ÇALIŞMA ÖZGÜRLÜĞÜNÜ BAĞLAYICI SÖZLEŞMELER GEÇERSİZDİR-KELEPÇE SÖZLEŞME

ÇALIŞMA ÖZGÜRLÜĞÜNÜ BAĞLAYICI SÖZLEŞMELER GEÇERSİZDİR-KELEPÇE SÖZLEŞME

T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2014/6520

K. 2014/12577

DAVA : Taraflar arasında görülen davada İstanbul 46. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 27.12.2013 tarih ve 2013/281-2013/344 Sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili ve davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, fuar düzenlemesi konusunda faaliyet gösteren müvekkili bünyesinde 1.3.2002 tarihinde çalışmaya başlayan davalının satış grup başkanı olarak görev yapmakta iken 31.5.2007 tarihinde işten ayrıldığını, görevi gereği müvekkili şirketin müşteri portföyü, ticari imkanları ve ticari sırlarına vakıf olan davalının müvekkili ile aynı alanda faaliyet gösteren başka bir şirkette çalışmaya başladığını, imzalanan iş sözleşmesi kapsamında düzenlenen rekabet yasağına aykırı davrandığını belirterek sözleşme gereği kararlaştırılan 200.000,00 USD cezai şart karşılığı 234.000,00 TL'nin 7.11.2007 tarihinden itibaren, 14.083.00 TL ihbar tazminatı alacağının ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, müvekkilinin davacı ile mutabakata vararak işten ayrıldığını, davacı işveren nezdindeki çalışmaları ile ilgili olarak ticari sırlara vakıf olmadığını, bildiği hususların herkesçe bilinen hususlar olduğunu, rekabet yasağına aykırı bir davranışın bulunmadığını, 3 yıl boyunca çalışmadan men edilmesinin hak ve nasfet ile bağdaşmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve toplanan delillere göre, davacı işveren nezdinde satış grup başkanı olarak çalışan davalının bir süre sonra kendi istemi ile işyerinden ayrıldığı ve yine fuarcılık konusunda faaliyette bulunan bir başka şirkette çalışmaya başladığı, bu durumun BK'nın 348 vd. maddeleri kapsamında rekabet yasağına aykırı davranış oluşturduğu, davacının cezai şart tazminatı talep etme hakkı bulunmakla birlikte, sözleşmede belirlenen 200.000 USD cezai şartın aşırı olması sebebiyle BK'nın 161. maddesi de dikkate alınarak belirlenen 37.800 TL cezai şartın uygun bulunduğu, davacının ihbar tazminatı yönünden açtığı davada yargılama yerinin iş mahkemesi olduğu gerekçesiyle ihbar tazminatı yönünden dosyanın tefriki ile dava dilekçesinin görev yönünden reddine, rekabet yasağına dair tazminat davasının kısmen kabulü ile, 38.700,00 TL cezai şart alacağının 11.11.2007 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili ve davacı vekili temyiz etmiştir.

1- ) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki ( 2 ) numaralı bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2- ) Dava, cezai şart bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 6.17. maddesinde "işgören her ne sebeple olursa olsun işten ayrıldıktan sonra işverenle aynı sektörde faaliyet gösteren bir başka şirkette üç yıl süre ile her ne nam altında olursa olsun hiçbir görevle çalışmayacağını, böyle bir şirkete ortak olmayacağını ve kişisel olarak böyle bir işle iştigal etmeyeceğini işveren ve ürünleri hakkında öğrendiği tüm ticari bilgileri saklayacağını kabul ve taahhüt eder. Aksi hareketi halinde 200.000 US Doları karşılığı tazminat ödemeyi kabul ve taahhüt eder.'' hükmü yer almaktadır. Anayasa'nın 48. maddesi uyarınca herkes çalışma hürriyetine sahip olup uyuşmazlığa uygulanması gereken 818 Sayılı Kanunun 19, 20, 155, 161 ve TMK'nın 23. maddeleri karşısında davalının sözleşmenin sona ermesinden sonra 3 yıl süre ile aynı alanda faaliyet gösteren bir başka şirkette hiçbir görevde çalışamaması bir rekabet etmeme koşulu değil, kelepçeleme sözleşmesi niteliğinde olup, davalının ekonomik özgürlüğünü kısıtlayan bir hükümdür. Dolayısıyla buna dayalı cezai şart koşulu da geçersizdir. Yine, davalının davacı firmada çalışırken edindiği ticari sır niteliğindeki bilgileri ne şekilde kullandığı ve davacı şirketin bu yolla ne tür bir zarara uğradığı iddia ve ispat edilmeksizin, sadece davalının vakıf olduğu ticari sır niteliğindeki bilgilerden dolayı davacının zarar görebileceği varsayımına dayalı mahkemenin kabul gerekçesi de isabetli olmayıp, hükmün davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

3- ) Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince, bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile, hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ( 3 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödenen temyiz peşin harcın istemi halinde temyiz edene iadesine, 01.07.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.