HAVALE İŞLEMİNDE AÇIKLAMA KISMININ BOŞ BIRAKILMASI DURUMUNDA ÖDEME, MUACCEL BORÇ İÇİN YAPILMIŞ SAYILIR

HAVALE İŞLEMİNDE AÇIKLAMA KISMININ BOŞ BIRAKILMASI DURUMUNDA ÖDEME, MUACCEL BORÇ İÇİN YAPILMIŞ SAYILIR

T.C.

YARGITAY

13. HUKUK DAİRESİ

E. 2017/4354

K. 2019/12828

T. 18.12.2019

DAVA : Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR : Davacı, davalı tarafından banka havalesi yoluyla kendi hesabına gönderilen 8.000,00 TL'nin tahsili amacıyla ... İcra Müdürlüğünün 2014/2760 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, paranın tarafına borç olarak gönderilmediğini ileri sürerek; başlatılan icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı, söz konusu paranın davacıya borç olarak verildiğini belirterek davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece,davanın reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, ödenmeyen borç iddiasına dayalı takip yönünden menfi tespit istemine ilişkindir. Davaya konu ... İcra Müdürlüğünün 2014/2760 esas sayılı ilamsız takibinde alacaklı sıfatıyla davalı, "... Bankası ... Şubesi 01.10.2013 tarihli ödemeye istinaden istirdattır" olarak açıkladığı takip sebebiyle 8.000,00 TL asıl alacak ve 406,36TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 8.406,36 TL'nin davacı borçludan tahsilini istemiştir. Dosya içerisinde yer alan 01.10.2013 tarihli 6.000,00 TL'lik banka havalesinde paranın borç olarak gönderildiğine ilişkin herhangi bir kayıt bulunmamaktadır. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 102. maddesinde “Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel bir borç için yapılmış sayılır.” hükmü düzenlenmiştir. Bu hüküm gözetilerek değerlendirme yapıldığında, havale kural olarak ödeme aracı olup, aksini yani ödeme yapılmayıp paranın borç olarak gönderildiğini ispat külfeti davalı alacaklıdadır. Hal böyle olunca; söz konusu bu ilke dikkate alınarak davalı alacaklının parayı davacıya borç olarak gönderdiği yolundaki savunmasını yasal ve kesin delillerle ispat etmesi gerektiği hususu göz önünde bulundurulması gerekirken, mahkemece, “dekontlar üzerinde bir açıklama yazılmadı ise de, davacı tarafın, söz konusu paranın neye istinaden kendisine gönderildiğini açıklayamadığı, bu nedenle davalının söz konusu parayı borç olarak gönderdiğinin kabulünün gerekeceği, söz konusu paranın, alacaklısı olduğu bir hukuki ilişki nedeniyle kendisine gönderildiğini ileri süren davacının bunu usulüne uygun şekilde ve süresi içerisinde ispat etmesi gerektiği” şeklindeki gerekçeyle, ispat yükü ters çevrilmek suretiyle hatalı ve yanılgılı şekilde davanın reddine karar verilmiştir. Bu durumda ispat yükü kendisine düşen davalının sunduğu tüm deliller değerlendirilmek suretiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda sonucuna uygun bir karar vermek gerekirken, davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 29,20 TL harcın davacıya iadesine, HUMK'nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 18/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.