KAÇAK ELEKTRİK KULLANIM ÜCRETİNDEN DOĞAN FARKTAN SORUMLU TUTULMA - İSTİRDAT

KAÇAK ELEKTRİK KULLANIM ÜCRETİNDEN DOĞAN FARKTAN SORUMLU TUTULMA - İSTİRDAT

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
2017/7-2280 E.
2021/1065 K.
22.9.2021 T.

İSTİRDAT ( Kaçak Elektrik Ücretinden Doğan Farktan Sorumlu Tutulma/Davacı İşyerini Kiraladıktan Hemen Sonra Abonelik Başvurusunda Bulunmuş İse de Davalının Sözleşme Yapmama Yönündeki İradesini Derhâl Kurum İçi Başvurular Yahut Yargısal Yollarla Bertaraf Edebilecekken Bunu Bir Buçuk Yıl Kadar Uzun Bir Süreyle Yapmayıp Israrla Sökülen Sayaç Yerine Yeni Bir Sayaç Takarak Kaçak Kullanıma Devam Ettiği Anlaşılmakla Davacının Eyleminin Sonuçlarından Hukuken Sorumlu Olmasının Doğal Olduğu )

KAÇAK ELEKTRİK KULLANIM TARİFESİ ÜZERİNDEN BORÇ TAHAKKUK ETTİRİLMESİ ( İstirdat - Davalı Kurumun Aboneliği Tesis Etmeme Gerekçesinin Haksız Olup Olmaması Abonelik Şartlarının Mevcut Olduğunun Yasal Yollarla Ortaya Konulması Hâlinde Davacının Haklılığını Gösterecek Bir Durum Olup Ceza Yargılamasında Davacının Delil Yetersizliğinden Beraat Etmiş Olmasının TBK Md.74 Gereği Hukuk Hâkimini Bağlamayacağı )

KAÇAK ELEKTRİK ÜCRETİNDEN DOĞAN FARKTAN SORUMLU TUTULMA ( İstirdat - Davacı İşyerini Kiraladıktan Hemen Sonra Abonelik Başvurusunda Bulunmuş İse de Davalının Sözleşme Yapmama Yönündeki İradesini Derhâl Kurum İçi Başvurular Yahut Yargısal Yollarla Bertaraf Edebilecekken Bunu Bir Buçuk Yıl Kadar Uzun Bir Süreyle Yapmayıp Israrla Sökülen Sayaç Yerine Yeni Bir Sayaç Takarak Kaçak Kullanıma Devam Ettiği Anlaşılmakla Davacının Eyleminin Sonuçlarından Hukuken Sorumlu Olacağı )

6098/m.74

ÖZET : Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının ortak kullanılan elektrik sayacı ve aboneliğin tefrikiyle kendi işyeri adına yeni abonelik tesisi talebinin diğer tesisata ait borçların ödenmediği gerekçesiyle davalı elektrik dağıtım şirketi tarafından yerine getirilmediği ve bu süreç zarfında kullanılan elektriğin aboneliği bulunmayan, kayıtsız sayaçtan geçtiği gerekçesiyle kaçak kullanım tarifesi üzerinden hesaplanarak borç tahakkuk ettirildiği olayda davacının kaçak elektrik ücretinden doğan farktan sorumlu tutulmasının haklı ve yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

