GENEL MÜDÜR YARDIMCISI UNVANININ KULLANILMASI TEK BAŞINA İŞ GÜVENCESİ KAPSAMI DIŞINDA BULUNMA SONUCUNU DOĞURMAZ

GENEL MÜDÜR YARDIMCISI UNVANININ KULLANILMASI TEK BAŞINA İŞ GÜVENCESİ KAPSAMI DIŞINDA BULUNMA SONUCUNU DOĞURMAZ

T.C.

Yargıtay

22. Hukuk Dairesi         

2018/11146 E. 

2018/18819 K.

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili; feshin geçerli bir sebebi bulunmadığını ve asıl işverenin ..AŞ olduğunu öne sürerek feshin geçersizliğinin tespiti ile davacının işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir .
    Davalılar iki şirketin farklı olduğunu savunarak davanın reddini talep etmişlerdir.
    Mahkemece, davalı ….AŞ yönünden davanın husumet sebebiyle reddine; diğer davalı şirket yönünden ise davanın kabulü ile feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine yönelik hüküm kurulmuş; davalı vekilinin mahkeme kararının bozulmasına yönelik talebi ile dosya incelenerek; Dairemizce, davalılar arasındaki ilişki netleştirilerek buna göre fesih tarihindeki işçi sayısının belirlenmesi ve davacının işveren vekili olup olmadığının araştırılması gerektiği gerekçesiyle bozma yapılmıştır.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davalılardan … ve …. ve Tic. A.Ş. yönünden husumetten ret; … Form kağıt San. Paz. Ve Tic. A.Ş. bakımından ise davacının işveren vekili olduğu, işçi sayısının ise 27 olduğu bu nedenler ile iş güvencesi hükümlerinden yararlanmasınun mümkün olmadığı gerekçesiyle ret kararı verilerek davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece davalılar arasında organik bir bağ olmadığı, birlikte sorumlu tutulmalarını gerektirecek hukuki bir ilişki buunmadığı, davalılar arasında sadece ticari ilişki olduğu kabul edilmiş ise de; varılan sonuç dosya içeriği ile örtüşmemektedir.
    Davacı 25.11.2010-28.09.2011 tarihleri arasında kayden davalı … Form A.Ş. bünyesinde çalışmıştır. Dosya içinde bulunan bilgi ve belgeler ile taraf tanık anlatımları incelendiğinde, fesih bildiriminde … Basım ve Kırtasiye San. ve Tic. A.Ş. yetkilisinin onayı bulunduğu; iki şirketin yönetim kurulu üyelerinin ortak olduğu, davalıların …’daki adreslerinin aynı olduğu, davalı … Form kağıt San. Paz. Ve Tic. A.Ş.’nin sattığı malzemelerin %80-90 ını diğer davalı …Basım ve Kırtasiye San. ve Tic. A.Ş.’den aldığı, … isimli kişinin davalı … ve Kırtasiye San. ve Tic. A.Ş.’nin genel müdür yardımcısı, davalı … Form şirketinin ise Yönetim Kurulu üyesi olduğu, davalı … Form kağıt San. Paz. Ve Tic. A.Ş. işçilerinin davacının çıkarılmasından sonra emir ve talimatları bu kişiden aldıkları, davalı … Basım ve Kırtasiye San. ve Tic. A.Ş.’nin davalı … Form kağıt San. Paz. Ve Tic. A.Ş.’ye Lojistik Ve İnsan Kaynakları desteği sağladığı, davalı … Form..AŞ çalışanlarının ücretlerinin davalı …Basım ve Kırtasiye San. ve Tic. A.Ş. tarafından yatırıldığı, satış primlerinin … Basım ve Kırtasiye San. ve Tic. A.Ş. tarafından belirlendiği ve hesaplara yatırıldığı anlaşılmaktadır. davacının dava dilekçesinde eklediği iç yazışmalarda, davalı … Form kağıt San. Paz. ve Tic. A.Ş. bünyesinde işe başlayan işçilere davalı … ve Kırtasiye San. ve Tic. A.Ş.’nin ‘’aramıza hoşgeldiniz’’ dediği, davacının davalı …ve Kırtasiye San. ve Tic. A.Ş. tarafından ‘
    … Form Bölge Müdürü ‘’ olarak takdim edildiği, davacı ile olan işe giriş esnasındaki yazışmalarda, davalı … Basım ve Kırtasiye San. ve Tic. A.Ş. yetkililerinin ‘’kurumumuz … Form bünyesinde işe başlıyorsunuz ‘’ şeklinde yazıları bulunduğu görülmektedir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davalılar arasında organik bağ bulunduğu ve davacının her iki davalı tarafından birlikte istihdam edildiğinin kabulünün dosya içeriğine uygun olacağı kanaatine ulaşılmıştır.
    Fesih tarihi itibariyle işverence otuz veya daha fazla işçi çalıştırılıp çalıştırılmadığı ve dolayısıyla davacının işgüvencesi kapsamında kalıp kalmadığının da incelenmesi gerekmekte olup normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18.maddesidir
    4857 sayılı İş Kanunu’nun 18.maddesinin birinci fıkrasına göre iş güvencesi hükümlerinden yararlanmak için otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerinde çalışmak gerekir. İşçi sayısına ilişkin bu hüküm nispi emredici olduğundan, daha az işçi sayısını öngören sözleşme hükümleri geçerli kabul edilmektedir.
    4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/2 maddesine göre, İşverenin işyerinde ürettiği mal veya hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen yerler (işyerine bağlı yerler) ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden ve mesleki eğitim ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçlar da işyerinden sayılır. İşyeri, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında bir bütündür.
    Davalılar arasında organik bağ bulunduğu ve davacının davalı şirketlerce birlikte istihdam edildiği dikkate alındığında, her iki şirketin fesih tarihi itibariyle işçi sayısının yasanın aradığı otuz işçi sayısını aştığı anlaşıldığından davacının bu nedenle iş güvencesi hükümlerinden yararlanmasını engelleyen bir durum bulunmadığı anlaşılmaktadır.
