İŞÇİ İŞSİZLİK ÖDENEĞİ ALIRSA VE DEVAM EDEN İŞE İADE DAVASI LEHE SONUÇLANIP EN ÇOK DÖRT AYA KADAR TAZMİNATA HÜKMEDİLİRSE, İŞSİZLİK ÖDENEĞİNİN BU SEBEPLE İADESİ GEREKİR

İŞÇİ İŞSİZLİK ÖDENEĞİ ALIRSA VE DEVAM EDEN İŞE İADE DAVASI LEHE SONUÇLANIP EN ÇOK DÖRT AYA KADAR TAZMİNATA HÜKMEDİLİRSE, İŞSİZLİK ÖDENEĞİNİN BU SEBEPLE İADESİ GEREKİR

T.C.

Yargıtay

22. Hukuk Dairesi         

2013/28 E. 

2013/1671 K.

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    DAVA : Davacı, icra takibine yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
    Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, davalının 01/07/2004-01-03/2005 tarihleri arasında 240 gün süreyle issizlik ödeneğine hak kazandığının tespit edildiğini, aylık 195.723,518 TL issizlik ödeneği alacağının ilgiliye bildirildiğini, … Belediye Başkanlığının 02/02/2006 tarihli “işe başlatma yazılarıyla” davacı tarafından belediye aleyhine açılan dava neticesinde işe iadesine karar verildiğini, davacı tarafından da mahkeme kararıyla işe iade edilmesi nedeniyle işsizlik ödeneğinin iptal edilmesinin talep edildiğini, mahkeme kararı sonucuna göre iade edilmesi nedeniyle kendisine ödenmiş bulunan 1.565,74 TL’nin (8 aylık) 15 gün içerisinde iade edilmesinin bildirildiğini, ancak borcun ödenmemesi üzerine icra takibi yapıldığını, davacının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı, iş sözl…sinin feshedilmesinden sonra yaklaşık 1 yıl 3 ay işsiz kaldığını, herhangi bir işte çalışmadığını, mahkeme kararı ile kendisine ödenen ücretin dört aylık ücreti olduğunu beliriterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece davacının boşta geçen dört aylık süre içinde çalıştığının ispatlanamadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Somut olayda; işveren tarafından iş sözl…si 01.07.2004 tarihinde feshedilen davalının 19.07.2004 tarihinde işsizlik ödeneği ödenmesi için iş kurumuna talepte bulunduğu, talebi kabul edilen davalıya 01.07.2004-01.03.2005 tarihleri arasında 240 gün işsizlik ödeneğinin ödendiği, işveren aleyhine açılan dava sonucunda, feshin geçersizliğine ve işe iadeye karar verildiği, işverenin daveti üzerine davalının 03.02.2006 tarihinde işe başladığı, davacı … tarafından ödenen işsizlik ödeneğinin tahsili için icra takibi başlatıldığı anlaşılmaktadır.
    Davada çözülmesi gereken uyuşmazlık; iş sözl…si feshedildikten sonra işsizlik ödeneği alan sigortalı işsizin, işe iade kararı ile işe başlaması halinde boşta geçen süre içinde aldığı işsizlik ödeneğinin iadesinin gerekip gerekmeyeceğine ilişkindir.
    4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun genel gerekçesinde “İşsizlik sigortası bir iş veya işyerinde çalışırken, çalışma istek, yetenek, sağlık ve yeterliliğinde olmasına karşın tamamen kendi istek ve kusuru dışında işini kaybeden çalışanlara bir yandan yeni bir iş bulunmasına gayret edilirken, diğer yandan da bunların işsiz kalmaları nedeniyle uğradıkları gelir kaybını kısmen de olsa karşılayarak, kendisinin ve ailesinin zor duruma düşmesini önlemek amacıyla belli süre ve ölçüde ödemeyi kapsayan, sigortacılık tekniği ile faaliyet gösteren, Devlet tarafından kurulmuş zorunlu bir sigorta koludur.
    İşsizlik sigortasının önemli unsurlarından birisi de işsiz kalan sigortalılara mesleklerine uygun, en son çalıştıkları işin çalışma ve ücret koşullarına yakın bir iş bulunamadığı takdirde meslek değiştirme ve yetiştirme eğitimlerinin verilmesidir.
    Sigortalı işsizlere, işsizlik ödeneği vermek suretiyle gelir sürekliliğini sağlamak işsizlik sigortasının bir yönünü oluşturmaktadır. Diğer bir yönü ise sigortalı işsizleri işe yerleştirmek ya da yeniden istihdam şansı elde edebilmeleri için gerekli olan meslek geliştirme, edindirme ve yetiştirme eğitimi vermektir. Bütün bunlar göz önüne alındığında işsizlik sigortası ile iş ve işçi bulma hizmetlerinin birbirinden farklı düşünülmesinin imkansızlığı ortaya çıkmaktadır.
    Sistemin amacı işsizlerin gelir kayıplarını bir ölçüde de olsa gidermenin yanı sıra iş gücünü sürekli, etkin ve verimli çalıştırarak insan gücü israfını en aza indirmektir.” açıklaması ile kanunun işsizlik sigortasının amacını kabul şekli açıkça belirtilmiştir.