Uyuşmazlık sözleşmenin imzalanmasındaki gecikmede ve bu süreçte kaçak kullanım işlemi yapılmasında davacının kaçak elektrikten doğan fark borç yönünden sorumsuzluğunu gerektirir bir durumun mevcut olup olmadığında toplanmaktadır. Davacı işyerini kiraladıktan hemen sonra abonelik başvurusunda bulunmuş ise de davalının sözleşme yapmama yönündeki iradesini derhâl kurum içi başvurular yahut yargısal yollarla bertaraf edebilecekken bunu bir buçuk yıl kadar uzun bir süreyle yapmayıp ısrarla sökülen sayaç yerine yeni bir sayaç takarak kaçak kullanıma devam etmiştir. Bu durum karşısında davacının, eyleminin sonuçlarından hukuken sorumlu olması doğaldır. Davalı kurumun aboneliği tesis etmeme gerekçesinin haksız olup olmaması, abonelik şartlarının mevcut olduğunun yasal yollarla ortaya konulması hâlinde davacının haklılığını gösterecek bir durum olup ceza yargılamasında davacının delil yetersizliğinden beraat etmiş olması da mülga 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 53. maddesi (6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu, m. 74) gereği hukuk hâkimini bağlamayacaktır. Hâl böyle olunca Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uymak gerekirken, önceki hükümde direnilmesi doğru olmamıştır.

DAVA : 1. Taraflar arasındaki “istirdat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Bakırköy 9. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay (kapatılan) 7. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

KARAR : I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi:

4. Davacı vekili 31.05.2006 havale tarihli dava dilekçesinde; müvekkilinin 23.11.2003 tarihinde kiraladığı işyerinin komşu işyeriyle ortak sayaçtan karşılanan elektrik ihtiyacını yeni bir sayaç takıp ayrı bir abonelik tesis edilerek karşılamak istediğini, defalarca başvurulmasına karşın sözleşme yapma isteklerinin diğer abonenin sayaç borcundan dolayı her seferinde davalı tarafça haksız şekilde reddedildiğini, ayrıca kayıtsız ve mühürsüz sayaç kullanıldığı gerekçesiyle işlem yapıldığını, davalının hem sözleşme yapmadığını hem de meşru olarak kullanılan sayaca kaçak elektrik işlemi uyguladığını, önceki borcun müvekkiline ait olmadığının daha sonradan davalı görevlilerince de tespit edilerek tutanak altına alındığını, buna rağmen müvekkilinden kaçak elektrik kullandığından bahisle müvekkilinden toplam 13.442TL'nin haksız olarak tahsil edildiğini ileri sürerek bu bedelin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı Cevabı:

5. Davalı vekili; iddiaların gerçeği yansıtmadığını, abonelik sözleşmesi imzalamadan elektrik kullanılmasının kaçak kullanım teşkil ettiğini, abonelik şartlarını taşıyan herkesle sözleşme imzalanarak hizmet verildiğini, aboneliğin yüklediği edimleri ifa etmemesi nedeniyle sözleşme imzalanmayan davacının haksızlığa uğradığına inanıyorsa elektriği kaçak olarak kullanmadan yasal yollara başvurması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkeme Kararı:

6. Bakırköy 9. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 30.06.2011 tarihli, 2006/155 E., 2011/213 K. sayılı kararı ile; davacının kiralamış olduğu işyerinin abonelik sözleşmesi için davalı şirkete 30.01.2004 tarihinde yazılı müracaatta bulunduğu, talebin kiralanana ait olmayan bitişik yerdeki elektrik saatine ilişkin borçların ödenmesi şartı ile sayacın tefrik edilebileceği gerekçesiyle yeni bir sözleşme imzalamayan davalının sözleşme imzalanana kadar davacının zati sayaç kullanarak tükettiği elektrik bedelini tarifenin kaçak hükümlerine ait esasları uygulanarak tespit ettiği ve davacının toplam 12.686TL ödemek durumunda kaldığı, oysa sözleşme yapılmamasında davacının herhangi bir kusuru bulunmadığı, bu nedenle davalının ancak tüketilen bedel üzerinden ücretlendirme yapabileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, fazla ödenen 6.559,53TL elektrik bedelinin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı:

