TRAFİK KAZASINDAN KAYNAKLANAN İŞ GÜCÜ KAYBI TAZMİNATI - ZAMANAŞIMI - ISLAH

TRAFİK KAZASINDAN KAYNAKLANAN İŞ GÜCÜ KAYBI TAZMİNATI - ZAMANAŞIMI - ISLAH

T.C.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
2021/1411 E.
2023/112 K.
2.2.2023 T.

TRAFİK KAZASINDAN KAYNAKLANAN İŞ GÜCÜ KAYBI TAZMİNATI ( Davacı Vekili Dava Dilekçesinde Aktüer Hesaplaması Yapılarak Uğradığı Zarar Miktarının Belirlenmesini Talep Etmiş ve Fazlaya İlişkin Haklarını Saklı Tutarak Şimdilik 1.000,00-TL Maddi Tazminat İsteğinde Bulunmuş Olup Dava Dilekçesinde Davanın HMK 107. Maddesi Kapsamında Açılmış Belirsiz Alacak Davası Olduğu Yolunda Açık Bir Bildirimde Bulunulmamış ise de Dava Dilekçesindeki Anlatım Şekli ve Davanın Niteliği Gözetildiğinde Davanın HMK 107. Maddesi Gereğince Açılmış Belirsiz Alacak Davası Niteliğinde Olduğu )

ZAMANAŞIMI ( Belirsiz Alacak Niteliğindeki Eldeki Davada Zamanaşımı Süresinin Dava Açılmakla Kesileceği - Dava Tarihi İtibariyle Meydana Gelen Kazada Davacının Yaralanması Nedeniyle Dava Tarihinde Uygulanması Gereken Ceza Zamanaşımı Süresi 8 Yıl Olup Kaza Tarihi ile Dava Tarihi Arasında Zamanaşımı Süresinin Dolmadığı ve Davanın Süresinde Açıldığı/Mahkemece Davalı Tarafın Bedel Artırım Dilekçesine Karşı Yaptığı Zamanaşımı İtirazının Dikkate Alınmaması Gerekirken Bedel Artırımı Yapılan Dava Bölümünün Islah Zaman Aşımına Uğradığı Gerekçesiyle Karar Verilmesinin Doğru Görülmediği )

ISLAH ( Dava Tarihi İtibariyle Meydana Gelen Kazada Davacının Yaralanması Nedeniyle Dava Tarihinde Uygulanması Gereken Ceza Zamanaşımı Süresi 8 Yıl Olup Kaza Tarihi ile Dava Tarihi Arasında Zamanaşımı Süresinin Dolmadığı ve Davanın Süresinde Açıldığı - Mahkemece Davalı Tarafın Bedel Artırım Dilekçesine Karşı Yaptığı Zamanaşımı İtirazının Dikkate Alınmaması Gerekirken Bedel Artırımı Yapılan Dava Bölümünün Islah Zaman Aşımına Uğradığı Gerekçesiyle Karar Verilmesinin İsabetsiz Olduğu )

6098/m.49

6100/m.107

ÖZET : Dava, trafik kazasından kaynaklanan iş gücü kaybı tazminatı istemine ilişkindir.

Davacı vekili dava dilekçesinde; aktüer hesaplaması yapılarak uğradığı zarar miktarının belirlenmesini talep etmiş ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminat isteğinde bulunmuştur. Her ne kadar dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası olduğu yolunda açık bir bildirimde bulunulmamış ise de dava dilekçesindeki anlatım şekli ve davanın niteliği gözetildiğinde, davanın HMK 107. maddesi gereğince açılmış belirsiz alacak davası niteliğinde olduğu belirgindir. Belirsiz alacak niteliğindeki eldeki davada, zamanaşımı süresinin dava açılmakla kesileceği, dava tarihi olan 15/04/2014 tarihi itibariyle meydana gelen kazada davacının yaralanması nedeniyle dava tarihinde uygulanması gereken ceza zamanaşımı süresi 8 yıl olup kaza tarihi ile dava tarihi arasında zamanaşımı süresinin dolmadığı ve davanın süresinde açıldığı, mahkemece davalı tarafın bedel artırım dilekçesine karşı yaptığı zamanaşımı itirazının dikkate alınmaması gerekirken, bedel artırımı yapılan dava bölümünün ıslah zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle karar verilmesi doğru görülmemiştir.

DAVA : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;

Davacı vekili 15/04/2014 tarihli dava dilekçesinde özetle; 12/09/2011 tarihinde müvekkilinin yaya olarak karşıdan karşıya geçerken faili bulunamayan bir aracın çarpması sonucu yaralandığını, olay ile ilgili olarak Sincan Cumhuriyet Başsavcılığının 2011/18386 soruşturma sayılı dosyasında şüpheli araç sürücüsü tespit edilemediğinden daimi arama kararı verildiğini, kazanın oluşumunda müvekkilinin kusurunun olmadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.

