TOPLUMSAL OLAYLARA MÜDAHALE EDEN POLİSLERLE İLGİLİ DANIŞTAY'DAN DİKKAT ÇEKEN KARAR!

TOPLUMSAL OLAYLARA MÜDAHALE EDEN POLİSLERLE İLGİLİ DANIŞTAY'DAN DİKKAT ÇEKEN KARAR!

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
2018/4837 E.
2020/3406 K.

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü / …
VEKİLİ : Av. …

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması davalı idare ve davacı tarafından istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: Davacı tarafından, 2006 yılbaşı gecesinde emniyet görevlileri tarafından dövüldüğü ve bir gözünü kaybettiği ileri sürülerek olay nedeni ile meydana gelen zararda davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle miktar artırımı ile birlikte toplam 150.000,00-TL maddi ve 100.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine hükmedilmesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; olay nedeniyle, davacının iş gücü kaybı oranın tespiti için dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, davacının meslekte kazanma gücünü % 33 oranında kaybettiğinin bilirkişi raporu ile tespit edildiği, yine olay nedeniyle davacının meydana gelen zararının tespiti amacı ile dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, teknik ve bilimsel verilere uygun ve hükme esas alınabilecek nitelikte olduğu anlaşılan hesap bilirkişi raporunda, davacının işgücü kaybına karşılık 288.825,70-TL maddi zararının olduğunun tespit edildiği, bu durumda, davacının başka bir olay nedeniyle polis aracına alınan bir kişinin bırakılması için direnç göstermesi üzerine polislerin ellerinde bulunan joplarla davacıya vurmaları ve zor kullamaları esnasında davacının yaralanması ve bir gözünü kaybetmesi olayında davalı idare personelinin kusurunun bulunduğu açık olup, mevzuat ile idareye yüklenen kamu hizmetinin kötü işlemesi nedeniyle meydana gelen zararın idarece tazmini gerektiği, öte yandan, ceza yargılaması sonucunda verilen karar göz önünde bulundurulduğunda, tazminat istemine konu olayın meydana gelmesinde davacının da görevli memura direnme, kamu görevlisine hakaret ve kamu malına zarar verme suçlarını işlemek suretiyle kusurlu olduğu, olayın meydana gelmesinde davacının müterafik kusuru bulunduğu dikkate alınarak, davalı idarenin olayın oluşumunda %75 oranında kusurlu olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı, meydana gelen olay sebebiyle davacının uğradığı maddi zararın, 100.000,00-TL'lik kısmına 19/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, 50.000,00-TL'lik kısmına ise, miktar artırımı dilekçesinin davalı idare kayıtlarına girdiği tarih olan 26/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi gerektiği; manevi tazminat istemine gelince; olayın oluşumu, kaybedilen uzuv, davalı idarenin olayın meydana gelmesindeki kusuru ve davacının müterafik kusuru da dikkate alınarak, davacının manevi tazminat talebinin 75.000,00-TL'lik kısmının kabulü ile söz konusu tazminat tutarına dava tarihi olan 17/08/2015 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu ... İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından; PMF yaşam tablosunun dikkate alınması gerektiği, 05/05/2015 tarihli Bursa Emniyetinin yazısında davacının tutuklu bulunduğu bilgisinin yer aldığı, davacının bilinen dönem hesabında bu dönemin de çalışılarak geçirildiğinin hesaplandığı, davacının adli yargıda açtığı bir dava olduğunu belirttiği, bu davada hükmedilen tazminatın da hesaplamada dikkate alınması gerektiği, manevi tazminatın fahiş olduğu, faiz başlangıç tarihlerinin de yasaya aykırı olduğu; davacı tarafından; faiz başlangıcı olarak olay tarihinin esas alınması gerektiği ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN_SAVUNMALARI : Davacı tarafından, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmakta olup, davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY_TETKİK_HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne, davacının temyiz isteminin incelenmeksizin reddine hükmedilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca dosya tekemmül ettiğinden davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY:

Davacı tarafından, 2006 yılbaşı gecesinde emniyet görevlileri tarafından dövüldüğü ve bir gözünü kaybettiği ileri sürülerek davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle miktar artırımı ile birlikte toplam 150.000,00-TL maddi tazminatın ve 100.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine hükmedilmesi istenilmiştir.
Davacının faiz başlangıç tarihine ilişkin temyiz istemi yönünden;

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

Davacı tarafından, maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne kısmen reddine ilişkin kararın faiz başlangıç tarihi yönünden hukuka aykırı olduğu iddiasıyla temyizen incelenerek bozulmasına karar verilmesi istenilmiş ise de, aynı iddiayla yapılan istinaf başvurusunun ... İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…, Temyiz No:… sayılı kararıyla süresinde yapılmadığı gerekçesiyle süreaşımı yönünden reddedildiği, bu karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmadığı, bu suretle ilk derece mahkemesi kararının davacı yönünden kesinleştiği görüldüğünden, Bölge İdare Mahkemesinin davalı idarenin istinaf başvurusunun reddine yönelik kararına karşı davacının yapmış olduğu temyiz başvurusunun incelenmesine hukuki olanak bulunmamaktadır.

