ŞİRKETİN YÖNETİM KURULU KARARININ GEÇERSİZ OLDUĞUNUN TESPİTİ İSTEMİ - ADLİYE ÖN BÜROSU TARAFINDAN HATALI DOSYA KAYDI YAPILMASI - HATALI DEĞİŞİK İŞ DOSYA KAYDI AÇILMASI

ŞİRKETİN YÖNETİM KURULU KARARININ GEÇERSİZ OLDUĞUNUN TESPİTİ İSTEMİ - ADLİYE ÖN BÜROSU TARAFINDAN HATALI DOSYA KAYDI YAPILMASI - HATALI DEĞİŞİK İŞ DOSYA KAYDI AÇILMASI

T.C.
İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
2023/180 E.
2023/158 K.
1.2.2023 T.

ŞİRKETİN YÖNETİM KURULU KARARININ GEÇERSİZ OLDUĞUNUN TESPİTİ İSTEMİ ( Davacının Delil Tespiti Yönünde Bir Talep ve İsteğinin Bulunmadığı Ancak Buna Rağmen Davanın Açılışı Aşamasında Ön Büro Tarafından Davacının Talebi Yanlış Değerlendirilerek Delil Tespiti Olarak Kabul Edilip Değişik İş Esasına Kaydedildiği - Davacıdan Açtığı Davasının Hangi Esasa Kaydedilmesi Gerektiğini Bilmesinin Beklenilemeyeceği )

ADLİYE ÖN BÜROSU TARAFINDAN HATALI DOSYA KAYDI YAPILMASI ( Yapılan Yanlış Değerlendirme Sonucu Davanın Değişik İş Esasına Kaydedilmiş Olmasının Sorumluluğun Davacıya Yükletilemeyeceği - Dolayısıyla Davacıya Yeniden Dava Açmaya Mecbur Bırakmak Usul Ekonomisi İlkesine de Aykırılık Teşkil Edeceği/Usul Eksikliğinin Giderilmesi Gerektiği )

HATALI DEĞİŞİK İŞ DOSYA KAYDI AÇILMASI ( Mahkemece Sehven Alınan Değişik Esasının Kapatılması Sağlanarak Davanın Esasa Kaydı Yaptırılarak Esas Numarası Almasının Sağlanacağı - Varsa Usuli Eksikliklerin Tamamlanması ve Akabinde Davanın Esasına Yönelik İşlemlerin Yerine Getirilmesi Gerektiği/Davacının İstinaf Başvurusunun Esastan Kabulüne ve Kararın Kaldırılmasına Karar Verilmesi Gerektiği )

6100/m. 30

6102/m. 391

ÖZET : Dava, şirketin yönetim kurulu kararının geçersiz olduğunun tespiti istemine ilişkindir.Olayda, davacının amacının şirketin yönetim kurulunun ilgili kararının geçersiz olduğunun tespiti ve iptali istemine ilişkin bulunduğu, davacının delil tespiti yönünde bir talep ve isteğinin bulunmadığı, ancak buna rağmen, davanın açılışı aşamasında ön büro tarafından davacının talebi yanlış değerlendirilerek delil tespiti olarak kabul edilip, değişik iş esasına kaydedildiği anlaşılmaktadır. Buna göre, davacıdan açtığı davasının hangi esasa kaydedilmesi gerektiğini bilmesi beklenilemez.

Ayrıca, ön büro tarafından yapılan yanlış değerlendirme sonucu davanın değişik iş esasına kaydedilmiş olmasının sorumluluğu davacıya yükletilemez. Dolayısıyla, davacıya yeniden dava açmaya mecbur bırakmak usul ekonomisi ilkesine de aykırılık teşkil edecektir.

Mahkemece; sehven alınan değişik esasının kapatılması sağlanarak, davanın esasa kaydı yaptırılarak, esas numarası almasının sağlanması, varsa usuli eksikliklerin tamamlanması ve akabinde davanın esasına yönelik işlemlerin yerine getirilmesi gerekir.

Açıklanan nedenlerle; davacının istinaf başvurusunun esastan kabulüne ve kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına karar verilmesi gerekir.

DAVA : İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen S. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 07/10/2022 tarihli ve 2022/271 Değişik İş Esas - 2022/271 Değişik İş Karar sayılı dosyasının dosya üzerinden yapılan incelemesi sonucunda;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

TALEP:

Talep eden, talep dilekçesinde özetle; ... Şirketinin aile şirketi olduğunu, şirketin dışarıya kapalı olduğunu, zeytinyağı fabrikasında makinelerin genel kurul kararı olmadan sökülüp götürüldüğünü, dilekçesinde açıklanan tüm nedenlerle kanun dışı hukuksuz yönetim kurulu kararının geçersiz olduğunun tespitini, davanın kabulüyle yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı yan üzerine bırakılmasını talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:

İlk derece mahkemesince; "...HMK md 400'de "Taraflardan her biri, görülmekte olan bir davada henüz inceleme sırası gelmemiş yahut ileride açacağı davada ileri süreceği bir vakıanın tespiti amacıyla keşif yapılması, bilirkişi incelemesi yaptırılması ya da tanık ifadelerinin alınması gibi işlemlerin yapılmasını talep edebilir. (2) Delil tespiti istenebilmesi için hukuki yararın varlığı gerekir. Kanunda açıkça öngörülen hâller dışında, delilin hemen tespit edilmemesi hâlinde kaybolacağı yahut ileri sürülmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ihtimal dâhilinde bulunuyorsa hukuki yarar var sayılır."hükmü mevcut olup tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; eldeki talebin delil tespiti olarak D.İş üzerinden mahkememize açıldığı, talebin HMK md 400 kapsamında değerlendirilemeyeceği , talebin yönetim kurulu kararının iptali/batıl olduğunun tespiti olarak esas dava şeklinde açılıp sonuçlandırılması gerektiği anlaşılmakla..." gerekçesiyle "Delil tepiti isteyen vekilinin talebinin REDDİNE..." şeklinde karar verilmiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ:

