Çocuk gelişimi ders kitabında skandal ifadeler: İstismarın suçlusu çocuk oldu!

Çocuk gelişimi ders kitabında skandal ifadeler: İstismarın suçlusu çocuk oldu!

Çocuk gelişimi ders kitabında skandal ifadeler: İstismarın suçlusu çocuk oldu!

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi ders notlarında aile içi cinsel istismarı meşrulaştırıcı ifadeler yer aldı. Prof. Dr. Mücahit Dilekmen tarafından hazırlanan notlarda, istismar nedeni olarak “6-8 yaşında kız çocuğu olmak”, “küçük kızda aniden gelişen baştan çıkarıcı tavırların varlığı” gibi ifadelerle çocuk suçlandı

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi, "Çocuk Gelişimi 2" dersinin notlarında, aile içinde çocuğa yönelik cinsel istismarı meşrulaştırıcı ifadeler yer aldı.

Üniversitenin Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Mücahit Dilekmen tarafından hazırlanan ders notlarında aile içi cinsel istismarın suçlusu olarak çocuk gösterildi.

Ders notlarında, "Aile içi cinsel istismarın nedenleri" başlığı altında, “6-8 yaşında kız çocuğu olmak”, “küçük kızda aniden gelişen baştan çıkarıcı tavırların varlığı” gibi 'gerekçeler' sıralandı.

Cumhuriyet'ten Tuğba Özer'in haberine göre Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) Başkanı Canan Güllü, söz konusu ifadelere sert tepki gösterdi. Güllü, "Çocukların şuh, eda içinde tahrik unsuru sayılması gerici zihniyetin eseridir" diyerek şunları söyledi:

"Türkiye'nin gerçeğinden bi haber akademisyenlik olgusunu ortaya çıkarıyor.. Beyefendinin öğrencilere öğrettiği 'küçük kızda aniden gelişen baştan çıkarıcı tavır' olgusunun gerçek dünyayla alakası olmadığı gibi mağduru ikinci bir mağduriyete sürükleyen bir zan altında bırakıyor. Mağduru fail yerini koyuyor. Bu sadece bu örnekte değil son 3 yıldır karşılatığımız bir olgu."

"BU ZİHNİYET AKADEMİDE, YARGIDA, EĞİTİMDE"

Güllü, bu ifadelerin bir üniversitenin ders notlarında yer almasına ilişkin ise, "Bunu söylemem lazım; bazı bilim insanlarının çalınan sorularla okudukları üniversitede akademisyenlik yaptığı, akademisyenlik kadrolarının doçentliğin de kaldırılmasıyla birlikte nerdeyse ulufe olarak dağıtıldığı bir süreçte bu ve benzeri tarzda ahlak ve bilimsellikten uzak düşüncelerle karşılaşabiliyoruz. Bu zihniyetin akademide, eğitimde, yargıda olması sıkça karşılatığımız bir olay" yorumunda bulundu.

"YARGILANMASI GEREKİR"

Akademisyen Dilekmen'in, yargılanması gerektiğini de ifade eden Güllü sözlerini şöyle sürdürdü:

"İstanbul Sözleşmesi, toplumsal cinsiyet eşitliği algısının eğitimle değişeceği fikriyle devletin bütün görevlilerine bir sorumluluk getiriyor. Bu ifadeler eşitliğe aykırıdır, çocuğu bir cinsel obje olarak gösteren hastalıklı bir yapıdır ve suçtur. Sadece üniversiteden atılması yetmez, gerçekten yargılanması gerekir. Düşünceleri sadece kendi fikri değildir, yetiştirdiği ve yetiştirecileceği öğrencilerle topluma sirayet ederek toplumun yapısını değiştirecektir. Bu da hem anayasımızın eşitlik ilkesine hem İstanbul Sözleşmesi'ne aykırıdır. Bu nedenlerle ceza almalıdır."

İSTİSMAR VAKALARI ARTTI

Çocuk istismarındaki artışa da dikkat çeken Güllü, "0-18 arasındaki bireyin çocuk olduğu, Çocuk Hakları Sözleşmesi'nde ve cinsel istismarını önlemeye yönelik yasal maddelerimizin TCK'de varlığını korumasına 2019'un Ekim ayından bu yana çocuk istismarı yüzde 30 arttı. Vakalar o kadar arttı ki; Adalet Bakanlığı verileri kapattı. TKDF 2015 verilerine göre, her 10 çocuktan 4'ü istismara maruz kaldı" dedi.