'AKP ŞİMDİ SINAVLAR İÇİN KENDİ ÇETESİNİ Mİ OLUŞTURUYOR?' DEMEK İFADE ÖZGÜRLÜĞÜDÜR

'AKP ŞİMDİ SINAVLAR İÇİN KENDİ ÇETESİNİ Mİ OLUŞTURUYOR?' DEMEK İFADE ÖZGÜRLÜĞÜDÜR

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

ALİ TAŞTAN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2017/5809)

Karar Tarihi: 29/1/2020

R.G. Tarih ve Sayı: 25/3/2020-31079

III. OLAY VE OLGULAR

7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

8. Başvurucu bir eğitimci olup -olayların geçtiği tarihte ve hâlen- Birleşik Kamu İş Konfederasyonu (Konfederasyon) yöneticisidir. Konfederasyonun çalışma alanı 25/6/2001 tarihli ve 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu kapsamında belirlenen ve içinde eğitim, öğretim ve bilim hizmetlerinin de bulunduğu hizmet kollarının tümüdür. Konfederasyonun amacı çalışanların ortak ekonomik, sosyal, mesleki hak ve çıkarlarını korumak, geliştirmek, üye sendikalar arasında karşılıklı dayanışma ve yardımlaşmayı sağlamak, çalışma ve toplumsal barışın sağlanması ve devam ettirilmesi için çaba göstermek olarak belirlenmiştir.

A. Arka Plan Bilgisi    
 
9. Temel Eğitimden Orta Eğitime Geçiş (TEOG) sınavı ilk kez 2013-2014 eğitim-öğretim yılında uygulanmaya başlanmıştır. İki basamaklı bir sınav sistemi olarak düzenlenen TEOG sınavında öğrenciler liseye geçiş öncesinde iki ayrı sınava tabi tutulmakta ve bu iki sınav sonucundaki puanların ortalaması alınarak başarı sıralaması yapılmaktadır. 2013-2014 yılı TEOG yerleştirme sonuçlarına göre iki sınavın ortalaması alındığında 1.290.000 öğrenci içinden 10 öğrenci tüm soruları cevaplayarak birinci olmuştur. 2014-2015 eğitim-öğretim yılında yapılan TEOG sınavının birinci basamağının sonuçları açıklandığında 1.287.847 öğrenciden 4.742'si, ikinci basamağının sonuçlarına göre ise 1.193 öğrenci birinci olmuştur. Bir önceki yıla nazaran çok sayıda öğrencinin birinci olarak açıklanması üzerine sınavla ilgili olarak kamuoyunda yoğun tartışmalar yaşanmıştır.
 
10. 2014-2015 yılı TEOG sınavında binlerce öğrencinin birinci olması; soruların çok mu kolay olduğu, kopya mı çekildiği, yoksa her öğrencinin kendi okulunda sınava girmesinin mi böyle bir sonucu doğurduğu gibi soruların gündeme gelmesine neden olmuştur. Bunun yanı sıra sınav sorularının bazılarının hatalı olduğu iddiaları tartışmaları artırmıştır. Ancak sınav sonuçlarına göre sadece bir sorunun hatalı olarak tespit edildiği ve bu sorunun iptal edildiği açıklanmıştır.
 
B.   Somut Başvuruya İlişkin Olaylar
 
11. Başvurucu 2/7/2015 tarihinde TEOG sınavı ile ilgili tartışmaların devam ettiği dönemde internet üzerinden yayın yapan "Karşı" isimli gazete ile röportaj yapmıştır.
 
"TEOG'daki yanlış soruların altından yeni çete iddiası çıktı..." başlığı ile yayımlanan röportaj şu şekildedir:
 
