FATURA BEDELİNİN YÜKSEK MEBLAĞLAR İÇERMESİ VE FİRMAYA YAPILAN BİR ÖDEMENİN OLMAMASI NAYLON FATURANIN DELİLİDİR

FATURA BEDELİNİN YÜKSEK MEBLAĞLAR İÇERMESİ VE FİRMAYA YAPILAN BİR ÖDEMENİN OLMAMASI NAYLON FATURANIN DELİLİDİR

T.C.

DANIŞTAY

4. DAİRE

E. 2019/7419

K. 2020/136

T. 20.1.2020

DAVA : İSTEMİN KONUSU : İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 4. Vergi Dava Dairesinin 16/04/2019 tarih ve E:2018/3685, K:2019/1042 Sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: Davacı adına, komisyon karşılığı sahte fatura düzenlediğinden bahisle hakkında tanzim edilen vergi tekniği raporuna dayanılarak takdir komisyonu kararlarına istinaden re'sen tarh edilen 2012/9,10,11,12 dönemlerine ilişkin üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin kaldırılması istenilmektedir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine Bölge İdare Mahkemesi'nin temyize konu kararıyla; davacı şirket hakkında sahte belge düzenleme yönünden tanzim edilen vergi tekniği raporundaki tespitlere göre, faal olup olmadığı yönünde hiçbir yoklama ve tespit bulunmayan davacı şirket tarafından bir takım vergisel yükümlülükler yerine getirilmemiş olsa dahi, düzenlenen tüm faturaların sahte olduğundan ve belgelerin komisyon karşılığında düzenlendiğinden bahsedilemeyeceğinden, dava konusu cezalı tarhiyatlarda hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacı hakkında sahte belge düzenleme yönünden tanzim edilen vergi tekniği raporu done alınmak suretiyle ilgili dönem matrahlarının takdir komisyonunca tespit edildiği, gerekli araştırma ve incelemeye dayanılarak, mükellef dosyasının tetkiki ve haricen yapılan araştırmalar neticesinde dönem matrahını takdir eden komisyon kararına istinaden düzenlenen vergi ceza ihbarnamelerinin hukuka uygun olduğu, temyiz isteminin kabulüyle Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HAKİMİ : ...

DÜŞÜNCESİ : Davacı şirket hakkında tanzim edilen vergi tekniği raporundaki tespitlere göre, düzenlenen faturaların sahte olduğu sonucuna varılmakla, takdir komisyonunca takdir edilen matrahın hukuka uygun olup olmadığının araştırılması suretiyle yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

KARAR : İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :

Davacı hakkında, sahte belge düzenlediğine ilişkin olarak 14/10/2015 tarih ve 2015-A-26/13 Sayılı Vergi Tekniği Raporu'nun tanzim edildiği, söz konusu rapor dayanak alınmak suretiyle takdir komisyonunca davacının ilgili dönem matrahlarının takdiri ile re'sen cezalı tarhiyatların yapılması üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT VE HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3. maddesinin ( B ) fıkrasında, vergilendirmede, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, gerçek mahiyetin, yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia edene ait olduğu düzenlenmiş; 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış; 359. maddesinin ( b ) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.

