KADINA KARŞI KASTEN YARALAMA VE TEHDİT SUÇLARINDA CEZA ALT SINIRINDAN UZAKLAŞILMASI HUKUKA UYGUN

KADINA KARŞI KASTEN YARALAMA VE TEHDİT SUÇLARINDA CEZA ALT SINIRINDAN UZAKLAŞILMASI HUKUKA UYGUN

Anayasa Mahkemesinin kararından:- "Kasten yaralama suçunda cezanın alt sınırının 4 yerine 6 ay, tehdit suçunda ise 6 yerine 9 ay olarak öngörülmesinin ölçüsüz bir yönünün bulunmadığı anlaşılmıştır"

Anayasa Mahkemesi, kadına karşı işlenen kasten yaralama ve tehdit suçlarında ceza alt sınırından uzaklaşılarak ceza verilmesini öngören kanun hükümlerini hukuka uygun buldu.

Resmi Gazete'de yer alan karara göre, Kayseri 5. Asliye Ceza Mahkemesi, Yalova 6. Asliye Ceza Mahkemesi ve Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi, yargılamasına baktıkları davalarda Türk Ceza Kanunu'nun "kasten yaralama" suçunu düzenleyen 86'ncı maddesi ile "tehdit" suçunu düzenleyen 106'ncı maddelerine kadına karşı işlenen suçlarda alt sınırdan uzaklaşılarak ceza verilmesini öngören hükümlerin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurdu.

İptal istemlerinde, itiraza konu kuralların mağdurun cinsiyeti gözetilerek kasten yaralama suçunda ceza alt sınırının 4 yerine 6 ay, tehdit suçunda ise 6 yerine 9 ay olarak düzenlendiği, bunun kanun önünde eşitlik ilkesi ve Anayasa'ya aykırı olduğu ileri sürüldü.

Başvuruları inceleyen Yüksek Mahkeme, itiraz konusu kanun hükümlerinin Anayasa'ya aykırı olmadıklarına ve itirazların reddine hükmetti.

- Kararın gerekçesinden

Anayasa Mahkemesinin kararında, Anayasa'nın 10'uncu maddesine göre herkesin kanun önünde eşit olduğu, eşitliğin çiğnenmesinin yasaklandığı belirtildi.

İptali istenen yasal düzenlemelerin, mağdurlarının kadın olması halinde faillerinin daha fazla ceza almasını öngördüğüne işaret edilen kararda, "Benzer durumdaki kişilerin bir kısmı lehine getirilen farklı düzenlemenin bir ayrıcalık niteliğinde olmaması için nesnel ve makul bir temele dayanması ve ölçülü olması gerekir." değerlendirmesine yer verildi.

Anayasa'nın 17'nci maddesinde güvence altına alınan kişinin dokunulmazlığı hakkının, kişinin maddi ve manevi varlığının korunması ve geliştirilmesi bakımından devlete pozitif yükümlülükler yüklediğine dikkati çekilen kararda, "Bu bağlamda herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak amacıyla devletin birtakım tedbirler alması gerekir." vurgusu yapıldı.

Başvuru konusu düzenlemelerin, kadınların korunmasını ve bu mağdurlar yönünden işlenmesi muhtemel suçların caydırıcılığın sağlanmasını amaçlandığına değinilen kararda, kanun koyucunun bu konuda takdir yetkisi bulunduğu bildirildi.

"Kanun koyucunun ülkemizde yaygın hale geldiğini değerlendirdiği kadına karşı şiddet sorununun çözülmesi amacıyla itiraz konusu kuralları ihdas ettiği, bu bağlamda kadının erkeğe kıyasla kasten yaralama ve tehdit suçları yönünden daha kırılgan olmasından hareket ettiği anlaşılmıştır." değerlendirmesi paylaşılan kararda, "Kurallarla, salt kadının toplumsal cinsiyet algısı nedeniyle uğradığı değil, saiki ne olursa olsun kadına yönelik her türlü şiddet önlenmek istenmiştir." ifadesi kullanıldı.

Yapılan yasal düzenlemelerin Anayasa'ya aykırı olmadığı belirtilen kararda, şunlar kaydedildi:

"Anayasa'nın 17'nci maddesiyle devlete yüklenen pozitif yükümlülüklerin ifası amacıyla kanun koyucunun kadına karşı şiddet ve tehdit suçlarında cezanın altı sınırının artırılmasına dair düzenleme yapmasında devletin toplumsal ihtiyaçları karşılamak için farklı muamelede bulunma konusunda sahip olduğu takdir yetkisinin sınırlarının aşılmadığı değerlendirilmiştir. Bu itibarla itiraz konusu kuralların nesnel ve makul bir temele dayandığı kanaatine varılmıştır. Kasten yaralama suçunda cezanın alt sınırının 4 ay yerine 6 ay, tehdit suçunda ise 6 yerine 9 ay olarak öngörülmesinin ölçüsüz bir yönünün de bulunmadığı anlaşıldığından kuralların kanun önünde eşitlik ilkesini ihlal etmediği sonucuna varılmıştır."