EVLİLİKTEN İTİBAREN 1 YIL İÇİNDE İŞTEN AYRILAN KADININ, HERHANGİ BİR SEBEP GÖSTERMEKSİZİN KIDEM TAZMİNATI HAKKI BULUNMAKTADIR

EVLİLİKTEN İTİBAREN 1 YIL İÇİNDE İŞTEN AYRILAN KADININ, HERHANGİ BİR SEBEP GÖSTERMEKSİZİN KIDEM TAZMİNATI HAKKI BULUNMAKTADIR

TC

YARGITAY

9. Hukuk Dairesi         

2010/37179 E.   

2013/1571 K.

  • KIDEM TAZMİNATI
  • İŞ AKDİNİN EVLENME SEBEBİYLE SONA ERDİRİLMESİ
  • EVLENME SEBEBİYLE SÖZLEŞMEYİ FESHEDEN İŞCİNİN YENİDEN BAŞKA BİR İŞE GİRMESİ
  • KIDEM TAZMİNATI
  • İŞ KANUNU (4857) Madde 41
  • İŞ KANUNU ( 14. maddesi yürülükte ) (1475) Madde 14

Davacı, kıdem tazminatı, fazla mesai, bayram mesaisi, vergi iadesi ve ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 28.08.2006 tarihinde davalı şirkette müşteri yetkilisi olarak işe başladığını, en son ücretinin net 720,00 TL olduğunu, 09.04.2009 tarihinde davacı tarafından işverenliğe yazılı olarak evlilik nedeniyle iş akdinin feshedildiğine dair yazı ile alacaklarının ödenmesinin istenildiğini iddia ederek, kıdem tazminatı, fazla mesai, bayram mesaisi, vergi iadesi ve ücret alacaklarının faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının 31.08.2006 tarihinde çalışmaya başladığını, 08.04.2009 tarihinde işyerinden kendi isteğiyle işten ayrıldığını, şirkette şubelerin açılış kapanış saatlerinin belli olduğunu, belirlenen saatler dışında çalışma yapılmadığını, fazla mesai yapıldığında da karşılığının ödendiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, somut olayda, davacının 09.04.2009 tarihinde iş akdinin evlilik nedeniyle sona erdiği, SGK hizmet dökümüne göre 05.05.2009 tarihinde 1057322 sicil nolu işyerinde çalışmaya başladığı görüldüğünden buna göre iş akdinin feshinden sonra bir aylık sürede davacı yeni bir işe başladığından, yeni bir işe başlamasının yeterli inandırıcı somut gerekçeleri, yani iş akdinin evlilik nedeniyle feshettiğini, buna karşın kötü niyeti olmadığını ispatlayamadığından mevcut hali ile iş akdinin evlilik nedeniyle feshedildiği kanaati oluşmadığından giderek hakkın kötüye kullanıldığı kanaatine varıldığından davacının kıdem tazminatına hak kazanmadığı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, fazla mesai, genel tatil ücreti ve kıdem tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı yasal gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- HGK’nın 27.04.1988 gün 88/ 9-225 E, 1988/ 369 K sayılı ilamında "…. bu hüküm kuşkusuz aile birliğini koruma amacıyla getirilmiş olup çalışma hayatını evlilikle birlikte gereği gibi yürütemeyeceği düşüncesinde olan kadına yasa ile tanınmış bir olanaktır. Bir işyerinde çalışmakta iken evlenen bir kadın Yasa’nın tanıdığı olanaktan yararlanarak kıdem tazminatını almak suretiyle ayrılmışsa daha sonraki dönemlerde çalışma hakkını kaybettiğinden söz edilemez. Diğer taraftan önceki işinden ayrılan kadın ayrılmasını hemen takiben çalışma ile evliliği öncekine göre daha kolaylıkla yürütebileceği yeni bir iş bularak çalışmasını da sürdürebilir. Bu kuşkusuz sübjektif bir değerlendirmedir. Olayda hakkın kötüye kullanılması söz konusu değildir. " denilmiştir.
Bu bağlamda evlenmekle bir yıl içinde ayrılan davacının başka yerde işe girmesi kıdem tazminatı hakkını ortadan kaldırmaz. Davacının kıdem tazminatı talebinin kabulü yerine yazılı gerekçe ile reddi hatalıdır.
3-Fazla çalışma ve genel tatil ücreti alacağı yönünden davacı ile aynı yerde çalışan davacı tanığı H.. E..’ın açtığı davada fazla mesai ve genel tatil ücreti talebinin hüküm altına alındığı, bu kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği anlaşılmakla, davacının davasında anılan alacak taleplerinin sırf tanığın davasının bulunması nedeniyle reddi hatalı olup, davacının iddialarının dosyadaki delillerle birlikte değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerekirken hatalı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle, BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.