HEKİM OLAN DAVACI ADINA OLUŞTURULAN ALAN ADININ, HASTANE WEB SİTESİNE YÖNLENDİRİLMESİ

HEKİM OLAN DAVACI ADINA OLUŞTURULAN ALAN ADININ, HASTANE WEB SİTESİNE YÖNLENDİRİLMESİ
T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ

2016/13192 E.

2018/135 K.

10.01.2018 T.

Özet: Bilirkişi raporunda davacının hasta sayısındaki düşüşün davalıların eylemine bağlanamayacağı ifade edilerek davacının somut bir zararının tespit edilemediği sonucuna varılmış ve mahkemece de işbu rapor hükme esas alınarak davacının maddi tazminat talebi reddedilmiş ise de, davalıların eyleminin haksız rekabet oluşturduğu sabit olduğuna göre, bu durumda davalıların haksız eylemleri neticesinde davacının maddi zarara uğramış olduğunun ve maddi tazminat talep etme hakkına sahip bulunduğunun kabulü gerekir.
YARGITAY KARARI
Taraflar arasında görülen davada … 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 19/01/2016 tarih ve 2012/187-2016/19 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin başarılı bir doktor olduğunu, davalılar tarafından müvekkilinin adı ve soyadı izinsiz kullanılarak oluşturulan “www…..com” adresi ile davalı … Hastanesi internet sitesine yönlendirme yapıldığının tespit edildiğini, böylelikle müvekkilinin ünvanı, iş potansiyeli ve tanınmışlığı kullanılarak müşteri potansiyelinin arttırılmasının amaçlandığını, davalıların iltibas yoluyla haksız rekabet oluşturduğunu ileri sürerek şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminat ve 60.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 61.000,00 TL tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili; müvekkilleri … ve …’a husumet yöneltilemeyeceğini, davacının … Hastanesi’nde bir dönem uzman doktor kadrosunda bulunduğunu, davacının domain adının alınmasında bir sakınca görülmediğini, haksız rekabetin söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu internet adresinin davacının izni ve bilgisi dışında 22.08.2011 tarihinde açıldığı ve davalının işlettiği hastaneye yönlendirme yapıldığı, davacıya ait Türk Tabipler Birliği Protokol Defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda dava konusu olaya ilişkin olarak davacının zararının oluştuğunun ispat edilemediği, ancak davacının isminin kullanılması suretiyle davacının kişilik haklarına aykırı davranılmış olduğu, kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan davacının manevi tazminat talep etme hakkı olduğu gerekçesiyle maddi tazminat davasını reddine, manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile takdiren 10.000,00 TL manevi tazminatın 22.08.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalılar vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava, davalıların eylemlerinin haksız rekabet yarattığı iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece haksız rekabet eyleminin gerçekleştiği, ancak davacının zararını ispat edemediği gerekçesiyle maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı, tanınmış bir hekim olduğunu ve davalılar tarafından bilgisi ve izni dışında adı kullanılmak suretiyle alan adı alınarak davalı şirketin işlettiği özel hastanenin sitesine yönlendirme yapıldığını, bu şekilde ünvanı ve iş potansiyelinden haksız yararlanıldığını iddia etmektedir. Her ne kadar, bilirkişi raporunda davacının hasta sayısındaki düşüşün davalıların eylemine bağlanamayacağı ifade edilerek davacının somut bir zararının tespit edilemediği sonucuna varılmış ve mahkemece de işbu rapor hükme esas alınarak davacının maddi tazminat talebi reddedilmiş ise de, davalıların eyleminin haksız rekabet oluşturduğu sabit olduğuna göre, bu durumda davalıların haksız eylemleri neticesinde davacının maddi zarara uğramış olduğunun ve 6762 sayılı …’nın 58. maddesi uyarınca maddi tazminat talep etme hakkına sahip bulunduğunun da kabulü gerekir.
Ancak, davacının gerçek zararı fiilen tespit edilememiş olduğundan, davalıların eyleminin niteliği de dikkate alınarak 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 42. ve 43. maddeleri uyarınca takdiren hakkaniyete uygun bir tazminatın belirlenmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davacının maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 512,33 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 10/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.