İŞÇİNİN CUMA NAMAZI İZNİ İŞVEREN TARAFINDAN KALDIRILABİLİR Mİ?

İŞÇİNİN CUMA NAMAZI İZNİ İŞVEREN TARAFINDAN KALDIRILABİLİR Mİ?

Çalışma mevzuatında cuma namazı izni konusu düzenlenmemiştir. Çalışma mevzuatı bir çok konunun düzenlenmesini işçi ve işverene bırakmıştır. Cuma namazı izni de işçi ve işverenin aralarında yapacakları iş sözleşmeleri veya toplu iş sözleşmeleri ile serbestçe düzenlenebilir. İş sözleşmesi veya toplu iş sözleşmesinde işçinin cuma namazına gidip gitmeyeceği düzenlenmişse düzenlenen bu kurala göre hareket edilir.

İş sözleşmesi veya toplu iş sözleşmesinde cuma namazı izni düzenlenmemişse işveren yönetim hakkı kapsamında işçiye izin verir veya vermez. İşveren cuma namazı iznini işçiye ilk önce verip işçi belirli bir süre bu izni kullandıktan sonra, işveren daha sonra ben bu izni kaldırdım diyemez. Çünkü cuma namazı izni çalışma koşulu haline gelmiştir. Konuyla ilgili olarak,

TC

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

2009/13474 E.

2011/23572 K.

12/07/2011 T.

İşyerinde çalışma koşullarında işçi aleyhine yapılan bazı değişikliklerin yasaya aykırı olduğuna ve işyeri uygulaması haline gelen Cuma günleri mesai saatlerinde Cuma namazına gidilmesini tek taraflı olarak işçi aleyhine kaldıramayacağına karar vermiştir.

DAVA : Davacı, ihbar, kıdem tazminatı, fazla mesai, izin, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil gündeliklerinin ödetilmesi istemiştir. Yerel mahkeme, istemi kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hâkimi F.E. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde müvekkilinin davalıya ait işyerinde 01.11.1998 tarihinde elektrik mühendisi olarak işe başladığını, 30.03.2001 tarihinde askere giderken haklarını alarak ayrıldığını, 26.08.2002 tarihinde aynı işyerinde tekrar işe başlayıp 18.04.2007 tarihine kadar çalıştığını, bu tarihte iş akdinin davalı tarafça haksız olarak sona erdirildiğini, Ağustos 2004 tarihinden itibaren satın alma müdürlüğü görevine geçirildiğini, işyerindeki teamül gereğince mühendislerin mesai giriş çıkışlarında imza zorunluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin cuma günleri mesai saatlerinde kısa süreli giriş çıkış yaptığı gerekçesiyle ihtar aldığını, 18.04.2007 tarihinde ise iş akdinin feshedildiğini, müvekkilinin çoğu zaman akşam mesaisi yapıp resmi tatillerde çalıştığını, bu çalışmalarının ödenmediğini beyanla kıdem ve ihbar tazminatı ile diğer bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde iş akdinin davacı tarafından feshedildiğini, davacının son zamanlarda mesai saatleri içinde herhangi bir işi olmamasına karşın izinsiz ve mazeretsiz olarak işyerinden ayrıldığını, bu disiplinsiz davranışları sebebiyle yazılı savunmasının istendiğini, 30.03.2007 ve 06.04.2007 tarihlerinde yapılan yazılı uyarıya rağmen takip eden hafta yine izinsiz ve mazeretsiz işyerinden ayrıldığını, bunun üzerine 18.04.2007 tarihinde yeniden savunmasının istendiğini, ancak davacının savunma vermeden işyerini terk ettiğini ve bir daha dönmediğini, bu durumun tutanakla kayıt altına alındığını, takip eden günlerde de davacının işe gelmediğine dair tutanak tutulduğunu, bunun üzerine 26.04.2007 tarihinde İş Yasasının 25/II-g maddesi gereğince işten çıkışının verildiğini, açılan davanın yersiz olduğunu, davacının işyerine gelmemek suretiyle iş akdini feshetmiş olduğundan müvekkili şirketin ihbar tazminatı hakkı elde ettiğini beyanla davanın reddine, karşı dava olarak ihbar tazminatının davacı-karşı davalıdan tahsilini istemiştir.
Mahkemece işverence çalışanlara bu yönde herhangi bir ayrım gözetilmeksizin iş akdinin feshinden aylar önce durumun ihtaren bildirildiği ve Cuma günleri measiye riayet etmesi gerektiğinin yazı ile ihtar edildiği, taraflar arasında düzenlenen 01.01.2005 tarihli iş sözleşmesinin özel şartlar başlığını taşıyan 6. maddesinin 6.2 paragrafında düzenlendiği üzere işverenin mevzuat hükümleri çerçevesinde işçinin haftalık kanuni çalışma saatlerini günlere taksim etmekte, günlük işe başlama ve işin sona ermesi zamanlarını tanzim etmekte ve işin gereğine göre işçilerin dinlenmesini nöbetleşe vermekte serbest olduğu, somut olaya göre yasal çerçeveyi aşan herhangi bir kötüye kullanma durumu da söz konusu bulunmadığı, bu sebeple davacının almış olduğu uyarılara karşın Cuma günü mesai saati içinde ibadetini bahane ederek izinsiz işi terketmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, iş akdinin davacının devamsızlığı sebebiyle kendisi tarafından sona erdirildiği gerekçesi ile kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine, yıllık izin ücret talebinin kabulüne karar verilmiş, fazla mesai, hafta tatili, bayram ve genel tatil alacak talepleri hakkında hüküm kurulmamıştır. Ayrıca karşı davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı-karşı davacının tüm, davacı-karşı davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının yerinde olmaması nedeni ile reddine,
2-) Davacının iş sözleşmesinin feshinin haklı olup olmadığı ve feshin hangi tarafça yapıldığı taraflar arasında ihtilaflıdır. Davacı dosya kapsamına göre satın alma müdürüdür. İşyerine kısa süreli giriş çıkış yapabilmektedir. Akdin feshine kadar bu şekildeki uygulamanın devam ettiği görülmektedir. Öte yandan Cuma Namazı saatleri ile ilgili işyerinde namaz saatlerinde davacı işçiye izin verildiği ve bunun 5 yılı aşkın bir süre devam ettiği, bir sorun yaşanmadığı, hatta öğlen arasının yaz-kış saat uygulamasına göre düzenlenerek buna imkan tanındığı dosya kapsamındaki taraf tanıklarının anlatımlarından anlaşılmaktadır. Davacı açısından bu tür çalışma şekli iş şartı haline gelmiştir. İşverenin bu çalışma şeklini değiştirmesi 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 22.maddesine aykırıdır. İşçi iş sözleşmesini iş şartlarındaki aleyhe değişikliği kabul etmeyerek işyerini terketmek sureti ile eylemli olarak feshetmiştir. Bu halde davacı kıdem tazminatına hak kazanır. Kıdem tazminatı talebinin kabulü gerekirken reddi hatalıdır.
3-) Davacı vekili dava dilekçesinde fazla mesai, hafta tatili ve bayram-genel tatil çalışmaları karşılığı ücret talebinde bulunmuştur. Mahkeme tarafından davacının bu istekleri hakkında olumlu ya da olumsuz hüküm kurulmaması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenmesi halinde ilgiliye iadesine, 12.07.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Özetle, İşçiye cuma namazı izni verilip daha sonra bu izin işçinin onayı olmadan kaldırılırsa, işçi de bu nedenle işten ayrılırsa işçiye kıdem tazminatı ödenmesi gerekiyor.