ARACIN 60 GÜN SÜRE İLE TRAFİKTEN MEN EDİLMESİNE İLİŞKİN İŞLEM İLE SÜRÜCÜYE PARA CEZASI VERİLMESİNE İLİŞKİN İŞLEMİN İPTALİ İSTEMİ

ARACIN 60 GÜN SÜRE İLE TRAFİKTEN MEN EDİLMESİNE İLİŞKİN İŞLEM İLE SÜRÜCÜYE PARA CEZASI VERİLMESİNE İLİŞKİN İŞLEMİN İPTALİ İSTEMİ

T.C.
DANIŞTAY
8. DAİRE
2019/2533 E.
2020/1680 K.
9.3.2020 T.

ARACIN 60 GÜN SÜRE İLE TRAFİKTEN MEN EDİLMESİNE İLİŞKİN İŞLEM İLE SÜRÜCÜYE PARA CEZASI VERİLMESİNE İLİŞKİN İŞLEMİN İPTALİ İSTEMİ ( Davacının Aracının Trafikten 60 Gün Süreyle Men Edildiği Taşımacılığın İlgili Belgeler ve Mevzuat Kapsamında Nitelenecek Bir Taşıma Olmadığı ve İzinsiz Taksi Taşımacılığı Niteliğinde Olduğu - Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Dairesi Başkanlığı Toplu Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğünce Düzenlenen Sosyal Etkinlik Servis Aracı Güzergah Kullanım Belgesi Kapsamı Dışında Korsan Olarak Tabir Edilen Ticari Amaçlı Yolcu Taşımacılığında Kullanıldığının Sabit Olduğu )

ARACIN KORSAN TAKSİ OLMASI ( Davacının Aracının Trafikten 60 Gün Süreyle Men Edildiği Taşımacılığın İlgili Belgeler ve Mevzuat Kapsamında Nitelenecek Bir Taşıma Olmadığı ve İzinsiz Taksi Taşımacılığı Niteliğinde Olduğu - Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Dairesi Başkanlığı Toplu Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğünce Düzenlenen Sosyal Etkinlik Servis Aracı Güzergah Kullanım Belgesi Kapsamı Dışında Korsan Olarak Tabir Edilen Ticari Amaçlı Yolcu Taşımacılığında Kullanıldığının Sabit Olduğu )

TESCİL BELGESİNDE YOLCU NAKLİ-TİCARİ ARAÇ NİTELİĞİ BULUNMASI ( Bu Taşımanın Anılan Taşımacılığın Korsan Tabir Edilen Niteliğini Değiştirmeyeceği - Davacının Sahip Olduğu Belgelerin İşleme Konu Taşımacılık İçin Yeterli Görülmesinin Mümkün Olmadığı/İşlenen Fiil Nedeniyle Araç Sürücüsüne Kesilen Para Cezası İşlemde Hukuka Aykırılık ve Dava Konusu İşlemin İptali Yönündeki Mahkeme Kararına Yönelik İstinaf İsteminin Reddine İlişkin Temyize Konu Bölge İdare Mahkemesi Kararında Bu Kısım Yönünden Hukuki İsabet Bulunmadığı )

2709/m. 38, 153

2918/m. Ek 2

ÖZET: Dava, aracın 60 gün süre ile trafikten men edilmesine ilişkin işlem ile araç sürücüsü olan diğer davacıya para cezası verilmesine ilişkin işlemin iptali istemine ilişkindir. Olayda davacının aracının trafikten 60 gün süreyle men edildiği taşımacılığın ilgili belge ve mevzuat kapsamında nitelenecek bir taşıma olmadığı ve izinsiz taksi taşımacılığı niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.

Bu durumda, aracın Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Dairesi Başkanlığı Toplu Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğünce düzenlenen Sosyal Etkinlik Servis Aracı Güzergah Kullanım Belgesi kapsamı dışında korsan olarak tabir edilen ticari amaçlı yolcu taşımacılığında kullanıldığı sabittir.

