AYIBIN VARLIĞI VE GİDERİLDİĞİNİN İSPATI

AYIBIN VARLIĞI VE GİDERİLDİĞİNİN İSPATI

T.C.

Yargıtay

15. Hukuk Dairesi

2014/3709 E.

2015/2245 K.

Mahkemesi     : ….Ticaret Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kâğıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

Karar

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.

2-Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak ile ilgili yapılan icra takibine itirazın iptali talebine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların İddia ve Savunmaları

Davacı, davalıyla aralarında düzenlenen sözleşmeye göre ürettiği kalıp malzemesini davalıya teslim ettiğini söylemektedir. Ancak buna rağmen bir kısım teslim ettiği ürün bedelinin ödenmediğini belirtmektedir. Davalıdan alacağı ile ilgili yapılan icra takibine davalının itirazının iptaline karar verilmesini talep etmektedir.

Davalı ise savunmasında kalıp malzemesinin sözleşmede kararlaştırılan şekilde imal edilmediğini ayıplı üretim yapıldığını belirtmektedir. Bu çerçevede davanın reddine karar verilmesini istemektedir.

Mahkemece zamanında ayıp ihbarında bulunulmadığı gerekçesi ile dava kısmen kabul edilmiştir.

İlgili Mevzuat ve Uyuşmazlığın Çözümü

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sözleşme konusunun kalıp malzemesi üretimine ilişkin olmasına göre eser sözleşmesinden kaynaklanmıştır. Davanın çözümlenmesinde uygulanması gereken hükümler, mülga 818 sayılı BK’nın 355 ve devamı maddeleridir.

Eser sözleşmesinde ayıba dair hükümler, 818 sayılı BK’nın 359-363 maddeleri arasında düzenlenmiştir. 818 sayılı BK’nın 360. maddesi ayıbı işin kusurlu olması veya sözleşmeye aykırı bulunması olarak tanımlamıştır. Ayıp eserde olması gereken lüzumlu vasıfların veya sözleşmede kararlaştırılan vasıfların eksikliğini ifade etmektedir.

818 sayılı BK’nın 359/I. maddesine göre iş sahibinin eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre geç sayılmayacak bir süre içinde eseri muayene edip varsa ayıplarını yükleniciye bildirmesi gerekir.

BK’nın 359/1. maddesine göre açık ayıplarda bildirimin “işlerin mutad cereyanına göre imkânını bulur bulmaz.” Diğer bir ifadeyle işlerin olağan akışına göre geç sayılmayacak bir süre içinde bildirim yapılması gerekir. 818 sayılı BK’nın 362/3. maddesine göre gizli ayıplarda ise gizli ayıba vakıf olur olmaz (öğrenir öğrenmez) yapılması gerekir.

Ayıbın varlığı halinde iş sahibinin hakları 818 sayılı BK’nın 360. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre iş sahibinin seçimlik hakları sözleşmeden dönme, bedelden indirim yapılmasını veya ayıbın giderilmesini talep etme haklarıdır. Eserin iş sahibinin kullanamayacağı derecede ayıplı olması veya hakkaniyet kaideleri gereği eseri kabul etmesinin iş sahibinden beklenememesi veya eserin sözleşmede açıkça kararlaştırılan nitelikleri taşımaması halinde iş sahibi eseri kabulden kaçınarak sözleşmeden dönebilir. Eserdeki ayıpların eserin reddini gerektirecek nitelikte önemli olmaması halinde ise diğer seçimlik hakların kullanılması gerekir. Ayıptan doğan hakların kullanılması için iş sahibi eserin ayıplı olduğunu kanıtlamak zorundadır.

Yargıtay’ın Değerlendirmesi

Somut olayda dinlenen davalı tanıklarının beyanlarından teslimden itibaren makul süre içinde ayıp ihbarının yapıldığı anlaşılmaktadır. Ancak iade faturasında belirtilen ayıplı olduğu ileri sürülen bir kısım kalıplar ve davalı tarafça ayıpların giderildiği iddia olunan 75 adet finişör bedeli yönünden bu malların halen mevcut olmadığı, müşterilere sevk edildiği görülmektedir. Kabul edilemeyecek derecede ayıplı olduğu belirtilen 45 kalıbın 21 adedi keşif sırasında incelemeye sunulamamıştır. Delil tespiti yoluyla da ayıpların varlığı ve niteliği belirlenmediğinden bu miktar kalıplar yönünden ayıbın varlığı ve niteliğinin ispatlanmadığı ortadadır.

Bozma kararından önce yapılan keşif sırasında mevcut olduğu tespit edilip bilirkişi incelemesi yaptırılan ve kabule icbar edilemeyecek kadar ayıplı olduğu anlaşılan 24 adet kalıp yönünden ayıbın varlığı ispatlanmıştır. Bu nedenle bunun bedeline davacı taşeron hak kazanamaz. Raporu hükme esas alınan bilirkişilerden ek rapor alınarak bedeli talep edilemeyecek reddi gereken 24 adet kalıp bedeli hesaplattırılıp kabul edilen alacak miktarından düşülmek suretiyle ve reddedilen bu eserin davacı tarafa iadesi koşuluyla sonucuna göre karar verilmelidir. Bu nedenle kararın 2 nolu bu bentte yazılı nedenlerle davalı yararına bozulması gerekmiştir.

Sonuç

Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 29.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.