ALACAKLI TARAFÇA İTİRAZIN İPTALİ DAVASI AÇILMADAN DA BORÇLU TARAFINDAN MENFİ TESPİT DAVASI AÇILABİLİR

ALACAKLI TARAFÇA İTİRAZIN İPTALİ DAVASI AÇILMADAN DA BORÇLU TARAFINDAN MENFİ TESPİT DAVASI AÇILABİLİR

T.C.

Yargıtay

4. Hukuk Dairesi         

2013/18434 E. 

2014/141 K.

  • MENFİ TESPİT DAVASI
  • HUKUKİ YARAR

Davacı Y.. A.. vekili Avukat ..tarafından, davalı A.. K.. aleyhine 25/04/2013 gününde verilen dilekçe ile menfi tespit istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; hukuki yarar yokluğundan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine dair verilen 11/07/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 72/3. maddesine dayalı, menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece, hukuki yarar yokluğu nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı tarafça başlatılan ilamsız icra takibine itiraz ettiğini takibin durduğunu belirterek, davalıya hiçbir borcu bulunmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, borca itiraz edilmesi nedeniyle takibin durduğunu, alacaklının itirazın iptali ve itirazın kaldırılması davası açması halinde savunma yoluyla borçlu olmadığı iddiasının ileri sürülebileceğini, bu aşamada menfi tespit davası açılmasında hukuki yararı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu (İİK)’nun 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitine yöneliktir. Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır. Dayanılan hukuki ilişkinin gerçekten mevcut olmadığı icra takibine maruz kalmadan önce ileri sürülebileceği gibi, icra takibinden sonra da ileri sürülebilir.
Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır. Buna rağmen, borçlunun, alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunabilir. Bu tür bir yararının bulunması halinde borçlu, borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir.
Bunun dışında, icra takibi taraflar arasındaki maddi ilişkiyi tespit edecek nitelikte olmadığından, alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür.  Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur.
Dosya içeriğinden; davalının davacı aleyhinde icra takibi başlattığı, davacı-borçlunun itirazı nedeniyle takibin durduğu, takip dosyasının dava tarihi itibarıyla da derdest olduğu anlaşılmaktadır. Bir davanın korunmaya değer, güncel hukuksal yarar bulunmaması nedeniyle reddedilebilmesi için, borçluyu tehdit edebilecek tehlike ve savsaklamalara karşı onu koruma gereksinmesinin olmaması gerekir. Borçlunun, hakkında henüz icra takibi başlamadan önce de yapılabilecek, olası bir takibi düşünerek, kendisini bir borçla tehdit eden kimseye karşı “böyle bir borcu bulunmadığının saptanması” için dahi menfi tespit davası açabileceği kabul edilmişken, hakkında yürümekte olan bir icra takibi olan borçlunun bu davayı açmasında hukuki yararının bulunduğunda hiç kuşku olmadığı gibi, böyle bir davayı açmasına da hiçbir hukuki engel bulunmamaktadır. Borçlunun ödemek zorunda olmadığı bir borç ile tehdit edilmesi durumunda hukuksal yararın varlığının kabulü gerektiğinden mahkemece, işin esasına girilip, taraf delilleri toplanmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davacı-borçlunun dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından bahisle “ret” kararı verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 13/01/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.