Aracın tescil belgesindeki "Yolcu Nakli-Ticari" nitelik taşımasının anılan taşımacılığın korsan tabir edilen niteliğini değiştirmeyeceği, davacının sahip olduğu belgelerin işleme konu taşımacılık için yeterli görülmesinin mümkün olmadığı, işlenen fiil nedeniyle araç sürücüsüne kesilen para cezası işlemde hukuka aykırılık, dava konusu işlemin iptali yönündeki Mahkeme kararına yönelik istinaf isteminin reddine ilişkin temyize konu Bölge idare Mahkemesi kararında bu kısım yönünden hukuki isabet bulunmamaktadır.

İSTEMİN KONUSU: İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 8. İdari Dava Dairesinin 02/11/2017 gün ve E:2017/1399, K:2017/1951 Sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem: Dava, davacılardan ...'ın maliki olduğu 34 .... plakalı aracın ilgili belediyeden izin veya ruhsat almaksızın belediye sınırları dahilinde ticari amaçlı yolcu taşımacılığında kullanıldığından bahisle 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun Ek 2/3. maddesi uyarınca aracın 60 gün süre ile trafikten men edilmesine ilişkin 06.09.2016 tarih ve 0612402 Sayılı işlem ile anılan mevzuat uyarınca araç sürücüsü olan diğer davacı O. Kiracı'ya 2.532,00TL para cezası verilmesine ilişkin 06.09.2016 tarih ve 507900 Sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: İstanbul 2. İdare Mahkemesi'nce verilen 30/01/2017 tarih ve E:2016/1592, K:2017/288 Sayılı karar da; davacıya ait araçla ilgili Sosyal Etkinlikler Grup Servis Güzergah Kullanım İzin Belgesi mevcut olduğundan aracın 2918 Sayılı Kanun'un Ek:2/3. maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 8. İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, tesis edilen idari işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİNİN DÜŞÜNCESİ: İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 8. İdari Dava Dairesinin 02/11/2017 gün ve E:2017/1399, K:2017/1951 Sayılı kararının idari para cezasına ilişkin kısmının bozulması, aracın trafikten men edilmesine ilişkin kısmının ise gerekçe ile onanması gerektiği düşünülmektedir.

Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

KARAR : İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY:

....l Valiliği İl Emniyet Müdürlüğü Sivil Trafik Denetleme Şubesi ekiplerince İstanbul İli, ....İlçesi,... Mahallesi, .... Caddesi'nde 06.09.2016 tarihinde yapılan denetimde, davacının maliki olduğu 34 .... plakalı araç ile ilgili Belediyeden izin veya ruhsat almaksızın yolcu taşımacılığı yapıldığının tespiti üzerine, 06.09.2016 tarih ve 0612402 Sayılı işlem ile söz konusu aracın 60 gün süreyle trafikten men edildiği, ayrıca araç sürücüsüne 06.09.2016 tarih ve 507900 Sayılı işlem ile 2.532,00TL para cezası kesilmesi üzerine davacılara tarafından aracın 60 gün süreyle trafikten meni ve araç sürücüsüne para cezası kesilmesine ilişkin işlemlerin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:

Anayasa'nın "Suç ve Cezalara İlişkin Esaslar" başlıklı 38. maddesinin 1. fıkrasında;

"Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez."

Yine Anayasa'nın "Anayasa Mahkemesi'nin kararları" başlıklı 153.maddesinin 3. fıkrasında ise; " ... Kanun, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da bunların hükümleri, iptal kararlarının Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar ... " hükmü yer almaktadır.

