KADININ KAYINPEDERİNİN YANINDA SOKAĞA TÜKÜRMESİ KUSUR DEĞİLDİR

KADININ KAYINPEDERİNİN YANINDA SOKAĞA TÜKÜRMESİ KUSUR DEĞİLDİR

TC

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

2018/472 E.

2019/2401 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Davalı kadın temyiz dilekçesinde adli yardım talebinde bulunmuştur. Adli yardıma ilişkin usul ve esaslar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 334-340. maddelerinde düzenlenmiş olup aynı Kanun'un 336/3. maddesine göre adli yardım talebi kanun yollarına başvuru sırasında Yargıtay'a da yapılabilir ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 337/1. maddesi uyarınca da duruşma yapılmaksızın talep hakkında karar verilebilir. Davanın adli yardım talebini içeren dilekçesi ve dosya kapsamındaki belge ve bilgiler birlikte değerlendirildiğinde; davalı kadının kendisinin ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken kanun yoluna başvuru giderlerinin kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu kanaatine varıldığından davalı kadının adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
2- Temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
İlk derece mahkemesince, davalı kadının, davacı erkeğe yönelik davranışlarının tepki sınırını aştığı, eşin sadakatsizlik eyleminin karşı tarafa ona sürekli hakaret etme hakkı vermeyeceği, davalı kadının, kocanın aracının camlarını kırması ve kocaya yönelik hakaretleri nedeniyle kusurlu olduğu gerekçesiyle 4721 sayılı yasanın 166/1 maddesi gereğince boşanma hükmü kurulmuştur.
İlk derece mahkeme kararı davalı kadın tarafından tamamına yönelik istinaf edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesi, davacı erkek tarafından daha önceden Isparta 1. Aile Mahkemesinin 2016/67 esas ve 2016/136 karar sayılı dosyası ile açılan boşanma davasında, davalı kadının, kocasının aracının camlarını kırması ve kocaya yönelik hakaretler de bulunmasına vakıa olarak dayanıldığını, 09.03.2016 tarihinde bu davadan feragat edildiği, feragat edilen bu dosyada, davacı erkeğin, kadından kaynaklanan ve kadına kusur olarak yüklenen önceki olayları affetmiş ve hoşgörü ile karşılamış sayılacağı, bu vakıalara dayanılarak davalı kadına kusur yüklenemeyeceği, ancak davalı kadının eşinin babasından evin tapusunun kendi adına devredilmesini istediği, bu talebinin reddi üzerine de, kayın pederine karşı tükürme eyleminde bulunduğu, bu davranışının, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olacak nitelikte olduğu gerekçesiyle, ilk derece mahkemesinin kusur tespiti kararını düzelterek, davalı kadının kusurlu olduğu, ilk derece mahkemesinin boşanma hükmünün netice itibariyle doğru olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Somut olayda, bölge adliye mahkemesi tarafından kusur tespitinde hükme esas alınan tanık kayınpederinin beyanında, davalı kadının, çöp döktükten sonra sokağa tükürdüğü belirtilmiştir. Davalı kadının, kayınbabaya hakaret veya aşağılama kastıyla hareket ettiği dosya kapsamında ispatlanmamış, diğer tanık anlatımlarının ise soyut olduğu anlaşılmıştır. Davalı kadının sokağa tükürmekten ibaret eylemi tek başına kayınpederine hakaret ve aşağılama kastıyla hareket ettiğini göstermez. TMK 166/1-2 maddesine göre boşanmaya karar verebilmek için davalının az da olsa kusurlu bulunması gerekir. Kadının boşanmayı gerektirir kusurlu bir davranışının varlığı kanıtlanmadığına göre davanın reddi gerekirken, yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 2. bentte gösterilen sebeplerle temyiz edilen Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi tarih 2017/ 1241 Esas, 2017/1359 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, Isparta l. Aile Mahkemesinin 23.10.2017 tarihli 2016/582 Esas, 2017/227 karar sayılı hükmün BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, oybirliğiyle karar verildi. 07.03.2019 (Prş.)