İŞÇİNİN 1475 SAYILI YASANIN 14 ÜNCÜ MADDESİ HÜKÜMLERİ UYARINCA EMEKLİLİK, MUVAZZAF ASKERLİK, EVLİLİK GİBİ NEDENLERLE İŞ SÖZLEŞMESİNİ FESHETMESİ DURUMUNDA İHBAR TAZMİNATI TALEP HAKKI BULUNMAMAKTADIR

İŞÇİNİN 1475 SAYILI YASANIN 14 ÜNCÜ MADDESİ HÜKÜMLERİ UYARINCA EMEKLİLİK, MUVAZZAF ASKERLİK, EVLİLİK GİBİ NEDENLERLE İŞ SÖZLEŞMESİNİ FESHETMESİ DURUMUNDA İHBAR TAZMİNATI TALEP HAKKI BULUNMAMAKTADIR

T.C.

Yargıtay

9. Hukuk Dairesi         

2016/2370 E. 

2019/11392 K.

    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    YARGITAY KARARI
    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, davacının davalı şirketin Ümraniye -İstanbul adresinde 27.08.2007 tarihinde çalışmaya başladığını, temizlik, yemek, çay işlerine baktığını, davalı şirketin 13.09.2013 tarihinde yapmış olduğu bildirim ile işyerini … adresine taşıyacağını bildirdiğini, davacının Dudullu’da oturduğunu, işyerinin … taşınması nedeniyle yasal hakları ödenmesi talebi ile 18.09.2013 tarihinde işyeri değişikliğini kabul etmediğini, davalı şirket tarafından yasal haklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, ulusal bayram ve resmi tatil alacağı, asgari geçim indirimi alacağını talep etmiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davalı şirkete yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının davalı şirkette aşçı olarak çalıştığını, temizlik ve yemek saatleri dışında çay servisi yaptığı iddialarının doğru olmadığını, davacının iş akdini haksız feshettiğini, işyeri değişikliği ile davacı işçilik haklarında hiçbir değişiklik olmadığını, davacının herhangi bir alacağının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:
    Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Türkiye Cumhuriyeti Anayasası yargılamanın açıklığı ilkesini kabul etmiştir. Karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 294 ve devamı maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması, tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi esastır. Bu nedenle hükmün açık, anlaşılır, infaz edilebilir şekilde tesis edilmesi ve de en önemlisi sonradan yazılacak gerekçeli kararın, kısa karara uygun olması gerekmektedir. Aksi halde, yargılamanın açıklığı ilkesi, dolayısıyla kamu vicdanı zedelenmiş ve mahkeme kararlarına güven sarsılmış olacaktır.
    Duruşmada tefhim edilen ve hükmün esasını teşkil eden hüküm özeti ile gerekçe arasında çelişki olması 10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına aykırıdır.
    Diğer taraftan 6100 sayılı HMK. 298/2. maddesinde kısa karar ile gerekçeli kararın çelişkili olamayacağı yukarıda belirtilen Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’na uygun bir biçimde yeniden düzenlenmiştir.
    6100 sayılı HMK.nun 298/2. maddesine göre “Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.”
    İhbar tazminatı, belirsiz süreli iş sözleşmesini haklı bir neden olmaksızın ve usulüne uygun bildirim öneli tanımadan fesheden tarafın, karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminattır. Buna göre, öncelikle iş sözleşmesinin Kanunun 24 ve 25 inci maddelerinde yazılı olan nedenlere dayanmaksızın feshedilmiş olması ve 17 nci maddesinde belirtilen şekilde usulüne uygun olarak ihbar öneli tanınmamış olması halinde ihbar tazminatı ödenmelidir. Yine haklı fesih nedeni bulunmakla birlikte, işçi ya da işverenin 26 ncı maddede öngörülen hak düşürücü süre geçtikten sonra fesih yoluna gitmeleri durumunda, karşı tarafa ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğü doğar.
    İhbar tazminatı, iş sözleşmesini fesheden tarafın karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminat olması nedeniyle, iş sözleşmesini fesheden tarafın feshi haklı bir nedene dayansa dahi, ihbar tazminatına hak kazanması mümkün olmaz. İşçinin 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesi hükümleri uyarınca emeklilik, muvazzaf askerlik, evlilik gibi nedenlerle iş sözleşmesini feshetmesi durumunda ihbar tazminatı talep hakkı bulunmamaktadır. Anılan fesihlerde işveren de ihbar tazminatı talep edemez.
    Somut uyuşmazlıkta, davacı 18.09.2013 tarihli dilekçesi ile adres değişikliğini kabul etmediğini belirterek sosyal haklarının ödenmesini talep etmiştir. Davacının bu dilekçesi dikkate alındığında, çalışma koşullarında esaslı değişikliği kabul etmeyen işçinin iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiği kabul edilmelidir. Bu durumda davacı işçinin ihbar tazminatı talebinin reddi gerekir.
    Mahkemece kararın gerekçesinde “işçinin haklı fesih nedeniyle kıdem tazminatına hak kazanacağı ancak ihbar tazminatı talep hakkı doğmayacağı kanaatine varılmıştır” denilmesine rağmen kısa kararda ve hüküm fıkrasında ihbar tazminatına hükmedilmesi çelişkidir.
    Kısa karar-hüküm fıkrası ile gerekçe arasında çelişki yaratılması hatalı olup, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    F) Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 20.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.