İPOTEĞİN ÜST SINIR İPOTEĞİ OLMASI DURUMUNDA BORÇLU SADECE İPOTEK AKİT TABLOSUNDA BELİRTİLEN MİKTAR İLE SINIRLI OLMAK ÜZERE SORUMLUDUR

İPOTEĞİN ÜST SINIR İPOTEĞİ OLMASI DURUMUNDA BORÇLU SADECE İPOTEK AKİT TABLOSUNDA BELİRTİLEN MİKTAR İLE SINIRLI OLMAK ÜZERE SORUMLUDUR

T.C.

Yargıtay

14. Hukuk Dairesi         

2014/1728 E. 

2014/5448 K.

    MAHKEMESİ : Alaca Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 25/06/2013
    NUMARASI : 2012/223-2013/148

    Davacı tarafından, davalı aleyhine 28/12/2012 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin fekki istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 25/06/2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kâğıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    _ K A R A R _
    Dava, ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, müvekkilinin maliki olduğu 365 ada 2 parsel sayılı taşınmazda bulunan binada 18 numaralı bağımsız bölümün tapu kaydına, önceki malik tarafından 17.05.1994 tarihinde, dava dışı E.. Ankara Paz. Ltd. Şti.’nin doğmuş ve doğacak borçlarını teminen davalı banka lehine 4.100.000.000 eski TL bedelli birinci derecede ipotek tesis edildiğini, ipotek bedelinin bugünkü karşılığı olan 4.100,00 TL bedeli ödemek suretiyle ipoteğin terkinini talep ettiğini bildirmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, borcun teminatı olmak üzere birden fazla taşınmazın ipotek edildiği, ipotek tesisine dayanak resmi senedin 7. maddesinde ipoteğin tüm taşınmazlar için hüküm ifa ettiğinin belirtildiği, buna göre ipoteğin müşterek olduğu, münferiden bir taşınmaz üzerindeki ipoteğin terkinin istenemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin TMK’nın 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir.
    Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir.
    Somut olayda; incelenen ve ipotek akdinin çerçevesini tayin eden resmi akit tablosu içeriğinden ipoteğin, ileride gerçekleşecek veya gerçekleşmesi muhtemel olan bir alacağın teminatı olarak tesis edildiği görülmektedir. Bu haliyle ipotek, azami meblağ (üst sınır ipoteği) ipoteğidir. TMK’nın 851 ve 881. maddelerinde ifadesini bulan azami meblağ (üst sınır) ipoteğinde alacağın ulaşacağı miktar önceden belirsiz olduğundan taşınmazın ne miktar için teminat teşkil edeceği ipotek akit tablosunda gösterilen limitle sınırlanabilir. TMK’nın 875. maddesinde belirtilen ve ipotekle teminat altına alınan ana borç, gecikme faizi, icra takip giderleri ve taraflarca kararlaştırılan eklentilerden oluşan borcun toplam miktarının bu limiti aşması olanaklı değildir. Yargıtay Hukuk Genel Kurlunu 1989/11-294 Esas 1989/378 Karar ve 24.05.1989 tarihli kararında da yukarıdaki kural benimsenmiştir. Bu kural uyarınca üst sınır ipoteğinde alacak bakımından bir üst sınır tespit edilerek teminatın kapsamı saptanmaktadır. Bu şekilde rehin edilen alacağın tutarı değil, ipotekli gayrimenkulün sorumlu olduğu üst miktar belirlenmektedir. O halde teminat, alacağı ve alacaklı icra takibi yapmışsa takip giderleri ile temerrüt faizlerini, üst sınıra kadar sınırlamaya tabi olmaksızın sağlamaktadır. Bu bakımdan üst sınır ipoteği kurulurken akit tablosuna üst sınır belirlenmesi yapıldıktan sonra “bu meblağa ilaveten” denilmek suretiyle ilave yapma olanağı bulunmamaktadır. Yapılsa da geçerli sayılmaz. Kısaca, ipoteğin üst sınır ipoteği olması durumunda borçlu sadece ipotek akit tablosunda belirtilen miktar ile sınırlı olmak üzere sorumludur. Diğer taraftan taşınmaz malikinin ödeme iddiası varsa bu iddianın da yazılı delille kanıtlanması zorunludur.
    Bütün bu açıklamaların sonucu doğrultusunda mahkemece yapılması gereken iş; İpotek, azami meblağ (üst sınır) ipoteğine ilişkin bulunduğundan, taraflardan alacaklının ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapıp yapmadığını sorup saptamak, icra takibi varsa bu dosyayı getirtmek, resmi akit tablosundaki sözleşme hükmünü gözetilmek suretiyle alacaklının ipotekle teminat altına alınan anapara alacağını taraflardan delillerini isteyip toplayarak bulmak, anapara dışında istenebilecek gecikme faizi ile icra takibi yapılmışsa takip giderlerini gerek duyulursa bilirkişiye hesaplatmak, bunların toplamını ipotek akit tablosunda gösterilen limiti aşmamak koşuluyla alacaklıya ödenmek üzere davacıya depo ettirmek, eksiksiz depo edilirse ipotek şerhini terkin etmek, kısmen ödeme yapılırsa davanın reddine karar verilmekle beraber ödenen bölümü kütüğün düşünceler sütununda gösterilmesine karar vermek olmalıdır.
    Değinilen yönler gözetilmeden eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 28.04.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.