DOLANDIRICILIK-KAMU ZARARI YOKLUĞU- BERAAT

DOLANDIRICILIK-KAMU ZARARI YOKLUĞU- BERAAT

TC

YARGITAY

15. Ceza Dairesi         

2013/28157 E.  

2016/3505 K.

MAHKEMESİ : ..... Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık

Dolandırıcılık suçundan sanıkların beraatına ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü.
Sağlık Bakanlığı’nın 11.05.2000 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Acil Sağlık Hizmetleri Yönetmeliği’nin 37. maddesinde “Yataklı tedavi kuruluşları, acil sağlık hizmetlerinin bedelini hizmet sundukları kişinin ödeme imkanları çerçevesinde tahsil ederler” hükmü yer almaktadır. Yine 2008/13 sayılı Başbakanlık Genelgesi’nin;
Birinci maddesinde, “Acil sağlık hizmeti vermekle yükümlü bulunan sağlık kuruluşları, acil vakaları hastanın sağlık güvencesi olup olmadığına veya ödeme gücü bulunup bulunmadığına bakmaksızın kabul edecek ve gerekli tıbbi müdahaleyi kayıtsız-şartsız ve gecikmeksizin yapacaktır. Hiçbir sağlık kuruluşu acil olarak gelen hastalara yeterli personeli veya donanımı olmadığı, ilgili birimi veya boş yatağı bulunmadığı, hastanın sağlık güvencesi olmadığı ve benzeri sebepler ile gerekli acil tıbbi müdahaleyi yapmaktan kaçınmayacaktır” denilmektedir.
Yedinci maddesi uyarınca da, acil olarak sağlık kuruluşuna müracaat eden hastaların acil tıbbi müdahale ve tedavileri yapılırken hiçbir surette tedavi masraflarının nasıl karşılanacağı sorgulanmayacak ve hizmet bedelinin tahsili ile ilgili işlemler acil müdahale sağlandıktan sonra yapılacaktır.
Dokuzuncu maddesinde ise, “Herhangi bir sağlık güvencesi olmayan vatandaşlardan ödeme gücü bulunmayanların acil sağlık hizmeti bedelleri kendilerinden talep edilmeyecektir. Bunlardan kamuya ait sağlık kuruluşlarından ve ayakta teşhis ve tedavi yapan özel sağlık kuruluşlarından acil sağlık hizmeti alanların hizmet bedelleri 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu hükümleri çerçevesinde sağlık kuruluşunun bulunduğu yer sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfından talep edilecektir. Bu konuda gerekli tedbirler ilgili vakıf başkanlıklarınca alınacaktır. Özel hastanelerden acil sağlık hizmeti alanların hizmet bedelleri ise talep edilmesi halinde 2219 sayılı Hususi Hastaneler Kanunu’nun 32’nci, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 38’inci ve 60’ncı, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 18. maddeleri gereğince sağlık kuruluşunun bulunduğu yerin belediyesince ödenecektir. Bu amaçla belediyelerce bütçelerine yeterli ödenek konulacaktır” hükmü yer almaktadır.
Bu açıklamalar çerçevesinde sanıklardan ...’nin kendisine ait sağlık karnesini eltisi olan .....’a vererek onun doğum ve çocuk hastanesinin acil bölümünden giriş yaptırıp doğum yapmasını sağlayarak dolandırıcılık suçunu işledikleri iddia olunmuş ise de; hiçbir sosyal güvencesi ile ödeme gücü bulunmayan sanık ....’ten acil sağlık hizmet bedellerinin alınmasının söz konusu olamayacağı, bu nedenle kamunun herhangi bir zararından söz edilemeyeceği, ayrıca hastane görevlilerinin basit bir araştırma ile sağlık karnesinin kime ait olduğunu kolaylıkla anlayabilecek durumda olmaları nedeniyle aldatıcılık unsurunun da gerçekleşmediği hususları gözetilerek, dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle sanıklar hakkında verilen beraat hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 18.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.