MEMUR, AVUKATSIZ DAVA AÇTIĞINDA, VEKALET ÜCRETİ ALABİLİR Mİ?

MEMUR, AVUKATSIZ DAVA AÇTIĞINDA, VEKALET ÜCRETİ ALABİLİR Mİ?

Danıştay 2. Dairesi, ; davacının, davayı vekili aracılığıyla takip etmediği durumlarda, davacı lehine, avukatlık ücretine hükmedilmesi yasaya aykırıdır dedi.

Dava, maliye uzmanı olarak görev yapan davacı tarafından, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu'nun "Sayıştay Başkan ve Üyelerinin Nitelikleri" başlıklı 12. maddesinin 3. fıkrasının (d) bendinde yer alan niteliği haiz olduğunu gösteren belgenin tarafına verilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin açılmıştır.

Mahkeme, davacıyı haklı bulmuş ayrıca vekalet ücreti ödenmesine karar vermiştir.

Danıştay 2. Dairesi ise, talep ettiği belgelerin verilmemesine ilişkin iptal kararı kısmını onamış fakat vekalet ücreti kısmını bozmuştur.

T.C.

DANIŞTAY

İKİNCİ DAİRE

Esas : 2019/3807

Karar : 2020/1359

Tarih : 05.03.2020

ÖZET

Dava; davalı idare bünyesinde maliye uzmanı olarak görev yapan davacı tarafından, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu'nun "Sayıştay Başkan ve Üyelerinin Nitelikleri" başlıklı 12. maddesinin 3. fıkrasının (d) bendinde yer alan niteliği haiz olduğunu gösteren belgenin tarafına verilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin 13/03/2015 günlü, ... sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır. Uyuşmazlıkta, İdare Mahkemesince, dava konusu işlemin iptali yolunda hüküm kurularak, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmiş ise de;davacının, davayı vekili aracılığıyla takip etmediği görüldüğünden, davacı lehine, avukatlık ücretine hükmedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.

TEMYİZ EDEN (DAVALI): ...

VEKİLİ : ...

KARŞI TARAF (DAVACI): ...

İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesince verilen ... günlü, E:..., K:... sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava Konusu İstem : Dava; davalı idare bünyesinde maliye uzmanı olarak görev yapan davacı tarafından, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu'nun "Sayıştay Başkan ve Üyelerinin Nitelikleri" başlıklı 12. maddesinin 3. fıkrasının (d) bendinde yer alan niteliği haiz olduğunu gösteren belgenin tarafına verilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin 13/03/2015 günlü, ... sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

... İdare Mahkemesinin ... günlü, E..., K:... sayılı kararıyla davanın reddine hükmedilmiş, anılan karar, Danıştay İkinci Dairesinin 21/05/2019 günlü, E:2016/14824, K:2019/3091 sayılı kararıyla bozulmuştur.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : ... İdare Mahkemesince, bozma kararına uyularak verilen temyize konu kararla; Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü bünyesinde 1 yıldan fazla süreyle maliye uzmanı olarak görev yapan ve bu Genel Müdürlükte görev yapan tüm maliye uzmanları gibi (teftiş, denetim, inceleme ve soruşturma görevi tevdi edilip edilmediğine bakılmaksızın) merkez denetim elemanı statüsünde olan davacının, Sayıştay Kanunu'nun 12. maddesinin 3. fıkrasının (d) bendinde yer alan koşulu taşıdığını gösteren belgenin tarafına verilmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddi yolundaki işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline hükmedilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacının, maliye uzmanı kadrosunda görev yaptığı ve teftiş, denetim, inceleme ve soruşturma işleriyle görevlendirilmediği, bu sebeple davacının, merkezi denetim elemanı statüsünde bulunmadığı, öte yandan, vekil ile temsil edilmemesine karşın davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek, İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN CEVABI : Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...