Davacı hakkında düzenlenen 14/10/2015 tarih ve 2015-A-26/13 Sayılı Vergi Tekniği Raporu'nda özetle; mükellefin "A... Limited Şirketi" unvanı ile 500.000,00 TL sermaye ile 2010 yılında kurulduğu, 01/07/2011 tarihli ticaret sicil gazetesine göre unvanının "M... Limited Şirketi" olarak değiştirildiği, faaliyet konusunun motorlu kara taşıtlarının aksesuarlarının belirli bir mala tahsis edilmiş mağazalarda perakende ticareti olduğu, 2012/1 ila 9 dönemleri arasında şirketin ortağı olan şahsın yetkilisi olduğu başka bir mükellef hakkında sahte belge düzenlemeden dolayı vergi tekniği raporunun bulunduğu, diğer ortak ve yöneticiler hakkında olumsuz bir tespite rastlanılmadığı, 2011, 2012 ve 2013 yıllarına ilişkin defter tasdik bilgisinin bulunduğu, 2011,2012 ve 2013 yıllarına ilişkin kurumlar vergisi, katma değer vergisi ve geçici vergi beyannamelerinin verildiği, mükellefin Yenibosna Vergi Dairesine raporun tanzim tarihi itibarıyla 39.945,27 TL vergi aslı borcunun bulunduğu, 2015/6 dönemine kadar 28.367,33 TL stopaj gelir vergisi borcundan 2.012,47 TL'nin ödendiği, 2012 yılına kadar 8.194,83 TL olan kurumlar vergisi borcunun süresinde 7.682,84 TL'lik kısmının ödendiği, 2013 yılına ait 15.250,24 TL, 2014 yılına ait 5.155,00 TL olan kurumlar vergisi borçları için hiçbir ödeme yapılmadığı, bu haliyle toplamda 43.879,45 TL vergi borcunun ve 23.373,23 TL ödemesinin olduğu, ödenmeyen vergi borçlarına ilişkin olarak tecil ve taksitlendirme talebinde bulunulduğu, 2012/Temmuz döneminde beyan edilen KDV matrah toplamının 1.137.655,47 TL olduğu, diğer dönemlerde 0,00 TL matrah beyan edildiği, ancak 2012/9 ila 12 dönemlerinde beyan edilen toplam teslim ve hizmet tutarlarının sırasıyla; 3.607.237,19 TL, 3.879.509,82 TL, 4.588.197,65 TL ve 4.189.458,14 TL olduğu, 2013 yılında ise teslim ve hizmet tutarı olarak yaklaşık 30 milyon TL beyan edildiği, mükellefin 2011 yılı sonuna kadar araba kiralama vs. işleri ile iştigal ettiği, bu işlerden sağlanılan hasılatların ve yapılan giderlerin 2011 yılı defterlerine kaydedildiği, 2011/12 döneminde S... Ltd. Şti.'den toplam 3.970.000,00 TL tutarında 14 adet tekstil faturası aldığı, mükellef tarafından 2013 yılında pişmanlıkla verilen düzeltme beyannamesi ile adı geçen mükelleften alınan faturalarda yer alan KDV indirimlerinin kayıtlardan çıkartıldığı, belirtilen mükellef hakkında sahte belge düzenlemeden dolayı vergi tekniği raporu bulunduğu, 2012/7 döneminde S... Ltd. Şti.'den toplam 1.133.733,00 TL tutarında 11 adet tekstil faturası aldığı, bu emtiaların aynı dönemde D... Ltd. Şti.'ye 1.247.715,35 TL olarak satıldığı, bu satışlar için iki adet Finansbank çeki aldığı, bu çeklerin S... Ltd. Şti.'ye ciro edildiği, S... Ltd. Şti. ve D... Ltd. Şti. hakkında sahte belge düzenlemeden dolayı vergi tekniği raporu bulunduğu, 2012/9 ila 12 dönemlerinde 148 adet belge karşılığı 16.233.927,00 TL tutarında emtia alınan Tasfiye Halinde M... Ltd. Şti. hakkında da sahte belge düzenlemeden dolayı vergi tekniği raporunun bulunduğu, mükellefin 2012/9 ila 12 dönemlerinde sırasıyla 3.607.237,19 TL, 3.879.509,82 TL, 4.588.197,65 TL ve 4.189.458,14 TL tutarında tekstil emtiası ihraç ettiği, söz konusu ihracatlardan ötürü KDV iadesi istenilmediği, D... Ltd. Şti.'den alınan iki çek haricinde 2012 yılı defter ve belgelerine göre, gerek yurt içi gerekse yurt dışı satışlarından kasa, banka, çek vs.yolu ile yapılan tahsilat kaydının bulunmadığı, 2013 yılında Ö... Ltd. Şti.'den toplam 4.664.719,00 TL tutarında, A... Ltd. Şti.'den ise toplam 22.285.977,00 TL tutarında tekstil emtiası satın alındığı, söz konusu iki mükellef hakkında da sahte belge düzenlemeden dolayı vergi tekniği raporu bulunduğu, yine bu dönemde de gerçekleştirilen ihracatlardan ötürü KDV iadesi istenilmediği, 2013 yılında satış yapılan M... Ltd. Şti.'ye toplam 956.869,97 TL, A... Ltd. Şti.'ye 547.295,68 TL tutarında ödeme yapıldığı, buna ilişkin olarak Denizbank ve Finansbank çeklerinin ibraz edildiği, rapor değerlendirme