2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun "Araçların tescil edildikleri amacın dışında kullanılması" başlıklı Ek 2. maddesinde; araçlarını motorlu araç tescil ve trafik belgesinde gösterilen maksadın dışında kullananlar ile sürülmesine izin veren araç sahiplerinin 14.400.000 lira para cezası ile cezalandırılacağı, ayrıca, aracın on beş gün süre ile trafikten men edileceği, ilgili belediyeden izin veya ruhsat almaksızın, belediye sınırları dahilinde ticari amaçlı yolcu taşıyan kişiye, araç sahibine, bağlı bulunduğu durak, iş yeri ve işletmelerin sorumlularına birinci fıkrada gösterilen idari para cezasının üç kat olarak, fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıl içinde tekerrürü halinde ise beş kat olarak uygulanacağı, ayrıca, aracın her defasında altmış gün süre ile trafikten men edileceği hükmüne yer verilmiştir.

2918 Sayılı Kanun'un Ek 2. maddesinin üçüncü fıkrasının iptali istemiyle yapılan başvuru üzerine, Anayasa Mahkemesi'nin 11.09.2014 tarih ve E:2014/52, K:2014/139 Sayılı kararıyla; Anayasa'nın 2. ve 10. maddesi yönünden yaptığı incelemede; itiraz konusu kuralın, "korsan" olarak tabir edilen yasa dışı taşımacılıkla mücadele amacını taşıdığı; dolayısıyla gerekli izin ve ruhsatları almaksızın ticari amaçlı yolcu taşımacılığı yapılması eylemini yasaklamanın ve bu eylemin hangi tür ceza ile yaptırıma bağlanacağı hususunun kanun koyucunun takdir yetkisi kapsamında kaldığı, kanun koyucunun da özellikle büyükşehirlerde sayıları çok büyük boyutlara ulaşan, önemli şekilde vergi kaybına yol açan, hizmet alanlar yönünden de sıkıntı oluşturan yasa dışı taşımacılığın yol açtığı mağduriyetin önüne geçmek için kamu yararı amacıyla, takdir yetkisine dayanarak anılan madde hükmünü düzenlediği; eylemin cezasının açık, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olarak belirlenmesi sebebiyle iptali istenilen kuralın, hukuk devleti ilkesine ve belirlilik ilkesine aykırılık oluşturmadığı; itiraz konusu kuralda izin belgesiz yolcu taşımacılığı yapanların, aynı maddenin birinci fıkrasında belirtilen araçlarını tescil ve trafik belgesinde gösterilen amacın dışında kullananlar hakkında uygulanandan daha ağır yaptırıma tabi tutulmasının eşitlik ilkesine aykırılık oluşturduğu ileri sürülmekte ise de, birinci ve ikinci fıkrada yasaklanan eylemler birlikte incelendiğinde, korunan hukuki yarar ve unsurları tümüyle farklı olup haklarında yaptırım uygulanan kimselerin aynı konumda oldukları kabul edilemeyeceğinden, aralarında eşitlik karşılaştırması yapılmasına olanak bulunmadığı belirtilmiş; Anayasa'nın 38. maddesi yönünden yaptığı incelemede ise, itiraz konusu kuralda araç sahibi açısından sorumluluğun, objektif sorumluluk esası benimsenerek düzenlendiği, kuralda ilgili belediyeden alınması gereken izin veya ruhsatı olmaksızın ticari amaçlı yolcu taşımacılığı yapıldığının tespit edildiği durumlarda araç sürücüsü aynı zamanda araç sahibi değilse, araç sahibine de aynı miktar için ceza tutanağı düzenleneceği belirtilmekte, araç sahibi olan kişinin, kusurunun bulunup bulunmadığı, belgesiz olarak ticari amaçlı yolcu taşımacılığı yapılmasına izin verip vermediği değerlendirilmeden idare tarafından yaptırım uygulandığı, bu durumun ise işlemediği bir fiilden dolayı araç sahibine yaptırım uygulanmasına neden olduğu, dolayısıyla alınması gereken izin veya ruhsat olmaksızın ticari amaçlı yolcu taşımacılığı yapılması ve sürücünün araç sahibi olmaması hâlinde tescil plakası sahiplerine sadece ruhsat sahibi olmaları nedeniyle yaptırım uygulanmasının cezaların şahsiliği ilkesine aykırılık oluşturduğu, Anayasa ve ceza hukukunun temel kuralları uyarınca, kişilere ceza verilebilmesi için aranan koşullardan birinin hukuka aykırı eylemin kanunda belirtilmiş olması, diğerinin ise bu eylemin o kişi tarafından gerçekleştirilmiş olduğunun kanıtlanmasını gerektirdiği, itiraz konusu kuralda araç sahiplerinin hangi eylemlerinin suç sayıldığı için başkasının eyleminden sorumlu tutulduğu açık bir şekilde gösterilmediği gibi araç sahibi olma ile suç arasındaki