Talep eden istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ortağı olduğu ... Şirketi yönetim kurulu tarafından, TTK 391 madde (1) ve diğer ilgili Kanun maddelerinin açıkça ihlal edilerek, genel kurulun devredilemez yetkisinde olan bir uygulamayı kendi yetkilerindeymiş gibi bir uygulama yoluna giderek kanun dışı hukuk temelinden yoksun işlem yapılarak, şirket ve pay sahiplerinin zarara uğratıldığını belirterek, S. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2022/271 Değişik İş Esas- 2022/271 Değişik İş Karar sayılı kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Talep, şirketin yönetim kurulunun 05/08/2017 tarihli kararının geçersiz olduğunun tespiti istemine ilişkindir.

Mahkemece; talebin HMK md 400 kapsamında değerlendirilemeyeceği, talebin yönetim kurulu kararının iptali/batıl olduğunun tespiti olarak esas dava şeklinde açılıp sonuçlandırılması gerektiği, delil tepiti isteyennin talebinin karar verilmiş olup, hüküm davacı tarafından istinaf edilmiştir.

İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.

Hâkim önüne gelen bir uyuşmazlıkla ilgili maddi vakıaları tespit ettikten sonra hukuk alanındaki faaliyetine geçer. Bu faaliyet dört aşamadan oluşur ve her aşama hukukî niteliği haiz olduğundan Yargıtayın mutlak denetimine tabidir. Hâkim ilk önce usul hükümlerine uygun olarak tespit ettiği somut olaya ilişkin vakıalara uygulanacak hukuk kuralını tespit eder. Hâkim, tespit ettiği vakıalara uygulayacağı hukuk kuralının belirlemesinde yanılmışsa, buna dayanarak vereceği hükmün de yanlış olması kaçınılmazdır. İkinci aşamada hâkim, tespit ettiği hukuk kuralının gerçek ve doğru anlamını açıklar. Hâkim hukuk kuralının açıklanmasında (tefsirinde) hataya düşerse yapacağı hukuk uygulaması da yanlış olacaktır. Üçüncü aşamada hâkim bulduğu ve açıklayarak elle tutulur hâle getirdiği hukuk kuralında yer alan soyut vakıa ile davada tespit ettiği somut vakıayı karşılaştırarak vakıanın hukukî nitelendirmesini yapar (tavsif). Burada hâkimin yaptığı nitelendirme hukukun uygulanmasına ilişkindir. Hâkim, hukukun uygulanması alanında ilk üç aşamayı doğru olarak yürüttüğü takdirde nihayet mantıken varılan hukukî sonuç ortaya çıkar.

Anayasamızın 141. maddesine göre, devlet yargının basit, çabuk ve ucuz gerçekleşmesi için gereken tedbirleri almak zorundadır. Usul ekonomisi Anayasamızda ayrıca düzenlenmiş olduğu için, buna aykırılık, aslında Anayasa'ya aykırılık oluşturacaktır. (m.141). Ayrıca, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi'nin 6. maddesine göre de mahkemelerin makul bir süre içinde karar vermeleri öngörülmüştür. Bu, adil yargılanma hakkının bir gereğidir. Hukuk Muhakemeleri Kanunumuzun 30. maddesinde de hakimin yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olduğu belirtilmiştir.

Bu açıklamalara göre somut olay değerlendirildiğinde; dava dilekçesindeki anlatıma göre, davacının amacının şirketin yönetim kurulunun 05/08/2017 tarihli kararının geçersiz olduğunun tespiti ve iptali istemine ilişkin bulunduğu, davacının delil tespiti yönünde bir talep ve isteğinin bulunmadığı, ancak buna rağmen, davanın açılışı aşamasında ön büro tarafından davacının talebi yanlış değerlendirilerek delil tespiti olarak kabul edilip, değişik iş esasına kaydedildiği anlaşılmaktadır. Buna göre, davacıdan açtığı davasının hangi esasa kaydedilmesi gerektiğini bilmesi beklenilemez. Ayrıca, ön büro tarafından yapılan yanlış değerlendirme sonucu davanın değişik iş esasına kaydedilmiş olmasının sorumluluğu davacıya yükletilemez. Dolayısıyla, davacıya yeniden dava açmaya mecbur bırakmak usul ekonomisi ilkesine de aykırılık teşkil edecektir.

Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş; sehven alınan değişik esasının kapatılması sağlanarak, davanın esasa kaydı yaptırılarak, esas numarası almasının sağlanması, varsa usuli eksikliklerin tamamlanması ve akabinde davanın esasına yönelik işlemlerin yerine getirilmesi olmalıdır.

Açıklanan tüm bu gerekçelerle; davacının istinaf başvurusunun esastan kabulüne; kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-)Talep edenin istinaf itirazlarının KABULÜ ile, S. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 07/10/2022 tarihli ve 2022/271 Değişik İş Esas - 2022/271 Değişik İş Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,

2-)Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,

3-)İSTİNAF AŞAMASINDA; talep eden tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,

4-)İstinaf aşamasında talep eden tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek nihai kararda ele alınmasına,

5-)İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,

6-)Kararın taraflara tebliği, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK'nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 01.02.2023