KOOPERATİF ÜYELİĞİNE DAYALI TAPU İPTALİ VE TESCİL İSTEMİ - ÇIKARMA KARARININ KESİNLEŞMESİ - TAZMİNAT

KOOPERATİF ÜYELİĞİNE DAYALI TAPU İPTALİ VE TESCİL İSTEMİ - ÇIKARMA KARARININ KESİNLEŞMESİ - TAZMİNAT

T.C.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
2021/5280 E.
2022/6163 K.
29.12.2022 T.

KOOPERATİF ÜYELİĞİNE DAYALI TAPU İPTALİ VE TESCİL İSTEMİ ( Davacı Kooperatif Yönetimi Kurulunun Kararıyla Kooperatif Üyeliğinden İhraç Edilmiş Genel Kurulda Bu İşlem Onaylanmış Olup Davacı Tarafından Anılan Kararların İptali ve Dava Konusu Bağımsız Bölüm Üzerinde Üstün Hak Sahibi Olduğunun Tespiti İstemiyle Açılan Dava Sonucunda İhraca İlişkin Alınan Kararlar İptal Edildiği - 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 16/Son Maddesi Hükmünce Çıkarma Kararı Kesinleşmeyen Ortakların Yerine Yeni Ortak Alınamayacağı/Kararın Bozulması Gerektiği )

ÇIKARMA KARARININ KESİNLEŞMESİ ( Davacı Yönetim Kurulu Kararıyla Kooperatif Üyeliğinden İhraç Edilmiş Genel Kurulda Bu İşlem Onaylanmış Olup Davacı Tarafından Anılan Kararların İptali İstemiyle Açılan Davada İhraca İlişkin Kararların İptal Edildiği - Davalı Tasfiye Kurulu Üyeleri Davalar Devam Ederken Yasaya Aykırı Olarak Bağımsız Bölümü Davalı Adına Tahsis ve Tapuda Tescil Ettirmiş Olup Aynı Zamanda Kanunda Suç Olarak Tanımlanan Bu Eylemleriyle Davacının Zarara Uğramasına Neden Olduklarından Mahkemece Belirlenen Tazminattan Tasfiye Kurulu Üyelerinin de Sorumlu Tutulmaları Gerektiği )

TAZMİNAT ( Davalı Tasfiye Kurulu Üyeleri İhraca İlişkin Kararların İptaline İlişkin Davalar Devam Ederken Yasaya Aykırı Olarak Bağımsız Bölümü Davalı Adına Tahsis ve Tapuda Tescil Ettirmiş Olup Aynı Zamanda Kanunda Suç Olarak Tanımlanan Bu Eylemleriyle Davacının Zarara Uğramasına Neden Olduklarından Mahkemece Belirlenen Tazminattan Tasfiye Kurulu Üyelerinin de Sorumlu Tutulmaları Gerektiği )

1163/m.16,98

6102/m.224,245

ÖZET : Dava, kooperatif üyeliğine dayalı tapu iptal ve tescil, olmazsa tazminat istemine ilişkindir.

Davacı, kooperatif yönetimi kurulunun kararıyla kooperatif üyeliğinden ihraç edilmiş,genel kurulda bu işlem onaylanmıştır. Davacı tarafından anılan kararların iptali ve dava konusu bağımsız bölüm üzerinde üstün hak sahibi olduğunun tespiti istemiyle açılan dava sonucunda, kararlar iptal edilmiş ve davacının, dava konusu bağımsız bölümde, öncelikli hak sahibi olduğu tespit edilmiştir. Karar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir. Davalı tasfiye kurulu üyeleri, söz konusu bu davalar devam ederken, yasaya aykırı olarak, dava konusu bağımsız bölümü davalı adına tahsis ve tapuda tescil ettirmişlerdir. Aynı zamanda kanunda suç olarak tanımlanan bu eylemleriyle kusurlu olarak davacının zarara uğramasına neden olduklarından, mahkemece belirlenen tazminattan tasfiye kurulu üyelerinin de sorumlu tutulmaları gerekir. Hükmün bu nedenle, davacı yararına bozulması gerekmiştir.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki davalı ... vekili ve davacı vekilince stenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR :

Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatif üyeliğinden haksız olarak ihraç edildiğini, ihraç kararı kesinleşmeden, davalı tasfiye kurulu üyelerince yerine yeni üye alındığını, müvekkiline tahsis edilen konutun tapuda önce davalı ..., ondan da diğer davalı ...’e devredildiğini, açtığı dava sonucunda ihraç kararının iptal edildiğini ve konut üzerinde üstün hak sahibi olduğunun tespit edildiğini ileri sürerek, dava konusu dairenin tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini, olmazsa dairenin rayiç bedelinin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı tasfiye kurulu üyeleri ..., ..., ... vekilleri, davanın zamanaşımına uğradığını, müvekillerine husumet yöneltilemeyeceğini, davacının mali yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmediğini savunarak, davanın reddini istemişlerdir.

Davalı ... vekili, müvekkilinin tapu siciline güvenerek iyiniyetle taşınmaz devraldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Davalı kooperatif ve davalı ... davaya cevap vermemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacının akçeli yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmediği, kendilerine daire teslim edilen diğer üyelerle eşit durumda olmadığı, bu nedenle tapu iptali ve tescil talebinde bulunamayacağı, ancak yerleşik Yargıtay içtihatlarınca belirlenen hesaplama yöntemine göre konut karşlığı tazminat isteyebileceği, bu kapsamda yapılan hesaplama sonucu isteyebileceği tutarın 95.439,07 TL olduğu, bundan davalı kooperatifin sorumlu bulunduğu gerekçesiyle, tapu iptal tescil talebinin reddine, tazminat talebine ilişkin kabulü ile 95.439,07 TL’nin davalı kooperatiften tahsiline, diğer davalılara ilişkin tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı ve davalı ... vekilleri temyiz etmiştir.

1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2) Davacı vekilinin diğer temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;

Dava, kooperatif üyeliğine dayalı tapu iptal ve tescil, olmassa tazminat istemine ilişkindir.

Davacı, davalı tasfiye kurulu üyeleri ..., ... ve ...’un da tazminattan sorumlu tutulmalarını istemiştir.

1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 16/son maddesi hükmünce, çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların yerine yeni ortak alınamaz. Bu kişilerin ortaklık hak ve yükümlülükleri, çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam eder. Aynı yasanın 2. maddesinde ise bu hükme aykırı davranan kooperatif yönetim kurulu üyeleri ve memurlarının ceza-i sorumluluğu düzenlenmiştir. Yine 98. maddesi yollamasıyla, dava tarihinde yürürlükte olan TTK’nın 224. ve 245. maddeleri uyarınca, üçüncü şahısları veya ortakları zararlandıran tasfiye memurları kusursuz olduklarını ispat etmedikçe zarardan müteselsilen sorumludurlar.

Davacı, kooperatif yönetimi kurulunun 18.06.1996 tarihli kararıyla kooperatif üyeliğinden ihraç edilmiş, 02.03.1997 tarihli genel kurulda bu işlem onaylanmıştır. Davacı tarafından anılan kararların iptali ve dava konusu bağımsız bölüm üzerinde üstün hak sahibi olduğunun tespiti istemiyle açılan dava sonucunda, İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10.10.2000 tarih ve 1997/316 E., 2000/966 K. sayılı kararıyla, ihraca ilişkin alınan kararlar iptal edilmiş ve davacının, dava konusu bağımsız bölümde, davalı ...'e nazaran öncelikli hak sahibi olduğu tespit edilmiştir. Karar Yargıtay denetiminden geçerek 17.10.2003 tarihinde kesinleşmiştir.

Davalı tasfiye kurulu üyeleri, söz konusu bu davalar devam ederken, yasaya aykırı olarak, dava konusu bağımsız bölümü davalı ... adına 12.08.1999 tarihinde tahsis ve tapuda tescil ettirmişlerdir. Aynı zamanda kanunda suç olarak tanımlanan bu eylemleriyle kusurlu olarak davacının zarara uğramasına neden olduklarından, mahkemece belirlenen tazminattan tasfiye kurulu üyelerinin de sorumlu tutulmaları gerekir. Hükmün bu nedenle, davacı yararına bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin 1 numaralı bent dışındaki diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalı ...'den alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 ... içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.12.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.