İŞÇİNİN KENDİ ARACINA İLİŞKİN BAKIM VE ONARIM İŞLEMLERİNİ İŞVERENE AİT BİR ARACA YAPILMIŞ GİBİ FATURALANDIRIP ÇOK YÜKSEK ORANDA İSKONTO UYGULANMASI HAKLI NEDENLE FESİH SEBEBİDİR

İŞÇİNİN KENDİ ARACINA İLİŞKİN BAKIM VE ONARIM İŞLEMLERİNİ İŞVERENE AİT BİR ARACA YAPILMIŞ GİBİ FATURALANDIRIP ÇOK YÜKSEK ORANDA İSKONTO UYGULANMASI HAKLI NEDENLE FESİH SEBEBİDİR

T.C.

Yargıtay

9. Hukuk Dairesi         

2021/2372 E. 

2021/6295 K.

    MAHKEMESİ : İzmir 9. Hukuk Dairesi

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin 21.11.1995 tarihinden ihtarname ile iş sözleşmesi feshedilene kadar aynı yerde aynı işte çalıştığını, çalıştığı iş yerinin … otomobil firmasının yetkili servisi olduğunu, bu serviste kaporta formeni olarak çalıştığını, ilk işe girdiği tarihte … Motorlu Araçlar Ltd. Şti. bünyesinde çalıştığını, daha sonra yetkili servisin … Otomotiv San. Tic. A.Ş. olarak devam ettiğini, davalı müvekkilinin son işvereni olduğu için çalışma başlangıcından itibaren olan tüm kıdem tazminatı alacaklarından yasa gereğince sorumlu olduğunu, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız ve yersiz olarak feshedildiğini ve feshin İzmir 27. Noterliği’nin 06.05.2016 günlü ihtarnamesi ile 10.05.2016 tarihinde müvekkiline tebliğ edildiğini, davalının gönderdiği ihtarnamedeki hususları kabul etmediklerini, davalının kötü niyetle, haksız ve yersiz bir şekilde hareket ederek iş sözleşmesini feshettiğini, müvekkilinin 2013 yılından beri bahsedilen sahip olduğu araçlarını amirlerinin bilgisi dahilinde servise getirdiğini, burada kaçak ve gizli bir iş olmadığını, servise giren her araç ile ilgili olarak bahsettikleri gibi kayıt altına alınarak iş emirlerinin yetkili kişilerce açılarak gerekli hizmetin aldığını, bununla ilgili şirketin haberinin olmaması diye bir şeyin olamayacağını, her şeyin kayıt ve denetim altında olduğunu, müvekkilinin bu konuda hiçbir yetkisinin bulunmadığını ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatlarının davalıdan tahsilini istemiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davacının müvekkili şirkette 04.02.2009-06.05.2016 tarihleri arasında çalıştığını, davacı tarafın her ne kadar müvekkili şirkette 21.11.1995 tarihinden bu yana çalıştığını beyan etmişse de bu beyanların hukuki dayanağının bulunmadığını, davacının ekte sunulan belirsiz süreli iş sözleşmesi ve Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında da görüleceği üzere 04.02.2009 tarihinden iş akdinin feshedildiği 06.05.2016 tarihine kadar çalıştığını, davacının ilk işe girdiği 21.11.1995 tarihinde … Motorlu Araçlar Ltd. Şti. bünyesinde çalıştığını belirtmiş ise de müvekkili şirketin dava dışı … Motorlu Araçlar Ltd. Şti. ile bir ilgisinin bulunmadığını, davacının … Otomotiv Bilişim İnşaat San. Ve Tic. Ltd. Şti. ile olan iş ilişkisini anlaşarak sona erdirdiğini ve kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti dahil tüm alacaklarını … Otomotiv’den aldığını, davacının iş akdinin müvekkili şirket tarafından 06.05.2016 tarihinde İş Kanunu’nun 25/II-e maddesi uyarınca doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması nedeni ile feshedildiğini, müvekkili şirketin kendi araçlarının tamir, onarım ve bakımı için dahili fatura kesildiğini, yani şirket kendi araçlarının bakımını yaptığı için asıl fatura tutarının % 1’e yakın bir tutarının kesilmekte olduğunu ancak bu durumun yalnızca şirket içi araçlar için geçerli olduğunu, davacı tarafın haksız ve usulsüz olarak kendi şahsi araçları için de bu uygulamayı yaparak usulsüz işlem yaptığını ve müvekkili şirketi zarara uğrattığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
    İlk Derece Mahkemesince, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalı tarafından yapılan feshin haklı nedene dayanmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
    İstinaf Başvurusu:
    İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
    Bölge Adliye Mahkemesince, davacının daha önceki dönemlerde de araçlarının bakım ve servislerini işverene ait iş yerinde yaptırdığı ve bu bakımların işveren açısından herhangi bir sorun teşkil etmediği, ayrıca şirket çalışanlarına da servisin açık olduğu gibi şirket çalışanlarına iskonto uygulandığı, tanık anlatımlarından da davacının iş emri açma kapama yetkisinin olmadığı gibi yapılan işlemlerden şirket yetkililerinin bilgisi olduğu anlaşılmakla davalı tarafından yapılan feshin haklı nedene dayanmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
    Temyiz Başvurusu:
    Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı davalı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
    Gerekçe:
    İş sözleşmesinin, işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırı davranışları sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
    4857 sayılı İş Kanununun 25. maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı … imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı … imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene … imkânı tanımaktadır.
    Somut uyuşmazlıkta, davacının iş sözleşmesi şirket servisinde tamir ve bakımlarını yaptırdığı şahsına ait araçlara ait bir kısım iş emirlerini şirket uygulamaları dışında sildirdiği, söz konusu bakım ve onarımlarda %99’a varan indirimler yaptırdığı, şirkete dahili fatura kestirmek suretiyle şirketi zarara uğrattığı ve bu işlemlerle kişisel yarar sağladığı, bu hususları şirket yönetiminden gizlediği, söz konusu eylemlerin doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlar olduğu gerekçesiyle İş Kanununun 25/II-e bendi uyarınca feshedilmiştir.
    Dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere göre; Volkswagen yetkili servisi olarak faaliyet gösteren davalı işyerinde işverene yapılan bir ihbar ile işyeri çalışanlarından bazılarının kendi şahsi araçlarına yapılan bakım ve onarım işlerinin davalı işverene ait bir araca yapılmış gibi gösterilerek sadece bu araçlara uygulanan iskontonun şahsi araçlarına da uygulanmasını sağladıkları ve bu şekilde işyerinin zarara uğratıldığı duyumunu alan işverence yapılan araştırma neticesinde, işyeri çalışanlarından davacı işçinin şahsına ait araçların bakım ve onarımı sonrasında faturalandırma aşamasında “dahili fatura” olarak tabir edilen usulle söz konusu araçların davalı işveren şirkete ait gibi gösterilerek olağan dışı indirim uygulandığı, bu bağlamda 05.04.2016 tarihli faturada 15.743,78 TL’lik faturanın 13.513,53 TL iskontoya tabi tutulup 2.447,78 TL olarak tahsil edildiği, keza 03.09.2015 tarihli faturanın da 9.145,40 TL olmasına rağmen 8.816,39 TL’lik iskonto ile 388,18 TL olarak tahsil edildiği, bu yöntemle davalı işverenin zarara uğratıldığı, bu işlemlerin servis müdürü dava dışı işçi …’in bilgisi dahilinde gerçekleştirildiği tespit edilmiştir. Bu tespit sonrasında davalı işveren, usulsüz işlemlerle kendisini zarara uğratan davacı işçi ile dava dışı servis müdürünün iş sözleşmesini aynı sebeplerle feshetmiştir.
    Her ne kadar İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarında, işyerinde yapılan işlemlerin işveren yetkililerinin bilgisi dahilinde olduğu için haklı nedenle feshe konu edilemeyeceği belirtilmiş ise de, usulsüz işlemden bilgisi olan ve buna onay veren işveren yetkilisi servis müdürü olup bu işçinin de iş sözleşmesi aynı sebeplerle feshedilmiştir. Davacı ile servis müdürünün birlikte yaptıkları usulsüz işlemle davalı işvereni zarara uğrattıkları sabit olduğuna göre bu işlemi yapanlardan birisinin aynı nedenle işten çıkartılan servis müdürü olmasının davalı işverenin yaptığı haklı feshe olumsuz bir etkisinin olmayacağı açıktır. Aksi durumun kabulü usulsüzlüğe işyerinde çalışan yöneticilerin de katılması durumunda işverence haklı … yapılamaması gibi hukuken savunulamayacak bir sonuca sebep olur ki, böyle bir sonuç kabul edilemez.
    … konusu yapılan eylemin usulsüz olup olmadığı ve %99’a varan işçilik indiriminin işyeri uygulamalarına aykırı olup olmadığı hususlarına gelince; davacı işçiye ait araçların bakım ve onarım sonrasında faturalandırma aşamasında dahili fatura yöntemi ile davalı işveren aracı gibi gösterilmesi dahi zikredilen orandaki indirim hakkının sadece işyerine ait araçlar için geçerli olduğunu göstermesi bakımından tek başına ispata yeterlidir.
    Yukarıda izah edildiği üzere davacı işçi, aynı sebeple iş sözleşmesi feshedilen servis müdürü ile işbirliği içerisinde hareket ederek davalı işverenin bilgisi ve onayı olmadan kendi araçlarına ilişkin bakım ve onarım işlemlerini davalı işverene ait bir araca yapılmış gibi faturalandırıp çok yüksek oranda iskonto uygulanmasını sağlayarak usulsüz işlemle işyerini zarara uğratmış, doğruluk ve bağlılıkla bağdaşmadığı açık olan bu eylemin ortaya çıkması üzerine de iş sözleşmesi davalı işverence feshedilmiştir. İşverence yapılan feshin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II-e bendi uyarınca haklı nedene dayandığı anlaşıldığından kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    Sonuç:
    Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin ise kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.