illiyet bağının da ne suretle oluştuğunun belirtilmediği, kuralın bu yönleriyle açık ve belirgin olmadığı, bu nedenlerle itiraz konusu kuralın birinci cümlesinde yer alan "araç sahibine" ibaresi ile ikinci cümlesinin "araç sahibine" yönünden cezaların şahsiliği ilkesine ve Anayasanın 38. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun Ek 2. maddesine, 31.05.2012 tarihli ve 6321 Sayılı Kanun'un 3. maddesiyle eklenen üçüncü fıkranın; birinci cümlesinde yer alan "araç sahibine" ibaresi ile ikinci cümlesinin "araç sahibine" yönünden Anayasa'ya aykırı olduklarına ve iptallerine karar verilmiştir.

Söz konusu iptal kararı üzerine, 2918 Sayılı Kanun'un Ek- 2. maddesinde 21/02/2019 tarih ve 7166 Sayılı Kanun'un 5. maddesiyle yapılan değişiklik neticesinde söz konusu madde;

"Araçlarını motorlu araç tescil belgesinde gösterilen maksadın dışında kullananlar ile sürülmesine izin veren araç sahiplerine 1.002 Türk lirası idari para cezası uygulanır.

Ayrıca, araç on beş gün süre ile trafikten men edilir.

10/7/2004 tarihli ve 5216 Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ve 3/7/2005 tarihli ve 5393 Sayılı Belediye Kanunu kapsamında ilgili belediyeden;

a-) Çalışma izni/ruhsatı almadan,

b-) Alınan izin/ruhsatta belirtilen faaliyet konusu dışında,

c-) Alınan izin/ruhsatta belirtilen çalışma bölgesi/güzergâh dışında

belediye sınırları dâhilinde yolcu taşımak yasaktır. Bu fıkranın (a) bendine uymayanlara 5.010 Türk lirası, (b) bendine uymayanlara 2.018 Türk lirası, (c) bendine uymayanlara 1.002 Türk lirası idari para cezası verilir. Fiilin işlendiği tarihten itibaren geriye doğru bir yıl içinde tekerrürü hâlinde, bu fıkrada yer alan idari para cezaları iki kat olarak uygulanır.

İşleteni veya sahibi, sürücüsünün kendisi olup olmadığına bakılmaksızın aracın bu maddenin üçüncü fıkrasına aykırı olarak kullanılmaması hususunda gerekli tedbirleri almak ve denetimini yapmakla yükümlüdür. Araç, bu maddenin üçüncü fıkrasının;

a-) (a) bendinin ihlali hâlinde altmış gün,

b-) (b) bendinin ihlali hâlinde otuz gün,

c-) (c) bendinin ihlali hâlinde ise on beş gün

süreyle trafikten men edilir.

İlgili belediye tarafından tahdit veya tahsis kapsamına alınmış ve bu kapsamda verilmiş çalışma izninin/ruhsatının süresi bittiği hâlde, belediye sınırları dâhilinde yolcu taşıyan kişiye 1.002 Türk lirası idari para cezası uygulanır ve eksikliği giderilinceye kadar araç trafikten men edilir.

Ayırıcı işareti bulunmayan üçüncü fıkra kapsamındaki araçlardan taşımacılık hizmeti alanlara da 334 Türk lirası idari para cezası uygulanır." şeklinde düzenlenmiştir.

