İHLAL EDİLEN HAKKIN NİTELİĞİ, OLAYIN OLUŞ VE GELİŞİM ŞEKLİ GÖZÖNÜNE ALINDIĞINDA, HÜKMEDİLEN TAZMİNAT MİKTARI AZ OLMAKLA BİRLİKTE, BU MİKTAR GELİŞEN HUKUKTA ARANAN CAYDIRICILIK UNSURUNU DA TAŞIMAKTAN YOKSUNDUR

İHLAL EDİLEN HAKKIN NİTELİĞİ, OLAYIN OLUŞ VE GELİŞİM ŞEKLİ GÖZÖNÜNE ALINDIĞINDA, HÜKMEDİLEN TAZMİNAT MİKTARI AZ OLMAKLA BİRLİKTE, BU MİKTAR GELİŞEN HUKUKTA ARANAN CAYDIRICILIK UNSURUNU DA TAŞIMAKTAN YOKSUNDUR

T.C.

Yargıtay

9. Hukuk Dairesi         

2022/3289 E. 

2022/4955 K.

    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : … 30. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : … 5. İş Mahkemesi

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin … bünyesinde temizlik elemanı olarak 2002 yılında işe alınarak, iş sözleşmesinin haksız yere feshedildiği 13.06.2012 tarihine kadar temizlik personeli olarak çalıştığını, müvekkilinin iş sözleşmesinin fesih sebebi olarak Sosyal Güvenlik Kurumu’na 29 kod numarası bildirildiğini ve “İşveren tarafından işçinin ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırı davranışı nedeni ile fesih” nedeni ile müvekkilinin işten çıkarıldığını, iddia edilen görüntülerde ahlaksız bir görüntü bulunmadığının … 3 Asliye Ceza Mahkemesinin dava dosyasındaki bilirkişi raporu ile de sabit olduğunu, müvekkilin o tarihte …’nde temizlik görevlisi olmasına rağmen … Endüstriyel Tem. İnş. Tic. ve San. Ltd. Şti. çalışanı olarak gösterildiğini, Yargıtayın verdiği kararlarda da temizlik personelinin işvereninin Üniversite olduğunun kabul edildiğini belirterek davacının özel hayatın gizliliğini ihlal ve şantaj nedeniyle uğradığı manevi zarar sebebiyle ve çektiği acı, elem ve ızdırabı bir nebze olsun azaltmak amacıyla 100.000 TL manevi tazminatın davalılardan 30 Haziran 2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalılar vekili, davacının çalışmış olduğu hastane başhekimliğinin tüzel kişiliği ve dolayısıyla taraf ehliyetinin de mevcut olmadığını, ayrıca davacı ile üniversite arasında da bir iş sözleşmesinin bulunmadığını, müvekkillerin … Hastanesinde çalışan 657, 2547 sayılı yasaya tabii devlet memuru olduklarını, müvekkillerin işveren sıfatı taşımadıklarını, davanın haksız fiil iddiasına dayalı olması nedeniyle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, davacının iş akdinin işvereni … Temizlik Ltd. Şti. tarafından geçerli nedenle feshedilerek kıdem ve ihbar tazminatlarının kendisine ödendiğini, davanın haksız olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
    Yargılama Safhası ve İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
    İlk Derece Mahkemesinin 17.04.2018 tarihli 2017/613 Esas 2018/247 Karar sayılı mahkemenin görevsizliğine ilişkin kararının davacı tarafın istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 27.12.2018 tarihli 2018/3677 Esas 2018/2105 Karar sayılı kararı ile HMK’nun 353/1-a-3 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilerek yerel mahkemesine iade edilmesine karar verilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince kaldırma kararı üzerine yapılan yargılamada, … Üniversitesi Hastanesinde yetkili pozisyonunda çalışan davalıların, davacının da ara sıra kullandığı ve P.M. ve Y.G.’nin çalışma odası ve morg odasına görecek şekilde hukuka aykırı şekilde gizli kamera koydukları, kamera görüntülerinde davacı ile P.M’nin uygunsuz hallerinin görüntülendiğini belirterek davacıya istifa etmesi konusunda baskı uygulandığı, davacı ile P.M.’nın uygunsuz ilişki yaşadığına dair hastanede dedikodular yapıldığı, davacının bu olaylar nedeniyle … Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Psikiyatri bölümünde psikolojik tedavi gördüğü anlaşılmakla davalıların hukuka aykırı eylemleri nedeniyle davacının kişilik haklarının zedelendiği, ruh sağlığının olumsuz etkilendiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile “10.000,00 manevi tazminatın olay tarihi olan 30.06.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir.
    İstinaf Başvurusu:
    İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, taraflar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
    Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Temyiz Başvurusu :
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Uyuşmazlık, özel hayatın gizliliğinin ihlali nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
    6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi (818 sayılı BK 47) hükmüne göre hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir..
    Manevi tazminat davalarında, gelişmiş ülkelerde artık eski kalıplardan çıkılarak caydırıcılık unsuruna da ağırlık verilmektedir. Gelişen hukukta bu yaklaşım, kişilerin bedenine ve ruhuna karşı yöneltilen haksız eylemlerde veya taksirli davranışlarda tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranlarda manevi tazminat takdir edilmesi gereğini ortaya koymakta; kişi haklarının her şeyin önünde geldiğini önemle vurgulamaktadır.
    Somut olayda; davalıların özel hayatın gizliliğini ihlal suçu işlediği ceza mahkemesi kararı ile sabit olup, bu eylemleri nedeniyle de davacının iş, aile ve sosyal yaşamında ağır bir şekilde olumsuzluklara yol açtıkları ve tüm bu nedenlerle davacının psikolojik tedavi gördüğü de dosya içeriğine göre ispatlanmıştır.
    Bu durumda, ihlal edilen hakkın niteliği, olayın oluş ve gelişim şekli gözönüne alındığında, hükmedilen tazminat miktarı az olmakla birlikte, bu miktar gelişen hukukta aranan caydırıcılık unsurunu da taşımaktan yoksundur.
    Tüm bu nedenlerle; daha yüksek manevi tazminat takdir edilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
    Sonuç:
    Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin ise kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.