İCRA KEFİLİNE İCRA EMRİ ÇIKARILARAK TEBLİĞ EDİLMEDİKÇE, KEFİL HAKKINDAKİ TAKİBİN DEVAMI MÜMKÜN DEĞİLDİR

İCRA KEFİLİNE İCRA EMRİ ÇIKARILARAK TEBLİĞ EDİLMEDİKÇE, KEFİL HAKKINDAKİ TAKİBİN DEVAMI MÜMKÜN DEĞİLDİR

T.C.

Yargıtay

12. Hukuk Dairesi         

2015/17241 E. 

2015/30170 K.

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
    Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
    Alacaklı Karar … tarafından, dava dışı borçlu Metin Kılınç aleyhine yapılan icra takibinde, …ürlüğü 2015/27 Talimat sayılı dosyası ile 31/03/2015 tarihinde borçlunun adresinde yapılan fiili haciz sırasında şikayet eden …’in borçlu lehine icra kefili olduğu, şikayetçinin 06/04/2015 tarihinde icra mahkemesine ibraz ettiği şikayet dilekçesinde ise; haciz baskısı altında verilen icra kefalet işleminin TBK’nun 583. maddesindeki koşulları taşımadığını iddia ederek iptalini talep ettiği ve mahkemece şikayetin kabulü ile kefalet işleminin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır.
    İİK’nun 38. maddesi gereğince icra dairesindeki kefaletler ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabidir. Üçüncü kişilerin, icra dairesi önünde takip borçlusunun borcuna kısmen veya tamamen kefil olması, diğer bir ifade ile borcun ödenmesini kısmen veya tamamen üstlenmesi halinde icra kefaleti doğar. Kefaletin geçerli olabilmesi için, kefilin beyanının icra tutanağına geçirilmesi ve tutanağın altının imzalanması gerekir (İİK.m.8). Ayrıca kefilin kefil olduğu miktarın belirli olması (borcun tamamı veya kefalet kısmi ise kısmen kefil olunan miktar) ve kefaletin herhangi bir koşula bağlı olmaması gerekir.
    Ancak, usulüne uygun icra kefaleti olsa ve hakkında takip yapılan asıl borçlu yönünden takip kesinleşse dahi, icra kefiline icra emri çıkarılarak tebliğ edilmedikçe, kefil hakkındaki takibin devamı mümkün değildir.
    Somut olayda şikayetçi …’in 31/03/2015 tarihinde dosya borcuna icra kefili olduğu, ancak şikayetçiye usulüne uygun bir icra emri tebligatı yapılmamış olduğu belirlenmiştir. İcra emri tebliğ edilmeden kefil yönünden şikayet hakkı doğmaz ve icra kefaletinin geçersizliği ileri sürülemez.
    O halde, mahkemece; şikayetçi icra kefiline icra emri tebliği yapılmadığından şikayet hakkı doğmadığı ve bu aşamada hukuki yararı bulunmadığı gözetilerek istemin reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile şikayetin kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
    SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.