Davalı idarenin, Mahkeme kararının maddi tazminatın ve manevi tazminatın kabulüne ilişkin kısımlarına yönelik temyiz istemi yönünden;

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

Dava dosyasının incelenmesinden; 01/01/2006 tarihinde yılbaşı gecesinde görevli polis memurlarınca dava dışı üçüncü bir kişinin başka bir olayla ilgili olarak yakalanıp etkisiz hale getirilmesinden sonra polis aracına bindirildiği esnada davacının alkollü vaziyette polis aracının yanına gelerek polis aracını tekmeleyerek zarar verdiği, uyarılara rağmen yakalanan kişinin bırakılmasını isteyerek polis memurlarına küfürler ettiği, bunun üzerine davacının etkisiz hale getirmeye çalışıldığı, davacının direnç göstermesi üzerine polislerin ellerinde bulunan joplarla davacıya vurmaları ve zor kullanmaları esnasında davacının yaralandığı ve bir gözünü kaybettiği, bahsi geçen olayla ilgili olarak kamu davası açıldığı, … Asliye Ceza Makhemesi'nin E:… ve K:… sayılı dosyası üzerinde yapılan yargılama sonucunda davacının görevli memura direnme, kamu görevlisine hakaret ve kamu malına zarar verme suçlarını işlediği sabit olduğundan her bir suç için ayrı ayrı mahkumiyetine, olaya karışan polis memurlarına da kasten yaralama suçu işlemeleri nedeniyle mahkumiyetlerine karar verildiği, verilen bu kararın temyiz edilmesi üzerine davacı hakkında verilen hakaret ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükmün onandığı, memura direnme suçundan kurulan hükmün bozulmasına, keza polis memurları hakkında kurulan hükmün de bozulmasına karar verildiği, buna göre yeniden yapılan yargılama sonucunda davacının görevli memura direnme suçunu işlediği sabit olduğundan mahkumiyetine, sanık polis memurlarından birine yaralama suçundan ceza verilmiş ise de hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına karar verilmiştir.

Diğer polis memuruna ise yaralama suçundan 5 yıl hapis cezası verilmesi üzerine ... Ceza Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla "olayın başlangıcına ve devam eden oluşuna göre, sanık hakkındaki haksız tahrik indiriminin oluşa uygun şekilde üst hadden tayini gerektiğinin gözetilmemesi" gerekçesiyle bozulmasının ardından, Mahkemece 3/4 haksız tahrik indirimi yapılarak verilen 2 yıl hapis cezasının ertelenmesine karar verilmiştir. Sanığın temyiz başvurusunun üzerine kararın ... Ceza Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, müdafiinin hazır bulunmadığı oturumda mahkumiyet hükmü verildiğinden bozulmasına hükmedilmiştir.

Mahkeme kararında, olayın meydana gelmesinde davacının müterafik kusuru bulunduğu dikkate alınarak, davalı idarenin olayın oluşumunda %75 oranında kusuru bulunduğu kanaati ile hüküm kurulmuş ise de; olayın oluşu, davacının suç niteliğindeki davranışları ile yukarıda bahsi geçen ceza yargılamasında davacının eylemlerindeki haksız tahrik dikkate alınarak davacıya karşı yaralama suçunu işleyen polis memuru hakkında haksız tahrik indirimi yapıldığı da gözetilerek kusur oranının yeniden belirlenmesi gerekmektedir.

Öte yandan, maddi tazminat hesabı farazi/varsayımsal hesaba dayanmakla beraber, bilinen somut verilerin varlığı halinde bu veriler gözönüne alınarak hesapta dikkate alınması gerektiği de açıktır. Buna göre somut olayda olduğu gibi davacının hükümlülük süresince gelir getirici faaliyette bulunamayacağı ve maddi zararın hesabında hükümlülük süresi dikkate alınmamak suretiyle hesaplamaya dahil edilmemesi gerekeceği açıktır.

Dava dosyasının ve adli sicil kaydının incelenmesinden, davacının, dava konusu ceza yargılaması dışında da pek çok ceza yargılamasının bulunduğu ve bunlar sonucunda da hakkında hapis cezaları verildiği dikkate alındığında, davacının bütün mahkumiyet sürelerinin tespiti ile bu süreler boyunca gelir getirici bir işte çalışamayacağı göz önünde bulundurularak işgücü kaybından kaynaklanan zararın hesabında bu sürelerin dışlanılması suretiyle yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekmektedir.

Öte yandan; manevi tazminat isteminin kabulüne ilişkin kısım yönünden; manevi tazminatın, mal varlığında meydana gelen bir eksilmeyi karşılamaya yönelik bir tazmin aracı değil, tatmin aracı olduğu, olay nedeniyle duyulan elem ve ızdırabın kısmen de olsa hafifletilmesinin amaçlandığı, belirtilen niteliği gereği ise manevi tazminatın zenginleşme aracı olamayacağı ve ölçülülük ilkesi de gözetilerek makul olarak belirleneceği tabiidir.

Olayda, olayın oluş şekli ve zararın niteliği ile yeniden belirlenecek olan kusur oranı ve davacının suç niteliğindeki davranışları da dikkate alınarak, manevi tazminatın amaç ve niteliği göz önünde bulundurularak yukarıda belirtilen ölçütlere göre hükmedilecek manevi tazminat tutarı da yeniden belirlenmelidir.

Bu itibarla, davanın kısmen kabulü, kısmen reddi yönündeki ... İdare Mahkemesi kararına yönelik davalı istinaf isteminin reddine ilişkin temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının faiz başlangıcına yönelik temyiz isteminin incelenmeksizin reddine,
2. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
3. Davanın kısmen kabulü, kısmen reddine ilişkin ... İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan davalı idarenin istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, maddi tazminatın ve manevi tazminatın kabulüne ilişkin kısmının BOZULMASINA,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi gönderilmesine, 30/09/2020 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.