Diğer yandan 5326 Sayılı Kabahatler Kanunu'nun 2. maddesinde, "Kabahat" deyiminin, Kanun'un karşılığında idarî yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık anlamına geldiği belirtilmiş; aynı Kanun'un "Genel Kanun Niteliği" başlıklı değişik 3. maddesinde, bu Kanun'un, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması hâlinde; diğer genel hükümlerinin, idarî para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında uygulanacağı düzenlenmiş; "Organ veya temsilcinin davranışından dolayı sorumluluk" başlıklı 8. maddesinin 1. fıkrasında ise; organ veya temsilcilik görevi yapan ya da organ veya temsilci olmamakla birlikte, tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde görev üstlenen kişinin bu görevi kapsamında işlemiş bulunduğu kabahatten dolayı tüzel kişi hakkında da idarî yaptırım uygulanabileceği, 2. fıkrasında; temsilci sıfatıyla hareket eden kişinin bu sıfatla bağlantılı olarak işlemiş bulunduğu kabahatten dolayı temsil edilen gerçek kişi hakkında da idarî yaptırım uygulanabileceği, gerçek kişiye ait bir işte çalışan kişinin bu faaliyeti çerçevesinde işlemiş bulunduğu kabahatten dolayı, iş sahibi kişi hakkında da idarî yaptırım uygulanabileceği, 3. fıkrasında; Kanunun, organ veya temsilcide ya da temsil edilen kişide özel nitelikler aradığı hallerde de yukarıdaki fıkra hükümlerinin uygulanacağı, 4. fıkrasında; birinci ve ikinci fıkra hükümlerinin, organ veya temsilcilik ya da hizmet ilişkisinin dayanağını oluşturan işlemin hukuken geçerli olmaması halinde de uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

5216 Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun "Ulaşım hizmetleri" başlıklı 9. maddesinde; büyükşehir içindeki karayolu üzerinde her türlü taşımacılık hizmetlerinin koordinasyon içinde yürütülmesi amacıyla ulaşım koordinasyon merkezi (UKOME) kurulacağı ve bu Kanun ile büyükşehir belediyesine verilen trafik hizmetlerini plânlama, koordinasyon ve güzergâh belirlemesi ile taksi, dolmuş ve servis araçlarının durak ve araç park yerleri ile sayısının tespitine ilişkin yetkiler ile büyükşehir sınırları dâhilinde il trafik komisyonunun yetkilerinin ulaşım koordinasyon merkezi tarafından kullanılacağı, büyükşehir belediyelerine bu Kanun ile verilen görev ve yetkilerin uygulanmasında 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun bu Kanun'a aykırı hükümlerinin uygulanmayacağı kurala bağlanmıştır.

5216 Sayılı Kanun'un anılan hükmüne istinaden hazırlanan ve 15/06/2006 gün ve 26199 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe konulan Büyükşehir Belediyeleri Koordinasyon Merkezleri Yönetmeliği'nin 28/2. maddesinde, "Taksi, dolmuş, minibüs ve umumi servis araçları ile toplu taşım araçlarının tahsis süreleri, ticarî plâka sayıları ile bu plâkaların verilmesine ilişkin usûl, esas ve devir ücretleri UKOME'ce tespit edilir." kuralı yer almıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Davacılardan araç sahibi hakkında tesis edilen dava konusu işlemin incelenmesi neticesinde;

Uyuşmazlık konusu olayda araç sahibi olan ancak ticari amaçlı yolcu taşımacılığı yapan sürücü konumunda olmayan davacı hakkında, dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 Sayılı Kanun'un Ek 2. maddesinin üçüncü fıkrası gereğince, aracının altmış gün süreyle trafikten men edilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.

