamı 104.338,64 ABD Doları olup karar tarihindeki (19.12.2019) kur (5,9448 TL) üzerinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı lehine belirlenen 37.277,83 TL vekalet ücreti de isabetli olmamıştır.

SONUÇ : Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davalı yararına takdir edilen 3.050,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacı tarafa, davacı yararına takdir edilen 3.050,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 09.03.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.