    Davanın kanuni dayanağını oluşturan 4447 sayılı Kanun’un gerekçesinde belirtilen ilkelerde de açıklandığı üzere; işsizlik sigortasının ilk ve doğrudan amacının işsizlik riski ile karşılaşan sigortalı işsize gelir güvencesi sağlamak olduğu, böylece işçi ve ailesinin yaşam standartının yeni bir iş buluncaya veya eski işine dönünceye kadar korunmuş olacağı, sigortalı işsizin işe iade davasının devamı süresince fiilen işsiz kaldığı gözetildiğinde; işveren tarafından 4447 sayılı Kanun’un 51. maddesinde yazılı haller kapsamında iş akdi feshedilen sigortalı işsizin, feshin geçersizliğine karar verilerek işe başlatılması halinde, boşta geçen dönem içinde aldığı işsizlik ödeneğinin iadesinin mümkün olmadığının kabulü gerekir.
    Öte yandan; 4857 sayılı İş Kanunu’nun, 21/3. maddesindeki feshin geçersizliğine ilişkin kararın kesinl…sine kadar çalıştırılmadığı süre için işçiye en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücreti ve diğer haklarının ödeneceğinin belirtilmiş olması da, anılan Kanunun 20. maddesinde, işçi feshin geçersizliği talebiyle açacağı davayı fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde açacağı, ilk derece mahkemesi seri yargılama usulüne göre davayı iki ay içinde sonuçlandıracağı ve kararın temyizi üzerine Yargıtay’ca bir ay içinde kesin karar verileceği gözetilerek, yargılamanın en çok dört ayda tamamlanacağını öngörür. Ancak uygulamada iş yoğunluğu nedeniyle bu süre içinde davanın karara bağlanmasının mümkün olmadığı ve iş yargılamasına ilişkin sürecin dört ayı aştığı bilinen bir gerçektir. Kanundaki düzenleme ile feshin geçersizliğine dair karar alan işçinin, en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer haklarının hüküm altına alınarak korunmuş olması, yargılamanın bu süreleri aşması halinde kanunda getirilmiş bir yaptırım bulunmaması karşısında, yargılamanın uzamasının ve dört ay içinde karara bağlanamamasının olumsuz sonuçlarının sigortalıya yüklenerek ödenen işsizlik ödeneğinin iade edilmesi sonucuna varılması, 4447 sayılı Kanun’un ve sosyal güvenlik ilkeleri ile bağdaşmaz.
    Öte yandan; 4447 sayılı Kanun’un 50. maddesinde de; sigortalının kusurundan kaynaklandığı belirlenen fazla ödemelerin geri alınacağından bahsedilmekte olup, işsizlik ödeneğine hak kazanacak şekilde iş sözl…si feshedilen ve kendisine işsizlik ödeneği ödenen sigortalı işsizin kusurunun bulunduğundan da bahsedilemez.
    Ne var ki; 4447 sayılı Kanun’un 52/b maddesine göre işsizlik ödeneği, işsiz kalan işçiye verilir ve bu ödeneği almakta olan kimsenin gelir getirici bir işte çalışmaması gerekir.
    Kanun koyucunun açıkça öngördüğü üzere; gelir getirici işte çalışma hali; işsizlik ödeneği yönünden hak düşürücü niteliktedir. Feshin geçersizliğine dair mahkeme kararının kesinl…sine kadar işe başlatılsın veya başlatılmasın işçiye çalıştırılmadığı süre için ödenen en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer haklardan, iş kazaları ve meslek hastalıkları ile işsizlik sigortası dahil olmak üzere tüm sigorta kollarına ait primlerin kesilmesi, primlerin işverence ödenmesi ve bu sürelerin hizmetten sayılarak işçinin prim ödeme gün sayısına dahil edilmesi gereklidir. İşçinin boşta geçen ve çalışılmış gibi kabul edilen en çok dört aylık süre içinde gelir elde ettiği, işsiz kalmanın sonuçlarının bu şekilde telafi edildiği gözetildiğinde, dört aylık süre için ödenmiş olan işsizlik ödeneğinin İş Kurumuna iadesi gerekir. Aksinin kabulü çifte ödemeye neden olacağı gibi, 4447 sayılı Kanun’un yukarıda açıklanan amacına da aykırılık teşkil eder.
    Sigortalı tarafından açılan işe iade davası sonucunda, işe iadeye karar verilip, işe başlatılması halinde, çalışılmış olarak kabul edilen dört aylık süreye ilişkin olarak iadesi gereken işsizlik ödeneği miktarı belirlenirken de; sigortalı işsizin kusurunun bulunmadığı gözetilerek temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizden sorumlu olması gerektiği ve icra inkar tazminatına da hükmolunamayacağı yönleri gözardı edilmemelidir. Mahkemece açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmek suretiyle hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde ödenen işsizlik ödeneğinin iadesine ilişkin talebin tümünün reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, 04.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.