    4857 sayılı İş Kanunu’nun 18.maddesi uyarınca işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilmesi için bir diğer koşul işçinin işletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekili ve yardımcıları veya işyerinin bütününü sevk ve idare eden ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekili konumunda bulunmamasıdır.
    İş güvencesinden yararlanamayacak işveren vekilleri herşeyden önce, işletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekilleri ile yardımcıları olduğuna göre, işletmenin tümünü yöneten genel müdürler ile yardımcıları iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacaktır. Ancak belirtelim ki, işyerinde genel veya genel müdür yardımcısı unvanının kullanılması tek başına iş güvencesi kapsamı dışında bulunma sonucunu doğurmaz. Önemli olan, kendisine temsil yetkisi verilip verilmediği ve işletmenin bütününü yönetip yönetmediğidir; bu hususta görev tanımı ve konumuna bakmak gerekir.
    İş güvencesinden yararlanamayacak işveren vekillerinin ikinci grubunu, işletmenin değil de işyerinin bütününü yöneten ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekilleridir. Buna göre,işletmenin bütününü sevk ve idare edenler, başka bir şart aranmaksızın işveren vekili sayılırken; işletmenin değil de işyerinin bütünü sevk ve idare edenlerin 18’nci madde anlamında işveren vekili sayılabilmesi için ilave olarak, işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisini haiz olması şartı aranır. İşyerinin tümünü sevk ve idare ile işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi katlanmış olarak, birlikte aranır. Dolayısıyla bir banka şubesi ile fabrika müdürü, işyerini sevk ve idare etmekle beraber, özgür iradesi ile işçi alma ve işten çıkarma yetkisi yoksa İş Kanunu’nun 18’nci maddesi anlamında işveren vekili sayılmaz. İş güvencesinden yararlanır. Aynı şekilde, işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan insan kaynakları müdürü ile personel müdürü, işyerinin tümünü yönetmediğinden iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilecektir.
    Somut uyuşmazlık yönünden davacının durumu incelendiğinde,dosyaya sunulan belgelerden ve tanık beyanlarından anlaşıldığı üzere, davacının davalı … Form Kağıt San. Paz. ve Tic. A.Ş. 2. Derecede imzaya yetkili müdür olup işçi alma ve çıkarma konusunda kendisinden görüş alınmakla birlikte son yetkilinin kendisi olmadığı, işçi alma ve çıkarmada son yetkilinin davalı … Basım ve Kırtasiye San. ve Tic. A.Ş.’nin insan kaynakları olduğu davalının iş güvencesi hükümlerinden yararlanmasına engel bir durumun olmadığı tespit edilmiştir.
    Davacının iş sözleşmesi 4857 sayılı Kanun’un 17. maddesi uyarınca feshedilmiş olup feshin geçerli bir nedene dayandığı da ispatlanamamıştır.
    Şu halde, davacının davalı … Form Kağıt San. Paz. Ve Tic. A.Ş.’ye işe iadesine karar verilerek, işe iadenin mali sonuçlarından davalıların birlikte sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddedilmiş olması hatalıdır.
    Belirtilen sebeplerle, Mahkeme kararının 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve usuli kazanılmış haklar ve temyiz eden davalının hak alanları da gözetilerek aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
    HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
    1- … 13. İş Mahkemesi’nin 21.09.2017 tarih, 2015/203 Esas ve 2017/386 Karar sayılı kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
    2. Davalı … Form kağıt San. Paz. ve Tic. A.Ş. tarafından gerçekleştirilen FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının davalı … Form kağıt San. Paz. Ve Tic. A.Ş.’ye ait işyerine İŞE İADESİNE,
    3.Davacının yasal süresi içinde başvurusuna rağmen davalı işveren … Form…AŞ tarafından süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminattan davalılar müştereken ve müteselsilen sorumlu olmak kaydı ile miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 4 aylık brüt ücreti tutarında belirlenmesine,
    4.Davacı işçinin işe iadesi için davalı … Form kağıt San. Paz. Ve Tic. A.Ş. tarafından süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilinin gerektiğine,
    5. 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihinde alınması gereken 35,90 TL harçtan peşin alınan 18,40 harcın mahsubu ile bakiye 17,50 harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
    6. Davacı tarafından yapılan 421,40 TL yargılama masrafının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalıların yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
    7. Karar tarihinde yürürlükte bulunan … göre belirlenen 2.180,00 TL avukatlık ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
    8. Artan gider avansının ilgilisine iadesine,
    9. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davacıya iadesine, oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 13.09.2018