Davacı vekili 11/03/2021 tarihli talep arttırım dilekçesi ile talebini 11.291,05-TL arttırarak 12.291,05-TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Ankara 8.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2014/800 esasında kayıtlı iken mahkemenin yetkisizlik kararı üzerine dava dosyası İstanbul 5.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2017/874 esasının almıştır. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, dava açılmadan önce davacının müvekkili kuruma başvuruda bulunmadığını, öncelikle bu yönlerden davanın reddi gerektiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkili kurumun geçici iş göremezlikten sorumlu tutulamayacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda;"Davacının 15/04/2014 tarihli dava dilekçesi ile 1.000 TL maluliyet zararının davalıdan tazminini talep ettiği, 11/03/2021 tarihinde dava değerini 11.291,05 TL arttırarak toplam dava değerini 12.291,05 TL'na çıkarmış olduğu, davanın fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak açıldığı, ancak belirsiz alacak davası olmadığı, kaza tarihinin 12/09/2011 olduğu, ıslahın 11/03/2021 tarihinde yapıldığı, 2918 Sayılı yasanın 109. maddesinde yazılı 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu ve ıslahın hak düşürücü süre içerisinde yapılmadığı anlaşılmakla, davacının davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve davacının dava açılmadan önce davalıya başvurmadığı, bu nedenle kaza tarihinden itibaren faiz isteminin yerinde olmadığı kanaatine varılmakla 1.000 TL nın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekmiştir." gerekçesi ile; 1-Davacının davasının KISMEN KABULÜNE, 1.000 TL'nın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, verilen karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekilinin istinaf başvuru sebepleri; dava belirsiz alacak davası olup, mahkeme tarafından kısmi dava olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğu, ayrıca müvekkilinin, maluliyetini 06.01.2020 tarihli ATK raporu ile öğrendiği, KTK 109. maddesinde de açıkça belirtildiği üzere zarar ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren iki yıl dendiği, müvekkilinin maluliyetine ilişkin daha önce bir rapor olmadığından yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, kabul anlamına gelmemekle birlikte kısmi dava olarak bile değerlendirilse bile 10 yıllık zamanaşımı içerisinde talep artırım dilekçesi verildiği, müvekkili lehine 1.000,00TL, davalı lehine ise 4.080,00TL olacak şekilde vekalet ücretine karar verilmesinin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine açık bir şekilde aykırılık oluşturduğu hususlarına ilişkindir.

İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede;Dava, trafik kazasından kaynaklanan iş gücü kaybı tazminatı istemine ilişkindir.Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6100 Sayılı HMK'nin Belirsiz Alacak ve Tespit davası başlığı altındaki 107/1.maddesinde ''(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. (2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir'' hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme göre, belirsiz alacak davasının alacak miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenemediği ya da imkansız olduğu hallerde belirsiz alacak davası açılabilecektir. Dava açılmakla, belirsiz alacak davasında, alacağın tamamına ilişkin zamanaşımı süresi kesilmekte iken, kısmi davada, talep edilmeyen kısım için zamanaşımı süresi işlemeye devam eder.

Somut olayda; davacı vekili dava dilekçesinde; kaza ile ilgili önce kusur oranlarını bildiren rapor alınmasını, daha sonra ise müvekkilinin maluliyetine ilişkin raporun aldırılmasını ve bu hususlar tamamlandıktan sonra aktüer hesaplaması yapılarak uğradığı zarar miktarının belirlenmesini talep etmiş ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminat isteğinde bulunmuştur. Her ne kadar dava dilekçesinde davanın HMK.107.maddesi kapsamında açılmış belirsiz alacak davası olduğu yolunda açık bir bildirimde bulunulmamış ise de dava dilekçesindeki anlatım şekli ve davanın niteliği gözetildiğinde, davanın HMK 107.maddesi gereğince açılmış belirsiz alacak davası niteliğinde olduğu belirgindir. Belirsiz alacak niteliğindeki eldeki davada, zamanaşımı süresinin dava açılmakla kesileceği, dava tarihi olan 15/04/2014 tarihi itibariyle meydana gelen kazada davacının yaralanması nedeniyle dava tarihinde uygulanması gereken ceza zamanaşımı süresi 8 yıl olup kaza tarihi ile dava tarihi arasında zamanaşımı süresinin dolmadığı ve davanın süresinde açıldığı, mahkemece davalı tarafın 11/03/2021 tarihli bedel artırım dilekçesine karşı yaptığı zamanaşımı itirazının dikkate alınmaması gerekirken, bedel artırımı yapılan dava bölümünün ıslah zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulüyle kararın HMK 353/1-b/2 maddesi gereğince kaldırılmasına, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davanın bedel arttırım dilekçesi de dikkate alınarak kabulü yönünde yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.

Gereği düşünüldü:

KARAR : Gerekçe uyarınca,

1/Yukarıda başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜNE,

a/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan istinaf ilam harcının talep halinde kendisine İADESİNE,

b/İstinaf eden tarafından, istinaf aşamasında yapılan diğer giderlerin ise takdiren üzerinde bırakılmasına,c/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,

2/İstinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 01/06/2021 tarih ve 2017/874 Esas - 2021/444 Karar sayılı kararının HMK'nın 353/1-b/2 madde hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,

a/Davacının davasının KABULÜNE, 12.291,05-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,

b/Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 839,60-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 25,20 TL ve ıslah harcı olan 39,00 TL toplam 64,20 TL harcın düşümü ile bakiye 775,40-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,

c/Davacı tarafından yatırılan 64,20-TL peşin harcın davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,

ç/Davacı tarafından yapılan 1.600,00-TL bilirkişi masrafı, 296,20-TL posta ve 25,20 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.921,40-TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,

d/Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen miktar yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,

e/Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK'nın 362/1-a maddesi gereğince, kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.02.02.2023