Unutturulan Bir Çare: Devletleştirme - 1

Unutturulan Bir Çare: Devletleştirme - 1

Ekonomik anlamda zor günler yaşıyoruz.  Para spekülatörlerinin rahatça müdahale edebildiği ve %65 ‘i yabancı sermayeye ait olan bir finans ve bankacılık sektörümüz, dışa bağımlı bir enerji politikamız var. Zonguldak’taki termik santrallerde bile ithal kömür kullanarak enerji elde ediyoruz. Yine ithal ettiğimiz doğalgazın %60’ından fazlasını elektrik üretiminde kullanıyoruz

 Kurulu gücümüzün kaynaklara göre dağılımını incelediğimizde; 

Yüzde 31,4'ü hidrolik enerji, 

yüzde 28,6'sı doğal gaz,  

yüzde 22,4'ü kömür, 

yüzde 8,1'i rüzgâr,

yüzde 6,2'si güneş, 

yüzde 1,6'sı jeotermal ve 

yüzde 1,7'si ise diğer kaynaklar şeklindedir.

Bu oranlara göre enerji ihtiyacımızın yarısını dış kaynaklardan sağladığımız gibi su, rüzgar, güneş gibi enerji kaynakları üretim işini ise özel sektöre bırakmış durumdayız. Kısaca stratejik bir  sektör olan enerji sektörüne devlet olarak müdahale edemez durumdayız.

Osmanlı İmparatorluğunda kapütilasyonlarla başlayan ekonomiyi yabancıların hakimiyetine sokma faaliyeleri 19. yüzyılda bazı sektörlerin tamamen teslim edilmesi sonucunu doğurmuştu. Bu  yüzyıl, Osmanlı İmparatorluğu’nun Batı sermayesi ve sanayiine açıldığı yıllardır. Bu dönemde, Batılılar birçok ruhsatlar alarak üretime başlamışlardı. 1820’li yıllarda bulunan Ereğli Kömür Havzası’nda “Madenciyan” denilen kişiler ocaklar açmışlardı.