Yukarıda yer verilen Anayasa Mahkemesi'nin 11/09/2014 tarih ve E:2014/52, K:2014/139 Sayılı kararı ile; 2918 Sayılı Kanun'un Ek 2. maddesinin 3. fıkrasının idari para cezası verilmesini düzenleyen ilk cümlesinde yer alan "araç sahibine" ibaresi ile aracın trafikten men edilmesini düzenleyen ikinci cümlesinin "araç sahibine" yönünden iptaline karar verilmiştir. Bu karar yukarıda zikredilen Anayasa hükmü uyarınca Resmi Gazete'de yayımlandığı tarihten itibaren yürürlüğe girmiştir.

Söz konusu Anayasa Mahkemesi kararıyla, dava konusu işlemin dayanağı olan, sadece "araç sahibi" olunması sebebiyle müeyyide uygulanmasına ilişkin yasal düzenleme iptal edilmiş olduğundan, araç sahibi hakkında tesis edilen dava konusu işlemin, hukuka uygun olmadığı görülmektedir.

Bu durumda, ilgili belediyeden izin ve ruhsat alınmaksının ticari amaçlı yolcu taşımacılığı yapıldığından bahisle, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun Ek 2. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca tesis edilen 06.09.2016 tarih ve 0612402 Sayılı işlemde anılan dönemde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre hukuka uygunluk görülmediğinden, dava konusu işlemin iptali yolundaki Bölge İdare Mahkemesi kararında bu kısım yönünden sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Öte yandan, 5326 Sayılı Kabahatler Kanununun yukarıda anılan hükümlerinin değerlendirilmesinden; aracının izinsiz yolcu taşımacılığında kullanıldığı hususunda bilgi sahibi olduğu saptanan araç sahibi ile ilgili 5326 Sayılı Kanun'un 8. maddesinin 2. fıkrasında yer alan temsil ilişkisinin sonucu olarak temsil edilene de yaptırım uygulanabileceği, 4. fıkrasında ise tespit edilen temsil ilişkisinin hukuken geçerli olmadığı durumlarda da bu yaptırımın uygulanabileceğinin düzenlenmesi karşısında, aracının izinsiz yolcu taşımacılığında kullanılması hususunda bilgi sahibi olduğunun dosya kapsamından anlaşılması halinde araç sahibine de izinsiz ticari amaçlı taşımacılık fiili için anılan kanunda öngörülen yaptırımın uygulanabilmesinin mümkün olduğu; ancak Kabahatler Kanunu'nda yaptırım olarak, idari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesi şeklinde iki seçeneğin belirlendiği; dolayısıyla aracın trafikten men edilmesine ilişkin bir müeyyidenin uygulanmasına olanak sağlayan herhangi bir hükmün işbu Kanun da yer almadığı görülmektedir. Buna göre; araç sahibine, aracın sürücüsü tarafından yapılan izinsiz yolcu taşımacılığı faaliyeti nedeniyle trafikten men cezası verilmesi Kabahatler Kanunu'na göre de mümkün olmamakla birlikte, sürücü ile araç sahibinin aralarındaki temsil ilişkisinin ve illiyet bağının dosya kapsamında tespit edilmesi halinde Kabahatler Kanunu uyarınca araç sahibine de idari para cezası verilebileceği tabiidir.

Kaldı ki, Anayasa Mahkemesi'nin 11.09.2014 tarih ve E:2014/52, K:2014/139 Sayılı kararının gerekçesi incelendiğinde; itiraza konu hükmün Anayasaya aykırılığını oluşturan iptal sebebi olarak; kanun koyucunun araç sahibinin sorumluluğunu belirlerken kusursuz sorumluluk esasını benimseyerek, sürücünün hukuka aykırı fiilinden araç sahibinin haberdar olmadığı durumlarda da sürücü ile aynı yaptırımla karşı karşıya kalacak olmasının cezaların şahsiliği ilkesine aykırılık oluşturacağının vurgulandığı, bu nedenle "korsan" olarak tabir edilen yasa dışı taşımacılığın yapıldığının tespit edildiği durumlarda, sürücünün belgesiz veya sahip olduğu belgede belirtilen sınırların dışında olarak ticari amaçlı yolcu taşımacılığı yapmasına izin veren ve yasa dışı taşımacılık yapılmasında kusur sorumluluğu çerçevesinde dahli bulunan araç sahibine de aynı miktarda ceza verilebileceği, bir başka tabirle araç sahibinin objektif sorumluluğunun subjektif sorumluluğa dönüştüğü durumlarda araç sahibinin de hukuka aykırı fiilden sorumlu tutulabileceği sonucuna ulaşılmaktadır.