"TEOG sorularının 5 gün geç açıklanmasının gerekçesi olarak öne sürülen 'yanlış soruların' sorumlusu bulunacak mı? Yanlış soru skandalının altında, yeni bir sınav çetesi yapılanması yattığı öne sürüldü...
Sınav Sorularını Yayınevi Kökenli Kişiye Emanet Etmişler!
Karşı gazeteye konuşan eğitimci ve Birleşik Kamu - İş Konfederasyonu  yöneticisi Ali Taştan, yanlış soru skandalının altında yeni bir sınav çetesi yapılanması yattığını öne sürdü. 
Soruları hazırlayan daire başkanlığının başına hiç öğretmenlik yapmamış yayınevi kökenli birinin getirildiğini açıklayan Taştan soruların kimlere nasıl hazırlatıldığı konusunda ciddi şüpheler olduğunu söyledi. 'Yanlış sorular buz dağının sadece görünen yüzü, derinlerde çok daha önemli problemler var' diye konuştu.
Taştan, iddiasına ilişkin olarak gazetemize şu açıklamayı yaptı:
iller Bankasından Meb Daire Başkanlığına...
'Bakanlıkta TEOG sorularını hazırlayan Ölçme Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğüne bağlı soru oluşturma ve geliştirme daire başkanlığı var. Yayınevi kökenli birini bu dairenin başkanı yaptılar.
'Hiç Öğretmenlik Deneyimi Yok'
Bu kişi 1 yıl önce İller Bankasına atanmış, sonra bu dairenin başkanı yapılmış. Hiç öğretmenlik deneyimi olmayan ve yayınevi kökenli bir kişinin, hülle yoluyla Milli Eğitim Daire Başkanı yapılması, liyakat esasına uyulmaması nedeniyle AKP zihniyeti uygulamalarının klasik sonuçlarından biri yaşanmıştır. Sorularda yanlışlar çıkmıştır.
'Paralel Sınav Çetesi Yerine Yeni Sınav Çetesi' İddiası...
Soruları dershane kökenli öğretmenlerle hazırlıyorlar. Bu soruları kim hazırlıyor? Nasıl hazırlıyor? Güvenliği nasıl sağlanıyor? Birilerine servis ediliyor mu?
Her yıl TEOG'da 4-5 bin civarında öğrenci birinci çıkıyor. Bu kişinin hülle yoluyla soru hazırlama biriminin başına getirilmesi ve dershane kökenli öğretmenlerin bu ekip içinde sınav sorularını hazırlama birimi içinde buluşturulması benim aklıma yeni bir sınav çetesini getiriyor. 
Paralel sınav çetesi ile mücadele eden AKP şimdi sınavlar için kendi çetesini mi oluşturuyor? Kendi paralel yapısını mı hazırlıyor? Önceden soruları cemaate sızdıran paralel yapı yerine, bu kez AKP'nin kendi dizayn ettiği bir başka sınav çetesi ortaya çıkmış oluyor. Tüm bu soru işaretlerinin açıklığa kavuşturulmasını istiyoruz."
..................................
37. Buna karşın incelenen başvuruda ilk derece mahkemesi; başvurucu tarafından sarf edilen sözleri, bağlamından ve röportajda geçen bir kelimeyi haberin bütününden kopartarak, olayların ve yapılan haberin bütünselliğini, söylenen sözlerin arka planı olup olmadığını gözetmeksizin bir değerlendirme yapmıştır (benzer yönde bkz. Nilgün Halloran, § 52; Önder Balıkçı, B. No: 2014/5552, 26/10/2017, § 45). Mahkeme, başvurucunun ifade özgürlüğü ile müştekinin şeref ve itibar hakkı arasında bir denge kurmaya çalışmamış; haberden tek bir ifadeyi çekerek yalnızca soyut bir değerlendirmeyle söz konusu ifadenin tahkir edici ve küçük düşürücü olduğuna karar vermiştir.  
38. Başvuru konusu haberlerde gözönünde bulundurulması gereken hususlardan birincisi başvuruya konu haberde ele alınan konudur. TEOG sınavıyla ilgili eleştiriler Türkiye gündemini uzun süre meşgul etmiştir. TEOG o tarihte ülke genelinde yapılan ve bir milyonun üzerinde öğrencinin liseye geçişinin belirlendiği bir sınavdır. Bu yönüyle sınavla ilgili şaibe iddialarının kamuoyunun oldukça büyük bir kısmını ilgilendirdiği kuşkusuzdur. Başvuruya konu dönemde, sınav sonrasında yazılı ve görsel basında onlarca haber yapıldığı, köşe yazıları yazıldığı belirtilmelidir. Dolayısıyla yapılan haberin kamuoyunun çıkarlarını ilgilendiren bir mesele olduğu, bu nedenle de kamusal faydanın bulunduğu açıktır. 
