TARAFLAR ARASINDA YAZILI ÜCRET SÖZLEŞMESİNİN BULUNMAMASI DURUMUNDA DAVANIN KAZANILAN/TAHSİL EDİLEN BÖLÜMÜ İÇİN MÜDDEABİHİN DEĞERİNİN İLA ARASINDAKİ BİR MİKTARIN BELİRLENMESİ GEREKİR

TARAFLAR ARASINDA YAZILI ÜCRET SÖZLEŞMESİNİN BULUNMAMASI DURUMUNDA DAVANIN KAZANILAN/TAHSİL EDİLEN BÖLÜMÜ İÇİN MÜDDEABİHİN DEĞERİNİN  İLA   ARASINDAKİ BİR MİKTARIN BELİRLENMESİ GEREKİR

T.C.

Yargıtay

3. Hukuk Dairesi         

2020/3293 E. 

2020/7488 K.

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün, davacı avukatınca duruşmasız davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde duruşmalı temyiz eden davalı vekili avukat … geldi. Karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, davalı şirket ile aralarında uzun yıllara dayanan vekalet ilişkisinin bulunduğunu, son olarak 12.06.2013 tarihinde bir yıl süreli olarak yenilenen vekaletnamenin süre bitiminden sonra herhangi bir kusuru olmaksızın davalı tarafından yenilenmediği gibi takip ettiği dosyalara muvafakati alınmaksızın başka avukatın vekil olarak tayin edildiğini, aralarında 10.01.2014 tarihinde bir yıl süreli imzalanan avukatlık hizmet sözleşmesinin de vekaletnamenin yenilenmemesi nedeniyle ifa edilemediğini, gönderilen ihtarnameye rağmen vekalet ücretlerinin ödenmediğini, takip ettiği üç adet dosyadan hakettiği vekalet ücretlerinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu, avukatlık hizmet sözleşmesinde ücrete ilişkin düzenlemelerin Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesindeki düzenlemelere aykırı olması nedeniyle geçersiz olduğunu, kaldı ki icra takibine konu edilen dosyaların sözleşmenin imzalanması tarihinden önce üstlenildiğinden sözleşme hükümlerinin uygulanamayacağını ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
    Davalı, tahsilat yapılan dosyalardan davacı avukatın haksız kesintiler yaparak ücret tahsil etmesi nedeniyle şirketin zarara uğradığını, bu nedenle vekalet ilişkisinin yenilenmediğini, 10.01.2014 tarihli sözleşme gereğince davacı avukatın herhangi bir ücret alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, davalı tarafından icra takip dosyasına yapılan itirazın 27.676,06 TL lik kısmının ile iptali icra takibinin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak yargılamayı gerektirmesi nedeniyle likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, davalı şirket tarafından davacı avukata verilen süreli vekaletnamenin yenilenmemesi sonucu vekalet ilişkisinin son bulması nedeniyle davacı avukat tarafından takip edilen üç adet icra takip dosyasından dolayı hakettiği ileri sürülen vekalet ücretlerinin tahsiline yönelik başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, vekalet ücreti talep edilen dosyalardan icra dosyasının takiplerinin dosyaya sonulan 10.01.2014 tarihli sözleşmeden önce başlatıldığı, diğerinin ise sözleşme süresi içerisinde başlatıldığı, sözleşme tarihinden önce başlatılan dosyalar yönünden, taraflar arasındaki avukatlık hizmet sözleşmesinin somut olaya uygulanamayacak olması nedeniyle Avukatlık Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiği, sözleşme tarihinden sonra başlatılan takip dosyası yönünden ise, vekalet ücretinin hesabında sözleşme hükümlerinin uygulanması gerektiği, sözleşmenin süresi bittiğinde yenilenmemesi nedeniyle sona erdiği ve davacı avukata sözleşmenin son bulması halinde ödenecek ücrete ilişkin açık düzenleme bulunmaması nedeniyle bu dosya yönünden de Avukatlık Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiği, sonuç olarak vekalet ücreti talep edilen tüm dosyalar yönünden, vekil ile müvekkili arasındaki akdi vekalet ücretini düzenleyen Av. Kanunu’nun 164/4. maddesine atıf yapılarak, taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesi bulunmaması yada ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı durumlarda davanın kazanılan/tahsil edilen bölümü için avukatın emeğine göre müddeabihin değerinin yüzde onu ila yüzde yirmisi arasındaki bir miktarın avukatlık ücreti olarak belirlenmesi gerektiği kabul edilmiş, ne varki, bilirkişi tarafından Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince nispi olarak hesaplanan karşı yan vekalet ücreti üzerinden hüküm kurularak, gerekçede çelişki yaratılmıştır. Bu durum, infazda tereddütü de beraberinde getirecektir. Diğer yandan, davaya dayanak yapılan icra takip dosyası incelendiğinde, davacı avukat tarafından üç adet icra takip dosyasına dayalı vekalet ücreti alacağına yönelik talepte bulunulduğu, ancak talep edilen miktarların akdi vekalet ücretine mi, yoksa karşı yan vekalet ücretine mi, yoksa her ikisine mi yönelik olduğu da anlaşılamamaktadır. O halde mahkemece, öncelikle davaya konu icra takibinde talep edilen vekalet ücretlerinin mahiyeti davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde davacıya açıklattırılmalı, talep sonucu net olarak belirlenmeli ve bu kapsamda yapılacak yargılama sonucu hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken, değinilen hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    2-Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birince bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK’nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.