DÜŞÜNCESİ : İdare Mahkemesi kararının esasına yönelik temyiz isteminin reddi ile dava konusu işlemin iptali yolundaki Mahkeme kararının onanması; vekili olmadığı halde, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinde hukuki isabet bulunmadığından, bu kısma yönelik temyiz talebinin kabulüyle, Mahkeme kararının vekalet ücretine yönelik kısmının bozulması gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

Mahkeme kararının esasına yönelik olarak;

İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkün olup; davacı tarafından ileri sürülen hususlar İdare Mahkemesi kararının esasına yönelik kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Mahkeme kararının vekalet ücretine ilişkin kısmına yönelik temyiz istemine gelince;

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 6545 sayılı Kanun'un 22. maddesiyle değişik "Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde; temyiz incelemesi sonunda kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa Danıştayın kararı düzelterek onayacağı hükme bağlanmıştır.

Anılan Kanun maddesinin gerekçesinde ise; temyiz incelemesinde sadece maddi hatalarda değil, aynı zamanda yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen eksiklik ya da yanlışlıklarda da düzelterek onama kararı verilmesinin sağlandığı, uygulamada, vekalet ücretine, yargılama giderlerine ya da faize hükmedilmesinin unutulması ya da bunların yanlış hesaplanması gibi, kararın asli olmayan unsurlarında görülen bir kısım eksiklik ya da yanlışlıklar nedeniyle bozma kararları verildiği, bunun mahkeme tarafından tekrar karara bağlandığı ve yine bu kararlara karşı yeniden kanun yollarına başvurulabilmesi nedeniyle hem zaman hem de emek kaybına neden olunduğunun görüldüğü, bu suretle esasa etkili olmayan konularda Danıştayın kesin karar vermesi sağlanarak uyuşmazlığın hızla sonuçlandırılmasının amaçlandığı hususlarına yer verilmiştir.

Uyuşmazlıkta, İdare Mahkemesince, dava konusu işlemin iptali yolunda hüküm kurularak, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmiş ise de; davacının, davayı vekili aracılığıyla takip etmediği görüldüğünden, davacı lehine, avukatlık ücretine hükmedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.

Bu husus, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan, düzeltilmesi mümkün eksiklik olarak görüldüğünden, hüküm fıkrasında yer alan "Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen ...-TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine" ibaresi çıkarılmak suretiyle kararın vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanması gerektiği sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1. DAVALI İDARENİN TEMYİZ İSTEMİNİN KISMEN REDDİ ile dava konusu işlemin iptali yolunda verilen ... İdare Mahkemesinin ... günlü, E:..., K:... sayılı kararının ONANMASINA oybirliğiyle,

2. DAVALI İDARENİN TEMYİZ İSTEMİNİN KISMEN KABULÜ ile ... İdare Mahkemesince verilen ... günlü, E:..., K:... sayılı kararın, vekalet ücretine yönelik hüküm fıkrasının yukarıda belirtildiği şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA oyçokluğuyla,

3. Temyiz yargılama giderlerinin istemde bulunan davalı idare üzerinde bırakılmasına,

4. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

5. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde Danıştayda karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.03.2020 tarihinde karar verildi.

(X) KARŞI OY :

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 6545 sayılı Kanun'un 22. maddesiyle değişik "Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49. maddesinde; "1. Temyiz incelemesi sonunda Danıştay;

a) Kararı hukuka uygun bulursa onar. Kararın sonucu hukuka uygun olmakla birlikte gösterilen gerekçeyi doğru bulmaz veya eksik bulursa, kararı, gerekçesini değiştirerek onar.

b) Kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onar." hükmüne yer verilmiştir.

Temyiz incelemesinde; incelemeye tabi karardaki gerekçenin değiştirilmesi veya maddi hata ve yanlışlıkların düzeltilmesi, eksikliklerin tamamlanması mümkün olmakla birlikte, hükmün sonucunu, kapsamını değiştirecek şekilde düzeltme yapılması mümkün bulunmamaktadır.

Temyiz istemine konu, dava konusu işlemin iptali yolundaki Mahkeme kararında, vekil ile temsil edilmeyen davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Bu husus, yukarıda belirtildiği üzere 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi kapsamında bulunmayıp; kararın bozulmasını gerektiren "hukuka aykırılık" teşkil etmektedir.

Bu sebeple, İdare Mahkemesi kararının bu kısmının, Mahkemece yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği oyuyla, aksi yönde oluşan düzeltilerek onama kararına katılmıyorum.

Memurlar.Net