39. İncelenen başvuruda, eğitimci ve sendikacı kimliği ile tanınan başvurucunun mensubu olduğu sendikanın faaliyet alanında bulunan eğitim tartışmalarını yakından takip etmesi ve bu konuda eleştirilerini dile getirmesi demokratik bir toplumda olağan karşılanmalıdır. Bu kapsamda başvurucu, gündem konusu TEOG sınavı ile ilgili olarak bir basın mensubuyla röportaj yapmıştır. Başvurucu, röportajda birtakım olgusal iddialarda bulunarak sınavlar konusunda çete yapılanması olup olmadığı sorularının akıllara geldiğini ve bu hususların aydınlatılması gerektiğini ifade etmiştir.
40. Başvurucunun cezalandırılmasına neden olan ifadelerin olgusal bazı unsurlarla desteklenmeye çalışılan öznel bir yorum olduğu yani değer yargısı niteliği taşıdığı belirtilmelidir (olgusal iddia ve değer yargısı ayrımı için bkz. Cem Mermut, B. No: 2013/7861, 16/4/2015, § 48). Başvurucunun önceki dönemde MEB çatısı altında meydana gelen olaylardan yola çıkarak TEOG sınavı ile ilgili bir çıkarımda bulunduğu ve sınavı hazırlayanlarla ilgili kendi bakış  açısından bir değer yargısına ulaştığı anlaşılmaktadır.
41. Anayasa Mahkemesinin kanaatine göre özellikle kamu görevlilerinin tasarrufları ile ilgili eleştirilere daha fazla tolerans göstermeleri gerekir. Zira kamu kurumlarının eylem ve işlemleri o ülkede yaşayan tüm insanları etkileyebilecek potansiyele sahiptir. Bu itibarla kamu görevlilerinin eylemlerini ve ihmallerini sıkı bir denetime tabi tutarak vatandaşların karar alma süreçlerine katkıda bulunmak demokratik bir toplumun olmazsa olmaz hoşgörüsünün gerekleridir. Bu bağlamda, açıklanan bir düşüncenin salt ağır olması, yetkilileri sert biçimde eleştirmesi, keskin bir dil kullanılarak ifade edilmesi hatta tek taraflı, çelişkili ve subjektif olması ifade özgürlüğünün koruma kapsamından yararlanmayacağı anlamına gelmez (benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. Ali Suat Ertosun (7), B. No: 2014/1416, 15/10/2015, § 36; Zübeyde Füsun Üstel ve diğerleri, § 128, 129; Nilgün Halloran, § 45; İlhan Cihaner (2), § 82).
42. Başvurunun çözümlenmesinde dikkat edilmesi gereken ikinci husus ise başvuruya konu yazının türüdür.  Somut olayda başvurucunun kullandığı "yeni bir sınav çetesi" ifadesinin organize bir usulsüzlük yapıldığı iddialarına dikkat çekmeye yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Bunun yanı sıra bahse konu ifadenin müşteki açısından kışkırtıcı bir yanının olduğu ve katlanılmasının güç olduğu da kabul edilmelidir. Diğer yandan başvuruya konu haberde, işin ehli olmayan kişilerce soruların hazırlandığı, üst düzey yöneticiliklere yapılan atamalarda liyakatin esas alınmadığı iddiaları vurgulanarak MEB'in tasarruflarına yönelik ağır eleştirilere yer verildiği görülmekle birlikte söz konusu haberin bir röportaj olduğunun göz ardı edilmemesi gerekir. Zira röportajda gazeteci, mülakat yaptığı kişinin sözlerini aktarmakla kalmayıp öznel yorum ve değerlendirmelerini de yansıtmaktadır. Bu yönüyle sadece başvurucunun görüşlerinden oluşmayan bir haberin yayımlanmasının ifade özgürlüğü bakımından yüksek bir korumadan faydalanması gerektiği açıktır. 

 

VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. İfade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Kararın bir örneğinin ifade özgürlüğünün ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Ankara 32. Asliye Ceza Mahkemesine (E.2016/385, K.2016/742) GÖNDERİLMESİNE,
D. 257,50 TL harç ve 3.000 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 3.257,50 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
E. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 29/1/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.