komisyonuna intikal etmeden önce mükellef kurumun faaliyetinin değerlendirilmesine ilişkin olarak; mükellef kurum tarafından 2012 ve 2013 yıllarında haklarında sahte belge düzenlemeden dolayı rapor bulunan mükelleflerden alınan faturaların sahte olduğu, mükellefin bu firmalara hiçbir ödeme yapmadığı, bu kadar yüksek meblağlar içeren fatura bedellerine hiçbir ödeme yapılmadan, faturaların üzerinde yazılı olan tekstil emtiasının satıcılar tarafından verilmesinin ticari ve teknik icaplara uymadığı, keza bu emtiaların hepsinin yurt dışına ihraç gösterildiği ve tahsilata ilişkin belge düzenlenmediği, bu emtiaların ihraç edildiklerine ilişkin olarak Gümrük Çıkış Beyannamelerinin mevcut olduğu, bu emtiaların yurt dışına gittiğinin anlaşıldığı, ancak mükellefin ticari ilişkisi dahilinde ihraç edilmediği, bavul ticareti kapsamında kargocularda biriken emtiaların böyle bir ticaret varmışcasına belge düzeni geliştirildiği, bu hususların mükellef temsilcisine sorulduğunda cevaben; ''Satışlarımız ağırlıklı olarak yurt dışına yapılmaktadır. Şöyle ki yurt dışındaki çok sayıdaki müşteriden çeşitli siparişler almaktayız. Aldığımız siparişlerin bir çoğu spot piyasalardan, küçük esnaflardan ve çeşitli satıcılardan temin edilen çeşitli emtiadır. Bu firmalara emtia bedelleri elden nakit olarak ödenmiştir. Bunları şirketimizin deposunda toplamakta ve tırın dorsesini dolduracak ebata ulaşınca ihraç etmekteyiz. Satışlarımız çok sayıda ve çeşitli malı kapsamaktadır. Bu nedenle bu malları bize temin eden firmalar bize fatura kesmektedir. Ancak biz çok çeşitli malın temin edildiği bir piyasada faturaların çok güven vermeyeceğini düşündüğümüzden dolayı KDV iade isteminde bulunmadık. 2012 ve 2013 yılı yurt dışı satışlarımız ilk etapta ''120'' numaralı hesapta takip edilip, tahsilat yapıldığında kapatılmaktadır. 2014 ve müteakip dönemlerde yurt dışı satışlarımızın tamamına yakını tahsil edilmiştir.'' yönünde beyanda bulunulduğu, rapor değerlendirme komisyonuna intikal ettikten sonra mükellef kurumun faaliyetinin değerlendirilmesine ilişkin olarak; mükellef kurumun yetkilisi tarafından Finansbank İbrahimli Şubesinde işlem gören vadesiz EUR hesabının fotokopisinin ibraz edildiği, hesap ekstrelerinin incelenmesinden; hesaba havale edilen paraların, yurt dışına düzenlenen fatura alıcıları tarafından gönderildiğinin anlaşıldığı, bu paraları bankadan çeken kişinin M. A. Ö. isimli kişi olduğunun tespit edildiği, şirket müdürü tarafından adı geçenin şirket çalışanı olduğunun bildirilmesi üzerine ifadesine başvurulduğu, anılan şahsın alınan ifadesinde; ''2012, 2013 yıllarında M... Ltd. Şti.'nin sahibi D. D.'in yanında, şirketin bankalar nezdinde kambiyo işlerini yürütüyordum. D. D. bey bana vekalet vermişti. Bu vekaletnameye istinaden, yurt dışından ihracat bedeli geldiğinde, bankaya gidip, parayı çekip, D. Bey'e götürüp veriyordum. Veya D. Bey'in talimatı üzerine, bankadan çektiğim paraları, D. Bey'in mal satın aldığı müşterilerine götürüp veriyordum. Veya yine mal satın alınan müşterilere, şirket adına düzenlenen çeki götürüp veriyordum. Hangi firmalardan mal satın alındığını şu an hatırlamıyorum.'' yönünde beyanda bulunduğu, raporun sonuç kısmında mükellef kurumun faaliyetinin genel olarak değerlendirilmesine ilişkin olarak ise; yurt dışına ihraç edilen emtiaların M... Ltd. Şti.'ye ait olmadığı, bu malların bavul ticareti yapan yabancıların olduğu, kargo şirketlerinde biriken malların mükellef tarafından ihraç ediliyormuş şeklinde uydurma belge düzenlendiği, mükellefin Finansbank hesabına gelen havalelerin emanet paralar olduğu, bu emanet paraları bavul ticareti yapan yabancıların gönderdiği, mükellef kurumun yetkililerinin ise bu paraları mal sahibine dağıttığı, mükellefin yurt dışı havalelere konu olan emtiaları hiçbir zaman satın almadığı, sadece para dağıtım işini yürüttüğü, emtiaların satın alındığı ve ihraç edildiğine ilişkin belgelerin sanal ortamda düzenlendiği ve sahte olduğu tespitlerine yer verilmiştir.

