MÜŞTEREK İMZANIN ZORUNLU OLMASI DURUMUNDA TEK İMZA İLE ÇEKİN İMZALANMASI VE CEZAİ SORUMLULUK

MÜŞTEREK İMZANIN ZORUNLU OLMASI DURUMUNDA TEK İMZA İLE ÇEKİN İMZALANMASI VE CEZAİ SORUMLULUK

TC

YARGITAY

15. Ceza Dairesi         

2020/6445 E.   

2020/11958 K.


    Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 18/10/2019 tarihli ve 2018/19779 soruşturma, 2019/28890 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Kayseri 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 18/11/2019 tarihli ve 2019/5057 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 15/05/2020 gün ve 94660652-105-38-21930-2019 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04/06/2020 gün ve 2020/48934 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
    Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
    Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca "Bahse konu çekin keşide edildiği tarihte Tegin İnşaat Ltd. Şti. İsimli şirketin yöneticilere şüpheli ve ...'nun müşterek imza yetkisine sahip olduğu, bu yetkinin herkese açık olarak yayınlanan Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığı, ticari iş yapan müştekinin basiretli bir tacir gibi davranarak ticaret yaptığı şirketin imza yetkisinin kimde olduğunu öğrenmesi gerektiği, basit bir araştırma ile bunu yapabileceği, bu haliyle şüphelinin eyleminin hile boyutuna ulaşmadığı, çekle ilgili herhangi bir sahtecilik iddiası olmadığı, çekin üzerindeki imzanın şüpheliye ait olduğunun bankaca kabul edildiği, dolayısıyla şüphelinin üzerine atılı suçların yasal unsurları oluşmadığı" gerekçe gösterilerek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de;
    Dosya kapsamına göre, müştekinin Tegin İnşaat Ltd. Şti. isimli şirkete ait 30.000 Türk lirası tutarında ve 30/04/2017 keşide tarihli çekin yetkili kişi tarafından imzalanmadığı gerekçe gösterilerek ödenmemesi nedeniyle şirket yetkilisi olan şüpheli ...'ten şikayetçi olmasını takiben, başlatılan soruşturma kapsamında, müştekinin beyanında, Tegin İnşaat isimli işyerine alüminyum doğrama, panjur ve otomatik kapı işlerini yaptıklarını, işlerin karşılığında şirket ortağı olan ...'un suça konu çeki verdiğini, çeki ciro ederek başka bir firmaya verdiklerini, çekin ödeme günü geldiğinde çekin ödenmediğini, diğer firmaya çekin bedelini kendilerinin ödediğini, çek kendilerine geri geldiğinde banka tarafından yazılmadığını gördüklerini, bu hususu bankaya sorduklarında ... isimli şahsın şirketi temsil yetkisi olmadığı halde çeke imza attığı için çekin arkasının yazılmadığını öğrendiklerini, olayda 30.000,00 Türk lirası zararlarının olduğunu, şüpheliden şikayetçi olduğunu beyan ettiği, tanık olarak beyanı alınan ...'nun da beyanında, şüpheli... ile müşterek imza yetkisine haiz olduğunu, ...'nin kendi bilgisi dışında çekleri yazarak başkalarına verdiğini ve bu nedenle kendisine icra dosyalarının açıldığını, açılan tüm dosyalardan beraat ettiğini, şikayetçiler ile şüpheli arasındaki ticari işlemleri bilmediğini bildirdiği, Ticaret Sicil Gazetesi'ne göre de şüpheli ... ile ...'nun müştereken şirketi temsile yetkili oldukları ancak suça konu çekin sadece ... tarafından imzalandığı anlaşılmakla; bu kapsamda müştekinin tekrardan beyanı alınarak, suça konu çekin iş yapıldıktan önce mi yoksa sonra mı şüpheliden alındığının veya iş yapımına başlanmadan önce iş sonundaki ödemenin çek ile yapılacağı hususunda bir anlaşmanın bulunup bulunmadığı hususlarının sorulması gerektiği, ayrıca soruşturma kapsamında şüphelinin de ifadesinin alınması gerektiği gözetilmeden, eksik soruşturma sonucu verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itiraz üzerine, soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi yerine yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
    5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
    Müştekinin Tegin İnşaat Ltd. Şti. isimli şirkete ait 30.000 Türk lirası tutarında ve 30/04/2017 keşide tarihli çekin yetkili kişi tarafından imzalanmadığı gerekçe gösterilerek ödenmemesi nedeniyle şirket yetkilisi olan şüpheli ...'ten şikayetçi olmasını takiben, başlatılan soruşturma kapsamında, müştekinin beyanında, Tegin İnşaat isimli işyerine alüminyum doğrama, panjur ve otomatik kapı işlerini yaptıklarını, işlerin karşılığında şirket ortağı olan ...'un suça konu çeki verdiğini, çeki ciro ederek başka bir firmaya verdiklerini, çekin ödeme günü geldiğinde çekin ödenmediğini, diğer firmaya çekin bedelini kendilerinin ödediğini, çek kendilerine geri geldiğinde banka tarafından yazılmadığını gördüklerini, bu hususu bankaya sorduklarında ... isimli şahsın şirketi temsil yetkisi olmadığı halde çeke imza attığı için çekin arkasının yazılmadığını öğrendiklerini, olayda 30.000,00 Türk lirası zararlarının olduğunu, şüpheliden şikayetçi olduğunu beyan ettiği, tanık olarak beyanı alınan ...'nun da beyanında, şüpheli... ile müşterek imza yetkisine haiz olduğunu, ...'nin kendi bilgisi dışında çekleri yazarak başkalarına verdiğini ve bu nedenle kendisine icra dosyalarının açıldığını, şikayetçiler ile şüpheli arasındaki ticari işlemleri bilmediğini bildirdiği, Ticaret Sicil Gazetesi'ne göre de şüpheli ... ile ...'nun müştereken şirketi temsile yetkili oldukları ancak suça konu çekin sadece ... tarafından imzalandığı anlaşılmakla; bu kapsamda müştekinin tekrardan beyanı alınarak, suça konu çekin iş yapıldıktan önce mi yoksa sonra mı şüpheliden alındığının veya iş yapımına başlanmadan önce iş sonundaki ödemenin çek ile yapılacağı hususunda bir anlaşmanın bulunup bulunmadığı hususlarının sorulması gerektiği, ayrıca soruşturma kapsamında şüphelinin de ifadesinin alınması, benzer şekilde keşide edilerek kullanılıp kullanılmadığı ve ödenmeyerek icra takibine konulmak suretiyle şüpheli tarafından borca itiraz edilen bir alışveriş olup olmadığının araştırılarak şüphelinin suç işleme kastı tartışılmak suretiyle karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verildiği anlaşıldığından kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, itirazın reddine ilişkin Kayseri 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 18/11/2019 tarihli ve 2019/5057 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 14/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.