Şu halde, yasa dışı taşımacılık yaptığı ileri sürülen araç sürücüsünün taşımacılık faaliyeti nedeniyle Anayasa Mahkemesi'nin kararı sonucu oluşan mevzuat uyarınca "Araç Sahibine" trafikten men cezası verilemeyeceğinden dava konusu işlemin iptaline ilişkin karar da bu kısım yönünden sonucu itibariyle hukuki isabetsizlik görülmemiştir.

Davacılardan araç sürücüsü hakkında tesis edilen dava konusu işlemin incelenmesi neticesinde;

Yukarıda yer verilen Kanun ve Yönetmelik maddeleri birlikte değerlendirildiğinde; belediye sınırları içinde karayolu taşımacılığı yapacak olan servis araçlarının güzergâh ile sayılarının UKOME tarafından tespit edileceği, UKOME tarafından bu hususta alınmış bir izin belgesi ile güzergâh belirleme kararı bulunmayan araçlarla, yolcu taşımacılığı yapılmasının mümkün olmadığı, aksine davranışın 2918 Sayılı Kanun'un Ek 2. maddesinde belirtilen müeyyidelerin uygulanmasını gerektirdiği sonucuna varılmaktadır.

Uyuşmazlık konusu olayda her ne kadar, aracın trafik tescil belgesinde kullanım amacının "Yolcu Nakli-Ticari" olarak belirtilmiş ve davacı adına düzenlenen "Turizm Servis Aracı Güzergah Kullanım Belgesi" mevcut olduğu anlaşılmakta ise de, davacının aracının trafikten 60 gün süreyle men edildiği taşımacılığın söz konusu belgeler kapsamında nitelenecek bir taşıma olmadığı ve izinsiz taksi taşımacılığı niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.

Bu durumda, 34 .... plakalı aracın ....Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Dairesi Başkanlığı Toplu Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğünce düzenlenen Sosyal Etkinlik Servis Aracı Güzergah Kullanım Belgesi kapsamı dışında korsan olarak tabir edilen ticari amaçlı yolcu taşımacılığında kullanıldığı sabit olup, aracın tescil belgesindeki "Yolcu Nakli-Ticari" nitelik taşımasının anılan taşımacılığın korsan tabir edilen niteliğini değiştirmeyeceği, davacının sahip olduğu belgelerin işleme konu taşımacılık için yeterli görülmesinin mümkün olmadığı, işlenen fiil nedeniyle 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun Ek-2/3. maddesi uyarınca araç sürücüsüne kesilen 2.532,00TL tutarlı 06.09.2016 tarih ve 507900 Sayılı işlemde hukuka aykırılık, dava konusu işlemin iptali yönündeki Mahkeme kararına yönelik istinaf isteminin reddine ilişkin temyize konu İstanbul Bölge idare Mahkemesi kararında bu kısım yönünden hukuki isabet bulunmamaktadır.

SONUÇ: Açıklanan nedenlerle;

1. Temyiz isteminin kısmen kabulüne, kısmen REDDİNE, 

2. İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 8. İdari Dava Dairesinin 02/11/2017 gün ve E:2017/1399, K:2017/1951 kararının idari para cezasına ilişkin kısmının BOZULMASINA, aracın trafikten men edilmesine ilişkin kısmının ise belirtilen gerekçe ile ONANMASINA

3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 8. İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 09.03.2020 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.