Yukarıda aktarılan tespitlerin birlikte değerlendirilmesinden, fatura alınan ve yurt içinde satışı yapılan firmaların hakkında sahte belge düzenleme nedeniyle vergi tekniği raporlarının bulunması, mükellefçe bu firmalara hiçbir ödeme yapılmaması, bu kadar yüksek meblağlar içeren fatura bedellerine hiçbir ödeme yapılmadan, faturaların üzerinde yazılı olan tekstil emtiasının satıcılar tarafından verilmesinin ticari ve teknik icaplara uymaması, keza bu emtiaların hepsinin yurt dışına ihraç gösterildiği ve tahsilata ilişkin belge düzenlenmediği, yüksek tutarlarda tekstil emtiası ihraç edilmesine rağmen hiçbir dönemde KDV iadesi isteminde bulunulmaması, şirket unvanının ve faaliyet konusunun değişmesinden sonra vergi borçlarının çoğunun ödenmemesi karşısında, davacı şirket tarafından tanzim edilen faturaların komisyon karşılığında düzenlenen belgeler olduğu sonucuna varılmış olup, aksi yöndeki Vergi Dava Dairesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

Öte yandan, vergi tekniği raporunun sonuç bölümünde, 2012 ve 2013 yıllarında elde edilen komisyon gelirinin, mükellefin KDV beyanları ile Ba Bs formları esas alınarak belirlenmesi ve komisyon gelirinin oluşturduğu kurumlar vergisi, KDV, geçici vergi ve gelir stopaj vergisi matrahlarının takdir komisyonunca takdir edilmesi gerektiği hususunun belirtildiği, takdir komisyonunca da söz konusu vergi tekniği raporu done alınarak matrah takdir edildiği anlaşıldığından, matrahın bulunuş biçimi bakımından bir değerlendirme yapılarak hangi tutarların ve oranların esas alındığının araştırılması suretiyle yeniden karar verilmesi gerekmektedir.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;

1. Temyiz isteminin kabulüne,

2. Temyize konu İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 4. Vergi Dava Dairesinin 16/04/2019 tarih ve E:2018/3685, K:2019/1042 Sayılı kararının 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,

3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 20.01.2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.