7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

8. Yargıtay (kapatılan) 7. Hukuk Dairesince 10.12.2012 tarihli ve 2012/4482 E., 2012/910 K. sayılı karar ile; “Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13/1. maddesine göre, yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketilmesi kaçak elektrik kullanımı sayılır. Davacının işyerinin bitişiğinde bulunan diğer işyerine ait elektrik sayacının borcu nedeniyle davacının işyeri için elektrik aboneliği yapılmamış olması, davacının yasal şekilde tesis edilmemiş olan sayaçtan geçirerek elektrik kullanmasına haklı gerekçe olamaz. Davalı kurum tarafından abonelik yapılmaması durumunda, davacının yasal yollara başvurarak yargı kararı ile işyeri için abonelik tesisi sağlaması yolunu seçmesi gerektiği halde, bu yola başvurmaksızın, yönetmelik kapsamında kaçak elektrik kullanımı olarak nitelendirilen şekilde, abonesiz ve kayıtsız sayaçla elektrik kullanmış olması kaçak elektrik kullanımı olarak değerlendirilmelidir.

Hal böyle olunca, davacının eyleminin yönetmelik kapsamında kaçak elektrik kullanımı olarak değerlendirilip, kaçak kullanım tarih aralığında yürürlükte bulunan tarife uyarınca kaçak kullanım miktarının tespiti amacıyla, alanında uzman bilirkişiden denetime elverişli bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde normal hesaplama yapılarak kısmen kabul kararı verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.” şeklindeki gerekçeyle karar oy çokluğuyla bozulmuştur.

Direnme Kararı:

9. Mahkemece 19.11.2013 tarihli ve 2013/317 E., 2013/555 K. sayılı karar ile; ilk karar gerekçeleri tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

10. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

11. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının ortak kullanılan elektrik sayacı ve aboneliğin tefrikiyle kendi işyeri adına yeni abonelik tesisi talebinin diğer tesisata ait borçların ödenmediği gerekçesiyle davalı elektrik dağıtım şirketi tarafından yerine getirilmediği ve bu süreç zarfında kullanılan elektriğin aboneliği bulunmayan, kayıtsız sayaçtan geçtiği gerekçesiyle kaçak kullanım tarifesi üzerinden hesaplanarak borç tahakkuk ettirildiği olayda davacının kaçak elektrik ücretinden doğan farktan sorumlu tutulmasının haklı ve yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

III. GEREKÇE

12. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle konu ile ilgili mevzuat hükümlerinin incelenmesi gerekmektedir.

13. 20.02.2001 tarihli 4628 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kurulmuş, kurumun yetkili organı olan Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından da Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği çıkartılmıştır. Yine, Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanımı ile Güvence Bedellerinin Hesaplanması ve Güncellenmesine İlişkin Usul Ve Esaslara Dair 122 ve 622 Sayılı Kararlar alınmıştır. 29.12.2005 tarihli ve 622 Sayılı Karar ile kaçak elektrik enerjisi kullanımında tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama ve tahakkuk ile ilgili usul ve esaslar düzenlenmiştir.

14. 25.09.2002 tarihli ve 24887 Sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği'nin 13. maddesinde hangi hâllerde kaçak elektrik enerjisi tüketiminin gerçekleşeceği açıklanmış ve “Dağıtım sistemine veya sayaçlara veya ölçü sistemine ya da tesisata müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi” hâlleri kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiştir.

15. Aynı maddede “... Yapılan kontrollerde, kaçak elektrik enerjisi tüketildiğine dair bir şüpheye sebep olacak bir bulguya rastlanması halinde, 15. madde uyarınca belirlenen yöntemler çerçevesinde kaçak tespit süreci başlatılır. Kaçak işleminin başlatılması için bu sürecin sonunda kaçak elektrik enerjisi kullanımının tespiti gereklidir… Kaçak elektrik enerjisi tüketim bedeli, yapılan tespit çerçevesinde, ölçüm ve kontrol sonuçlarına göre düzenlenen belgelere dayanılarak hesaplanmak suretiyle, kullanım süresi ve bu süre içerisinde tüketilen elektrik enerjisi miktarı dikkate alınarak ilgili tüzel kişi tarafından gerçek veya tüzel kişiye 15. madde uyarınca belirlenen yöntemler çerçevesinde tahakkuk ettirilir” düzenlemesine yer verilmiştir.

16. Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacının kiraladığı işyerinde komşu işyeri ile ortak kullanılan sayacını bölerek yeni sayaç taktırdığı ve enerji ihtiyacını bu sayaçtan kullanmaya başladığı, müşterek sayacın tefriki ve yeni abonelik yapılması başvurusunda bulunduğu, davalı tarafça bu talebin ancak sayacın önceki borçlarının ödenmesi koşuluyla kabul edileceğinin 30.01.2014 tarihli yazıyla bildirildiği, bu tarihten sonra en sonuncusu 06.06.2005'te olmak üzere altı ayrı kaçak elektrik kullanım tutanağının tutulduğu, tutanakların bir kısmında kullanıcının borcun ödeneceği yönünde ifadeler verdiği, bir kısmında ise idarenin kendilerini yeni sözleşme yapmamakla mağdur ettiğinin yazılı olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim elektrik enerjisi hakkında hırsızlık suçundan yargılandığı ve beraatle sonuçlanan davada davacı, kaçak elektrik işlemi yapıldıkça sayacın da söküldüğünü, her seferinde yeni sayaç taktırarak elektriği bu şekilde kullanmaya devam etmek zorunda kaldığını ifade etmiştir.

17. Davacı 20.09.2005 tarihli dilekçeyle davalıya başvurarak önceki abonelikle ilişkisinin olmadığının tespitini istemiş ve 22.09.2005 tarihli inceleme tutanağı ile bu durum tespit edilmiştir. Hemen akabinde, taraflar arasında 21.10.2005 tarihli abonelik sözleşmesi imzalanmış ve sayacın usulüne uygun şekilde kullanımı sağlanmıştır.

18. Gerek taraflar gerekse Mahkeme ve Özel Daire arasında, davacının abonelik tesis edilene kadar kullanmış olduğu enerjinin yukarıda açıklanan mevzuat hükümleri çerçevesinde kaçak elektrik kullanımı niteliğinde olduğunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık sözleşmenin imzalanmasındaki gecikmede ve bu süreçte kaçak kullanım işlemi yapılmasında davacının kaçak elektrikten doğan fark borç yönünden sorumsuzluğunu gerektirir bir durumun mevcut olup olmadığında toplanmaktadır. Davacı işyerini kiraladıktan hemen sonra abonelik başvurusunda bulunmuş ise de davalının sözleşme yapmama yönündeki iradesini derhâl kurum içi başvurular yahut yargısal yollarla bertaraf edebilecekken bunu bir buçuk yıl kadar uzun bir süreyle yapmayıp ısrarla sökülen sayaç yerine yeni bir sayaç takarak kaçak kullanıma devam etmiştir. Bu durum karşısında davacının, eyleminin sonuçlarından hukuken sorumlu olması doğaldır. Davalı kurumun aboneliği tesis etmeme gerekçesinin haksız olup olmaması, abonelik şartlarının mevcut olduğunun yasal yollarla ortaya konulması hâlinde davacının haklılığını gösterecek bir durum olup ceza yargılamasında davacının delil yetersizliğinden beraat etmiş olması da mülga 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 53. maddesi (6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu, m. 74) gereği hukuk hâkimini bağlamayacaktır.

19. Hâl böyle olunca Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uymak gerekirken, önceki hükümde direnilmesi doğru olmamıştır.

20. Ayrıca 31.05.2006 olan dava tarihi direnmeye ilişkin gerekçeli karar başlığında 26.06.2013 olarak yazılmış ise de, bu husus mahallinde her zaman düzeltilebilecek maddi hata niteliğinde olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır.

21. Sonuç olarak usul ve yasaya aykırı direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;

Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun “Geçici Madde 3” atfı uyarınca uygulanmakta olan 1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,

İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,

Aynı Kanun'un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 22.09.2021 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.